1. farsça'da "kaza" anlamındadır. yüklem olarak türkçe okunuşu ise "tesadüf kerden".
    h2o
  2. karmaşık ve anlamlandırması zordur. bir mantığa, düşünce sistemine oturtamazsınız. kainat bir sebep - sonuç silsilesi biçiminde ilerler iken herhangi bir zamanda, herhangi bir toplumdaki alelade binlerce insanın yaşamında meydana gelir, öylece oluverirler. elinizden gelen yalnızca size olumlu yansımasını temenni etmektir.
  3. rastlantı, rast geliş manasında kullanılan sözcük.
    yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi demek tdk'da.
    sözcük kökeni; arapça'dır.

    bana göre ise, jacqueline winspear'ın dediği gibi ;
    "tesadüf, hakikatin gönderdiği bir habercidir."
  4. gerçeklemesi mucize diyebilecek kadar güzel tesadüfler oldu. ama hiçbirinden bir şey çıkmadı. hiçbir güzel tesadüf mutlu etmedi. yazık oldu hepsine dedim. tesadüfler olunca acı bir gülümseme çöker.

    tesadüflere şaşırmak isterdim yeniden.
  5. tesadufler hakikattir demis ,ahmet hamdi tanpinar.
    belit
  6. gerçekleşmesiyle sevindirirken, nadirliğini hatırlatarak insanı üzen durum. bir şey yeterince sık gerçekleşirse bu tesadüf olmaktan çıkar mı, hep merak etmişimdir.

    bence çıkmaz(bitti)
    dag
  7. hiç birşey tesadüf değildir. lakin bu kelimeyi görünce aklıma hukuk öğrencilerine sorulan şu hikaye geliyor.

    genç bir oğlan sürekli annesi ve babasından para istiyormuş. babası birgün sinirlenmiş ve artık para vermeyeceğini söylemiş. oğlu sinirlenmiş lakin elinden birşey gelmiyormuş. aradan bir süre geçince parasız kalan çocuğun aklına bir fikir gelmiş. babası sürekli annesine boş silahla şaka yaparmış. kadıncağız silahın boş olduğunu bildiği için adamı pek takmazmış. oğlu bu boş silahı doldurup babasını hapise, annesini ise mezara göndermeyi planlamış. silahı doldurmuş başlamış beklemeye. fakat gel zaman git zaman ses soluk çıkmaz olmuş. oğlu artık dayanamayarak intihar etmeye karar vermiş. çıkmış çatıya kendisini aşağı bırakmış. çocuk intihar ederken babası ise her zaman ki şakasını yapıyormuş. silahı doğrultarak kadından kendisine kahve getirmesini istemiş. yaşlı kadın biraz nazlanınca adam boş olduğunu sandığı silahı ateşlemiş. silah birden patlamış. mermi kadıncağızı sıyararak camdan dışarı çıkmış. ikiside çok korkmuş, hemen polisi aramışlar. oğulları ise silah ateşlenmeden saniyeler önce kendini aşağı bırakmış. 12. kata gelince başına bir mermi isabet etmiş. bu mermi babasının ateşlediği silahtan çıkan merminin ta kendisiymiş. yani yere çakılmadan önce kafasından vurularak ölmüş.

    hikaye bu kadar. hukuk öğrencilerine sorulan soru ise "baba katil midir? yoksa çocuk intihar mı etmiştir?"
  8. birbirini tanıyan iki insanın aynı anda, aynı mekanda bulunup da birbirleriyle karşılaşmaması da bir tesadüftür. birinin diğerini görmesi ama selam vermemesi de tesadüftür o zaman. bu kafayla her şeyi ve hiçbir şeyi tesadüf kategorisine sokabiliriz. o zaman bu kavram bir işe yaramıyor demektir.