1. yine yeme-içme kanalında yeni bir girdiyle daha karşınızdayım sayın seyirciler. youreads'in oburcuğu kimdir diye soracak olan olursa nickimi gönül rahatlığıyla telaffuz edebilirsiniz. en çok bu kanalda yazmışım.
    başıma bir şey gelmeyecekse sütlü çay içmekten hoşlanıyorum. her daim değil arada bir aklıma düşüyor. şöyle güzel demlenmiş koyu bir seylan çayına biraz süt ekleyince enfes oluyor.
    biz çaya şeker basarak içmeyi öğrenmişiz başka türlüsü çok yadırganıyor. hintliler mesela çaya sütün yanında bir yığın baharat ekliyorlar. starbucks dükkanlarında chai tea latte adıyla servis edilen çayın aslı bu.
    bir de tabii ingilizler pek düşkün çayına süt katmaya. alışkanlık. ingiliz toplumu çay tüketmeye başladığında şeker ancak zenginlerin erişebildiği lüks bir üründü. çaya katılan bir miktar sütün içinde bulunan laktoz çayın burukluğunu alır, hafif te bir tat katardı. çay servisinde bardağa önce soğuk sütü koyup üstüne çayı eklerlermiş bir de. çünkü sıcak çay fincana doğrudan konduğunda narin porselenler çatlayıp patlarmış.
    neyse işte hayatın bazı alanlarında aşırı muhafazakar olduğumu söylerler. mutfak konusunda ise aşırı liberal davranıyorum sanırım. sakatat dışında her türlü yeni tadı deniyorum. beğendiklerimi hayatıma katıyorum. sütlü çay da onlardan biri.
  2. çocukluğumdan beri çayı sütle içerim. annem öyle alıştırmış. şimdi laktoz, şeker falan öyle arızalar çıkınca daha az içer oldum.

    ama en efsanesi bergamot aromalı earl grey'le oluyor. tabii demlenmiş olacak çay. öyle poşetle moşetle falan olmuyor çünkü çayın aroması çıkmıyor poşetle. o yüzden de suladırılmış sıcak süt içiyor gibi oluyorsunuz.

    ayrıca, güney afrika'da da rooibos çayını sütle içerler. tabii eski ingiliz sömürgesi. ama sade rooibos. burada bulmak zor ama ararsanız bulabilirsiniz. öyle vanilyalı portakallı falan değil yani. gerçi rooibos da farklı bir damak zevki, bizim türklere pek uygun değil. yine de bulursanız deneyin derim. ^:swh^

    bir benzeri için (bkz: sütlü türk kahvesi)