1. yanyana çorba dağıttığım dostlarımı öldüren patlama. evrim'i, alper'i nicelerini elimden alan patlama. kırmızı siyah tabutlar görmemi sağlayan patlama. ne herşeyin başlangıcı ne de herşeyin sonu olan patlama. çocuklara oyuncak götürenleri öldüren, katleden patlama. şehit mehit olmadı benim dostlarım öldürüldüler. ölümsüz de değiller, öldürüldüler. dayanışın birbirinizle zira hayatta kalmanın tek yolu bu.
  2. insanın boğazına inen birer yumruktan fazlası, çıldırmamak elde değil. gencecik çocuklar, hayatlarını adadıkları yolda hayatı biraz daha güzelleştimek uğruna çıktıkları yolda, haince katledildiler. silahları değil fikirlerini kullanarak, kobane'ye yine orayı savunurken hayatını kaybeden suphi nejat ağırnaslı kütüphanesi açmak, hatıra ormanı, kreş inşaatı için bir araya gelmişlerdi. ama yıllarca dibinde olan patlamaların buraya gelecekti ve geldi, hem de filiz verecek tohumlara. şimdi bu katliamın ardından da, çok önceden kaybettiğimiz insanlığımızdan dolayı, o bedenlerin acısını çekip hesaplarını sormak yerine, solcuydu sağcıydı komünistti faşistti diyerek birbirimize gireceğiz, daha bedenlerinin sıcaklıkları soğumadan. içinden çıkılmaz bir bok çukuruna döndük, batıyoruz günden güne. ama yine de v'nin de dediği gibi, 'bir insanı öldürebilirsiniz, işkence yapabilirsiniz ama fikirlerini asla değiştiremezsiniz.'
  3. her şeyin başladığı gün. 20 temmuz 2015. tam 1 yıldır her ay aynı işkenceye uyanıyoruz. ve tam 1 yıldır insanların en sevdiği kişiler çocukları, kardeşleri, eşleri, anne-babaları, arkadaşları yok. hiç gelmeyecekler. hesabı da hala ödenmedi. ve biliyoruz ki hiçbir zaman ödenmeyecek.

    1 yıl değil de çok daha fazla olmuş gibi geliyor bana. o kadar çok canlı bomba katliamları yaşadık ki. en sonuncusunun 1. ayı dolmadan ben ilkinin 1.yıl dönümüne dair bir şeyler yazıyorum şuraya. hiçbiri hak etmedi. hiç kimse canlı bombayla ölmeyi hak etmez zaten.

    33 insanın 1. ölüm yıl dönümü ülkenin büyük bir istekle demokrasi! aradığı şu günlere denk geldi. tuhaf. 1 yıl önce bu çocukların ölümüne sevinen, oh olsun diyenler geçtiğimiz bir iki gün içinde başka bir vahşetle öldürüldüler. kaybeden hep anneler, kazanan hep koltuklar!

    biliyorum çok zor ama birlikte bir yaşamı savunduğumuz, birlikte her ölenin hesabını sorabildiğimiz günler gelir umarım.
  4. bugüne kadar gezi şehitleri olsun, paramaz kızılbaş gibi kobanede düşenler için olsun hep üzüldüm anmalarda yer aldım. ancak ilk defa böyle bir olayda 3 tane arkadaşımın adını gördüm. arkadaşın adını listede görmek cidden yüreğimi ayrı yaktı. sorumlusu direkt veya dolaylı farketmeksizin devlettir.
  5. alper sapan - eskişehir anarşi inisiyatifi üyesi

    evrim deniz erol - muş
    (mücahit erol)

    hatice ezgi saadet - mimar sinan üniversitesi sanat tarihi öğrencisi

    koray çapoğlu - trabzonsporlu, aktivist

    okan pirinç - 1997 samandağ doğumlu

    süleyman aksu - ingilizce öğretmeni - yüksekovalı

    uğur özkan - sosyalist yeniden kuruluş partisi (sykp) üyesi - istanbul

    ferdane kılıç - hdp parti meclisi üyesi

    nartan kılıç - hdp parti meclisi üyesi ferdane kılıç'ın oğlu

    yunus emre şen - ankara dil tarih coğrafya fakültesi (dtcf) öğrencisi - vanlı

    mehmet ali barutçu - muş

    çağdaş aydın - istanbul

    cemil yıldız - 65 yaşında - istanbul - 2015 genel seçimlerinde hdp sinop milletvekili adayıydı.

    duygu tuna - hdp maltepe ilçe eşbaşkanı

    kasım deprem

    ece dinç - esp kadıköy

    alican vural - samsun

    aydan ezgi şancı - samsun

    cebrail günebakan - adana

    büşra mete - esp istanbul

    ismet şeker - oğlu mustafa can şeker, kobani'de işid'le savaşırken hayatını kaybetmişti.

    murat yurtgül - arel üniversitesi öğrencisi

    emrullah akhamur - arel üniversitesi öğrencisi

    nazlı akyürek - kocaeli üniversitesi hukuk fakültesi öğrencisi

    nazegül boyraz - istanbul gülsuyu mahallesi

    erdal bozkurt - ardahan tutak

    veysel özdemir - amed

    dilek bozkurt

    polen ünlü - istanbul

    osman çiçek

    nuran koçak - kocaeli üniversitesi hukuk fakültesi öğrencisi

    tek tek fotoğraflarını atmak istiyordum isimlerinin yanına ama yüzlerine bakamıyorum. yakın zamanda yapabilirim umarım.
    rihan
  6. "biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
    sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
    anamız çay demliyor ya güzel günlere
    sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
    sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
    bu, böyle gidecek demek değil bu işler
    biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
    ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
    işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz."
  7. "münasip bir bağlantı hattı izleyerek şu noktaya varmaya takatim yok; kısa yoldan söyleyeyim: öyle bir yerde böyle bir katliam, devletin, en azından devlet içinden birilerinin bilgisi, göz yumması vs. olmaksızın gerçekleştirilemez. suruç'ta herhangi bir kimsenin, elinde o güçte bombayla, polisin, mit'in, daha bilmediğimiz bir sürü gizli devlet örgütünün dikkatini çekmeksizin dolaşması bile mümkün olamaz." diyor ümit kıvanç bugünkü yazısında.

    yani lafı döndürüp dolaştırmaya gerek yok: 32 insanın yaşamını kaybettiği bu katliamda devletten şüphelenmemek için ya saf ya da kötü niyetli olmak gerekir.
  8. barışı inşa etmeye giden gençlere şu an bangır bangır demokrasi diye yırtınan yobazların bir takım öfkeli gençleri ! tarafından yapılan katliamdır. yapanıda biliyoruz yaptıranıda alkış tutan itleride.zamanı geldiginde misli misli hesabı sorulacak . bogazda kafası kesilen mehmetçikle ankara, reyhanlı, suruç ..... unutursam kalbim kurusun.