1. (bkz: yüzbaşının kızı - alexandr puşkin)
    12 yaşındayken sevmediğim bir arkadaşımın doğum günümde bana hediye ettiği bir kitaptı.
    kötü çocuk tipinde değildi ama çok konuşur çok yalan söylerdi.
    geçenlerde kitabımın bitmesinin ardından yeni bir kitap arayışına düştüm.
    çarşıya inmeye üşendim yoksa almak istediğim kitap vardı.
    aslında üşenmedim, param vardı ama son paramdı ne olur ne olmaz diye kitaba harcamak gelmedi içimden.
    (bkz: yokluk)
    sonra aklıma evin kitaplarının arasında güzel bir kitap olabileceği geldi.
    ağır ağır yürürken içimden dedim ki ; ''umarım sevap için yazılmamış bir kitap bulurum.''
    saklanmışcasına orada duruyordu, nasıl bu zamana kadar görememiştim.
    geçmişi/geçmesini istemediğimi anarak odama doğru yürüdüm.
    okumak istemedim.
    sonrasında bir telefon geldi, kardeşimi okuldan almalıydım.(bkz: gece okulu)
    kitabı cebime koydum ve çıktım.
    giderken radyoda beni saran müzikler vardı.
    okumakta istemiyordum zaten.
    kardeşimi aldım ve dönüşte okumaya başladım.
    ne olduğunu anlamadığım bir şekilde 40 dakikalık yolculuk süresince bitmişti.
    daha önce tatmadığım bir duygu ile.
    akıp gitmişti, tıpkı çocukluğum gibi.