1. ilk olanı düşünmek lazım, ilk insanı daha konuşamayan insanı tabii adem ile havva konusuna inanan birine bunu söylemek pek bir şey ifade etmez...tanrı meselesine bir cevap bulduğum için değil sorularıma bir cevap bulamadığım için inanç konusunda zayıfım..evet bir şey onu yapan olmadan olamazsa tanrı nasıl var olabiliyor..bu kainat kusursuz bir oluşumsa bunu yapan daha da kusursuzdur o zaman ama onun nedensiz olabildiğine inanabiliyoruz rahatlıkla çünkü o tanrıdır diyoruz...yani tanrı nedensiz-ezeli olabiliyorsa başka şeyler de gayet olabilir derim..ve bu arada tanrıya pragmatist yaklaşmak etik değil bence :)
  2. oradaki yani padişahtaki önerme bizim meselemize cevap olmuyor. tanrının yaratılmadığını aklında kurabilen biri neden kainat için bir yaratıcı olmadığını kafasında kuramıyor. farabi'nin hareketin hareketi..diye bir açıklaması var en sonda hareket etmeyen bir şey var diyor ve onu tanrı olarak gösteriyor çünkü bilinci kendini rahatlatmak zorunda. belirsizlik, rastgelelik insanın aklının kaldırabileceği bir şey değildir.zihindeki dengesizlik durumu insanda doğal reaksiyonlara neden olmaz ve bu yüzden insan ulaşılamaz bir gerçektense ulaşılabilir bir "yalan"ı tercih eder.

    einstein, insanlık tarihinde beyninin kullandığı bölümün fazlalığı bakımından bilinen ender insanlardan..misal çoğunluk beynini yüzde birlik bir kısmını kullanıyorsa o daha fazlasını kullanıyordu. kuantum fiziğiyle uğraşıyordu, karşılaştıkları öyle akıl almaz şeylerdi ki "tanrı zar atmaz" cümlesini kurmak zorunda kaldı- kuantumla ilgili en azından çifte yarık deneyine bakman yeterli- çünkü olasılıklardan örülü bir dünya ve düşünebilen elektronlar fikrini kaldıramıyordu.demem o ki onun gibi bir beyin bile belirsizlikten "ürküp" bir dayanak arıyorsa çoğunluğun araması da normaldir.

    inanç bir tercih meselesidir ayrıca, tartışmaya kapalı bir olgudur, sorgulandıkça darbelenen, zayıflayan, yok olmaya başlayan bir şeye döner.

    "tanrının ne olduğunu bilmiyorum ama ne olmadığını çok iyi biliyorum" diyen biri vardı..bu da meselenin diğer tarafı. yani tanrı var ama bu dünya bugün bu halde.diğer tarafta görülecek herhangi bir hesap beni tatmin etmez ve varsa bile itaat etmeyen bir kulum ben,günahı bana tabii varsa tanrı hesabını ona veririm.

    bu tartışmanın pek sonu yok, yani kimse bir inançtan öte tanrının varlığını kanıtlayamaz..aliveli arkadaş şimdi "daha ne olsun koca kainat" diyebilir ama ben en sonuna kadar soru sorarak gitmeyi tercih ediyorum.

    tartışmanın böylesinin güzel olduğunu belirtir, güzel uslubundan dolayı aliveli arkadaşa teşekkürlerimi de sunarım. kendisi temiz olanın tanrısı da temizdir anlayışı vardır bende kendisine ve tanrısına ki ben buna vicdan derim saygım vardır.

    muhabbetle..
  3. teistler tarafından var olduğu iddia edilen, yaratanı olmayan ilahi bir güce sahip olduğu iddia edilen bir yaratıcı
  4. önce kavramını anlamamız gereken şey.
    eger tanrı olarak tek tanrılı dinlerdeki tanrı kavramını baz alırsak bilmediğimiz şeyler hakkında düşünemeyiz, düşünsek dahi bu doğru bir yargı olmayacaktır. hiç çip yapımı hakkında bilgisi olmayan 2 insanı hayal edelim ve bu 2 insanın çipler hakkında farklı görüşlere sahip olduklarını varsayalım aralarında geçen tartışma bir sonuca bağlanır mı? hayır neden çünkü hiçbir bilgiye sahip değiller o konu hakkında yani bir ateist ile bir müslümanın arasındaki tartışma da aynı sonuca varacaktır bir taraf ben inanıyorum arkadaş içimden geliyor, diger taraf ise tanrı yok, neden yok? e çünkü yok hadi kanıtla diyecek ne sonuca vardık şimdi? diğer seçenek olarak tanrıyı bir ilk enerji olarak kabul edelim,bu durumda da karşılaşacağımız sorun enerjinin yoktan var olamayacağına göre o ilk enerji nasıl ortaya çıktı olacaktır bu soruya bir cevap var mi? bilimin şu anda bu soruya cevabı yok bu durumda yine yaratıcıya ulaşacağız, karşımıza iki seçenek çıkacak ya kutsal kitapta yazılan gibi o doğmamış doğurulmamıştır mantığıyla yaklaşacağız, kestirip atacağız ki bu bence çok yanlış sorgulayan bir insanın buna şıp diye inanmasını bekleyemeyiz,ya da hakkında hicbir bilginin olmadığı, bir hayvan türü olan homo saphiens'in aklının alamayacağı kavram hakkında yargıda bulunmayacağız. biz bir hayvan türüyüz dostlar kendimizi boşa kandırmayalim o kurban bayramında masallah masallah diyip boynuzundan sürüklediğin koçdan farkın düşündüğünden çok daha az o hayvan da sana gönderilmedi bildiğin dağda otlayan hayvanı (senin o çok büyük gördüğün insanların uzun zaman önce yaptığı gibi) alıp bu benim diyorsun sonra boynunu kesip allahim sana kurban olsun diyorsun yav neden kestin şimdi o hayvanı sen kimsinde kime kurban veriyorsun ? işin özüne gelirsek hiç gerek yok bu kavramı tartismaya dünyamızın daha önemli sorunları var gelin cenneti buraya taşıyalım bırakalım dini ırkı insan olmaya çalışalım önce, çıkarlarımız uğruna masum çocukları öldürmeyelim, güzelim ağaçları kesmeyelim. kim bilir belki bize bir şeyler söylemek istiyorlardır?
    not:bu yorum kur'an veya herhangi bir kutsal kitabı kaynak olarak kabul etmeden yapılmıştır.
  5. "tanrı bilincimiz, şeytan ise egolarımızdır" derim.
  6. anadolu'da hâlâ tanrı demenin caiz olmadığıyla ilgili laflar konuşulur. diyanet bunun sakıncalı bir şey olmadığını açıklamış olsa dahi böyle devam edecektir. önümüzdeki 100 yıl bu konuda bir değişiklik olmayacağını görebiliyorum.
  7. gerçekçi bir sorgulama yapalım, bu durumda;

    insanların anlayamadığı olaylarda sürekli "tanrı" kavramını kullandığını ve nedenlerin kaynağını bulamadıklarında çözümü tanrı'ya bağlayıp "bilmiyoruz" kelimesini kullanmadıklarını kabul etmemiz gerekir.

    çoğu şeyin bilim ile izahı "metafiziği katmadan" zaten mümkünken, henüz anlaşılamamış veya kavrayamadığımız olayları "daha tanımını yapamadığımız" tanrısal bir güce bağlamak kolaya kaçmaktan öte değil maalesef.
  8. var mı, yok mu bilemeyiz. kanıt ister, delil ister. öyle ki kendisi ile birebir iletişime geçmeden varlığı ya da yokluğu tescil edilemez.
  9. varlığında yokluğunda yetmiyor
  10. Düşündüğümüz gibi andropomorfik olması gerekmeyen, var olup olmadığı belli olmayan, evrenin tarihini açıklamak için kendisine ihtiyaç duymadığımız, ancak yokluğu konusunda kesin kanıtımızın da olmadığı varlık.
    Var ya da yok demeden önce, farklı tanrı görüşleri için Spinoza'nın panteizmi ya da Einstein'in tanrısına bakılabilir.
    Ancak benim favorim Isaac Asimov'un son soru adlı kısa öyküsünde anlattığı ve aslında tanrının uzay/zaman'ın herhangi bir noktasında evrimleşmiş olan sıradan bir ırkın bireyleri olup olmayacağını düşündüren görüştür.
    Bu öyküden sonra fark ettim ki, tanrının varlığı ya da yokluğunu tartışmadan önce insan, tanrının tanımını yapmalı. Bir canlı yaratmak imkansız mı? hayır, günümüz teknolojisi bile koşar adım bu noktaya yaklaşıyor. Bir gezegen yaratmak? Zor belki, ama bir gün yerçekimini kontrol edebilirsek neden olmasın? Bir yıldız yaratmak? Yeterince hidrojeni bir yere toplayıp sıkıştırın ve voila... yıldızınız hazır. Evren yaratmak? Faiziği yeterince anlayan bir ırk için neden olmasın?
    Kısacası, uzay/zamanın herhangi bir noktasında evrimleşip yeterli bilimsel ve teknolojik gelişmeyi gösteren bir ırkın "tanrı" olamayacağını söylemek benim için mümkün gözükmüyor. Tabi bu, illa bir "tanrı"nın olduğu ya da böyle bir türün "tanrı" olarak adlandırılması gerektiğini göstermez.

    (not: aynı öykünün ingilizcesini leonard nimoy'un (mr. spock) sesinden dinlemek isteyenler buradan buyurabilir.)