1. tarihte nerdeyse her zaman ve her yerde görülmüs olan cinsel davranis. ama swinger, kendisine benzer iliskilerden, poligami yada poliamori den, sadece cinsel iliski ön planda oldugundan, ayri tutulmasi gerekir ve daha cok one-night-stand e benzer o acidan.
  2. cinsellikten alınan zevki ve cinsellik ile hayatın geri kalanını ayıramamış insanların kabullenemediği var olan olgu.
  3. aileyle bütünleşik hissetmek diye bir şey var. mesela soruyorsun çocuk okuyor mu? cevap geliyor 3'e "geçtik". nasıl iyi mi dersler? eh işte matematiğimiz biraz zayıf (o arada çocuğun burnunu siler ya da saçını düzeltir) insanın sorası geliyor okula kaç kişi gidiyorsunuz diye. aslında verilen ve alınan mesaj açık bizi böyle ayrı görünüyoruz bu şimdilik biraz ufak tefek ama biz bir'iz. bana göre çocuğu organı gibi görüyor. mesela kolumuz kırıldı işyerine izin dilekçesi yazcaz demiyoruz ki kolumu hastaneye götürcem. ne diyoruz hastaneye gitcem, kolum kırıldı yani nerdeyse ben kırıldım ya da şöyle diyoruz çocuğum hastalandı hastaneye gitcez. kolu bacağı gibi görenler var. parkta bi çocukla sohbet etseniz sanki ebeveyniyle ediyor hissedebilirsiniz. ilkokul çağları mesela çocuklar anne ve baba meslekleri ile hiyerarşi kurmaya meyil ederler. sanki anne babası doktor olan çocuk da doktordur. boşanmış aile mesela eksilmiş bi ilişki çocuk için. bu noktada çocuk ilk savaşını aileye ikincisini topluma karşı verir bunun adı "birey olma savaşı" çünkü babanızın ya da annenizin kolu bacağı olmadığınızı ispatlamanız gerek.

    yav bu konuyu swinger'a nasıl bağlıycam bilemedim. burada kalsın böylece oradan devam edeyim parçalar birleşir belki.

    swinger mevzusunun bastırılmış eşcinsellikle doğrudan ilişkisi olduğunu düşünüyorum. bir çeşit dışavurum fakat öncesinde karşı cinsle bütünleşmeye dayalı. bu bastırılmış duygu çok uzak bi raddeye erişilebilir mesela gerçek anlamada eşcinsel olduğunu hisseder fakat fiziksel olarak hazır değildir, beden bu anlamda duygulanmaz hatta iğrenir. bu durumda örneğin eşcinsel bir kadın baskı altında bir ruh farkında değil evlenir, kocası ile ruhsal bütünlük kurar akabinda kocasını kendisinin fiziksel bir uzantısı algılar ve swinger tipi bir oluşum ile kocasının bedeni aracılığı ile eşcinsel bir ilişki yaşar. aynısı bastırılmış erkek eşcinsel için de geçerli hiçbir zaman gönül rahatlığı ile dokunamayacağı erkek bedenine karısı eliyle dokunur ya da onun erkek tarafından sevilmesini sahiplenir.

    swinger çiftlere tavsiyem doğrudan eşcinsel ilişki kurmaları.
    abi
  4. cemal süreya, "sevişmek, çiftleşmek değil tekleşmektir"
    edip cansever, "ikimizdik, iki kişi değildik" der.
    bilmem daha nasıl anlatılır.
  5. dinimizde yeri yoktur.
    mutlu
  6. eylem olarak eşini paylaşma olayı. benim tanıdığım biri de bunu yapıyor ve hiç rahatsızlık duymuyor önceden, kendisinin yapmayacağını düşünüyor ama kimseye de karışılmamasını savunuyormuş sonra kendini işin içinde bularak aslında karşı çıkmama sebebinin bu olduğunu farketmiş. bu arada kendisi gavat olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
  7. gavatlığın ingilizcede ki kelime anlamıdır
  8. azalan marjinal fayda teorisinin farkında olan insandır..:))
    girilerin hepsini okudum,kimine iğrenç,gelmiş,kimi özendirmeyin dedmiş,kimi ise direk olarak eşcinsellikle bağlantı kurmuş..
    bütün genel yargılar yanlıştır ve benim yukarıda bir iktisat teorisi aracılığı ile belirttiğim fikirde bir genelleme değil sadece bazılarında olabilecek bir düşünceyi belirtmek içindir.
    konu insan olduğunda (hele iki insan "çift") bir çok genelleme yanlış sonuca ulaşıyorsa bu konuda da genellemeler yanlıştır diye düşünüyorum.
    öncelikle hiç bir giride (kendi açımdan) özendirmeye rastlamadığımı ve "özendirmeyin" diye yakınan kişilere katılmadığımı belirtmeliyim.
    eşcinsellikle direk bağlantılı düşüncesine ise içlerinde bu anlamda ilgiye sahip insanlar olabileceğini düşünmekle birlikte genelleme olarak katılmam asla mümkün değil.
    özellikle bahsedilen bu yaşam tarzını benimsemiş insanların cinsel konuları konuşmayı tabu olmaktan çıkarıp,gerçek düşüncelerini fantezilerini birbirlerine rahatlıkla açabilmiş insanlar olduklarını düşününce bu düşüncem biraz daha anlam kazanıyor.
    sonuç olarak (bunları yazmak bu ülkede ne kadar anlamlı tartışılır ama) kimsenin bir başkasının yaşantısını aşağılama,yargılama hakkı olduğunu düşünmüyorum.
    bırakın insanlar nasıl mutlu oluyorlarsa öyle yaşasınlar.
  9. her zaman söylerim bu hayatta önemli olan doğrular ve yanlışlar değil, mutlu ya da mutsuz olmaktır. eğer beni mutsuz edecekse doğruların ne işlevi var ? kurallarını benden önce yaşayan insanların belirlediği bir ahlaka uymak zorunda mıyım? bir kere geldiğim dünyada en hoşuma gidecek şekilde yaşamalıyım. o yüzden benim sınırlarımı ihlal etmiyorsa, canımı yakmıyorsa yapılmasının hiç sakıncası yok. bakın medeni insanlar ne güzel: swinger fest!!!