1. tahta kurusu bir böcek tabi. özellikle nemli yerlerde büyüyen bir böcek, seksenlerde doksanlarda şehirlere göç artınca evlere alınan rastgele mobilyalarda kendine çok iyi bir yer edinmiş böcek.

    kelimeye bakıyoruz; tahtakurusu. "acaba nemli tahtaya kuruluk veren şey mi?" diye merak ederekten araştırıyoruz ve bakıyoruz ki aslında işin aslı öyle değilmiş.
    'kurus' yunancada 'korios' kelimesinden türemiş ve 'tahta böceği' anlamına geliyormuş. yani biz de aslında "tahta kurus'u" şeklinde kullanılıyormuş.
    (tahta da pek zengin etimolojik bakımdan. farsçadaki taxte, x harfinin telafuzu 'h' sesi, kelimesinden gelme. biçilmiş ağaç anlamında.
    hatta 'teknik' kelimesine de gidebilir bu.)

    tahtakurusunun kelime kökeni bizi böyle deryalara sürüklerken osmanlı'da, zamanın abdülhamit döneminde tahtakurusu kelimesi sansüre de uğratılmış. "tahtın kurusun" anlamına çekileceğinden korkulmuş.
    (hatta abdülhamit'in yasakladığı bu kelimelere 'muzır kelimeler' denmiş. muzır, zararlı anlamına geliyor. içlerinde en fantastiği de 'ah=0' olan kimyadaki entropi kanunu. a burada delta olarak kullanılmış ve formülün 'abdülhamit=sıfır' olarak kullanılabileceğinden çekinilmiştir. )
  2. somut varlığından şüphe ettiğim canlı.
    bu nasıl bir böcektir ki tahtaları nasıl kemiriyorsa artık, kapı gıcırtısı gibi sesler çıkarır, sabahlara kadar uyutmaz. evi, çatıyı yıktırır, tüm tahtaları parça parça ettirir de yine de bulunmaz.
  3. kendine has bir kokusu vardır, yıllarca viski kokusu tarif edilirken, tahta kurusu kokusu kullanılmıştır.