1. kullanıcı adını çok beğendiğim bir arkadaş var. (bkz: tanriyibizyarattik) varsa da yoksa da işte.

    böyle bir gücün varlığını ya da yokluğunu kanıtlayamacak kadar aciz yaratıklarız. varsa ve şu yüzyılda bir peygamber gönderirse; onun psikotik olmadığı bilgisine ulaşabilirsek, bizim içinde tekrar ay ikiye bölünürse, denizin içinde yol açılırsa, peygamber göğe yükselirse, gökten kurban inerse falan tanrı var diye kesin bi yorum yapabiliriz. yazıya geçirilme süreci bile sıkıntılı olan belgelere dayanarak varlık hakkında yorum yapmak mantık dışı. evet portakalın yanına bir bıçak koyup kendi kendine soyulmasını bekleyemeyiz buna neden olacak bir güç lazım, ama o gücün ne olduğunu milyarlarca yıl önceye gidip göremiyoruz.

    farkında olsak da olmasak da hepimizin en büyük kaygısı ölüm. sonrasının iyi olacağına inanmak için tanrı varmış gibi davranmak çok makul. tanrı var diye nutuk atıp yokmuş gibi yaşamak tutarsız.
  2. ihtimal dahilinde diye yanıtlayacağım soru.
  3. varlığına yönelik mevzu eski çağlardan beri insanoğlunun kafasında olan bir sorudur. geçmişteki insanların arafta kalma korkusu, ölüm sonrasını anlamlandırma isteği ödül-ceza sistemine sahip bir tanrıya inanmasına sebep olmuştur. günümüzde ise insanoğlunun bilinmeyeni anlamlandırmaya çalışması, bilgiye olan açlığı konuyu felsefe ve bilimde de popüler bir soru haline getirmiştir. evrim inkar eder, fizik bigbang i çözünce konunun anlamlandırılacağını söyler, bir kesim insan aklının tanrıyı kavrayacak boyutta olmadığını söyler... garip bir şekilde soruya cevap arayan çoğu çevrenin tanrının varlığı ya da yokluğuna yönelik düşünceleri mantıklıdır. tartışma yıllarca da devam edecek gibi.

    her ne kadar evrim üzerine kitaplar okusam, belgeseller izlesem, kuran ı anlamaya çalışsam da şahsi görüşüm tanrının varlığına inanıyorum daha doğrusu inanmak istiyorum. bu istek varoluşumu sürdürmek, ölümün sonrasını anlamlandırmak ya da yaptıklarımdan dolayı ödüllendirip cennete gitmek gibi bir şey değil. açıkçası cennet-cehennem veya yok olmak da çok umurumda değil. ihtiyacım olan mutlak adaleti sağlayacak bir varlık( ve ben de ihtiyaç duyduğumdan bir tanrı yarattım). hırsızın, katilin, zülmedenin kısacası yapanın yanına kalsın istemiyorum. bu düşünceme kinci denilebilir, intikamcı denilebilir ama tanrıya inanmamın tek sebebi mutlak adaleti sağlayacak bir varlığın olduğuna yönelik duyduğum ihtiyaç.tabii inanmam onu var eder mi?
  4. tarihsel-sosyal olarak vardır, doğa üstüdür ancak sonsuz değildir. bilinmeyen yere verilen isimdir.

    insanda ilk dini davranışlar doğa tapınımı, animizmvari görüşler ve tıp alanında canlanmış sayılabilir. yani bulunduğu doğanın işleyişini anlamayan insan o işleyişi sağlayan idrak edemediği üstün kurgusal yapıya saygı duyar ve tapınım başlatır. dağ, gezegenler, nehir v.b. oğelere tapınım başlar. sonuçta dağdan su çıkar, yaratıcı-canlandırıcıdır dağ.

    hızlı geçelim, ilkçağ medeniyetleri döneminde tapınım spesifikleşmiştir. somut unsurlara anlam vermeye başlamış, doğa filozoflarını görmüş homo sapiens bu sefer anlamadığı yeni şeyler görebilmeye başlamıştır. örnekse dionysos, üzümü kapalı bırakınca şarap haline dönüştürür. mikrobiyolojiye kadar da isa'nın kanı olarak değerlendirilir. ancak şimşek/zeus, deprem/poseidon'un atları v.b. sembolik ilişkiler kurabilir insanlar. yapılacak en makul şeydir zaten ortaya herhangi bir hipotez atmak.

    pozitivizm sonrası dinleri bilen bizler ise tanrıyı hesaplanamayacak ihtimaller arasına ve ölümden sonraya itmişizdir. keza hiçbir fikrimiz olmayan yerler buralardır. sembollerle doldurmazsak psikolojimiz rahat etmez, kendisini madde-üstü sanan bilinç için kaybolmak duygusuyla yüzleşmek kolay değildir.

    metafizik var oldukça tanrı da var olacak bir doğaüstü boşluk bulacaktır a dostlar. her şeyin teorisi^:the theory of everything^ meseleyi sonuçlandırır mı bilmiyorum ancak tanrının sıradaki evrimi için en azından bilinç-madde ilişkisinin tamamen kurulup bizlere kavratılması gerekmektedir. yavaş yavaş başladı da bu ilerleme. bilincin madde tarafından belirlendiği ve özgür iradenin aslında olmadığı sonuçlarını gösteren araştırmalar yayınlanıyor 8-10 senedir.

    ilerideki tanrı herhalde sadece doğa kanunlarını koyan, maddenin maddeyi çekmesi, termodinamik v.b. dengeleri belirleyen bir bilinçten ibaret olacaktır. sosyal kuralları belirlemekten uzaklaşıp felsefi bir varlık olarak etkisi gözlemlenemeyen bir evrensel hammurabi olabilir belki de.
  5. zeus artık yok. ona tapmayı bırakan son insandan sonra, tanrı yok olur, o artık mitolojidir. tanrıların kaderi işte budur.
  6. insanların inanma içgüdüsüyle yarattığı kitlesel tanrılar ve o tanrıların insanlar üzerindeki yaptırımlarına dayanarak sorgulanması veya yorumlanması insanın aklına gelebilecek en basit sorudur aslında.
    bence çoğu insan, içinde kendi tanrısını yaratır.amaç iyiliği daha haz alarak yaşamak ve iyiliğin getirdiği mutluluğu ve huzuru kendince hissetmektir.kötülüğü ise tanrı olgusunu kullanarak kendi çıkarları doğrultusunda temellendirip vicdanen rahat olmak için olabilir.
    aslında aklımıza gelebilecek ikinci soruda "tanrıya ihtiyacımız var mı?" olabilir.
    tabi şuan ki dünyada bu soruların cevaplarının kesin yargılarla verilmesi imkansızdır ama teknolojinin getirileriyle modernleşen gelecekteki dünyada tanrının ve onun getirisi olan dinlerin insanlar üzerindeki etkisinin azalacağını düşünüyorum.
    belki bir kuyruklu yıldızdan doğdu ilk hücre.belki uzaylılardan, belki de sagan'ın dediği doğrudur "hepimiz yıldız tozuyuz."belki bir tanrı vardır ve bizi o yaratmıştır.
    bu yüzden şuan için "olamaz mı, olabilir."
  7. insanoğlunun bu bilgiye -en azından şu an için- ulaşabileceğini sanmayan insanlardanım. bu yüzden bu cevabı aramaktansa dünyayı kendi başımıza daha iyi bir yer haline getirmeye calışmanın daha mantıklı olduğunu savunmaktayım.

    bunun üstüne konuşmak, tartışmak isteyen olursa kızıllandırın.

    edit: imla
  8. vardır ve olmalıdır da. bu dünyada bebek tecavüzcülerinin, insan katilleri tiranların, canlı düşmanlarının bir cezası olmalı yanına kalmamalı.bu yüzbinlerce milyonlarca insanların hayatını karartan insanlara verebileceğimiz en büyük ceza en fazla ne olabilir sevgili youserlar? söyleyeyim acılı bir ölüm evet ölümden başka bir ceza veremeyiz.milyonlarca insanların katillerinin sapıkların karşılığı bir kişinin ölmesi midir ? bu mudur yani adalet bu mudur hak hukuk ? hayır sayın youserlar hayır bu kadar kolay değil.işte bu yüzden allah olmalı cehennem olmalı bu insanlar bir kere değil bin kere ölmeli hatta ölmemeli mağdurların mağduriyeti giderilmeli hak hukuk yerine gelmeli. gelmeli ki herşeyin bir anlamı olsun.
  9. başlangıcı olan her şeyin bir başlatanı var ise o başlatanında bir başlatanı olması gerekir. tanrı'ya indirgersek bu mantığı, tanrı'nın tanrısı gibi bir şey oluyor. yani yaratıcının da bir yaratıcısı oluyor.

    bu elbette düz mantıktır. mantıksız demiyorum bak, düz mantıktır.

    bu kısır döngü sonsuza kadar sürüyor. buraya da çare olarak metafizik giriyor. e çürütülmediğine göre bu metafizik, insanoğlu var oldukça bu tartışma süregelecektir.

    işte bu yüzden tanrı yoktur diyemeyiz ama tanrı vardır da diyemeyiz.

    ***

    tanrıdan ziyade bunu herhangi sizin uydurduğunuz bir şey içinde geçerli.

    mesela ben diyorum ki evrenin yasalarını ve işleyişini düzenleyen uçan bir mavi yaratık var.

    e hadi gel de çürüt beni?

    ***

    (bkz: agnostisizm)
  10. bu sorudan önce sorulması gereken asıl soru şudur. tanrı'nın varlığı ya da yokluğu kanıtlanabilir mi ?

    evet kanıtlanabilir ise, o zaman doğa üstü ilahi bir güç değildir. (kendisi çıkıp söylemediği sürece)

    hayır kanıtlanamaz ise, aranması çok saçma olur.