• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.82)
the imitation game - morten tyldum
ikinci dünya savaşı boyunca alman enigma kodunun kırılmasında çok önemli bir rol oynadığı için savaş kahramanı sayılan ingiliz matematikçi ve efsanevî kriptolog alan turing'in gerçek hayat hikâyesinden uyarlanmıştır.

yönetmen: morten tyldum

yapım: 2014 / ingiltere/ 114 dakika

oyuncular: benedict cumberbatch, keira knightley, matthew goode

tür: biyografi drama gerilim savaş


  1. benedict cumberbatch hatrına izlemeye karar verdiğim, sonrasında da iyi ki izlemişim dediğim bir film oldu. arada sırada akıl oyunları filmi aklıma gelse de filmin ana mesajını sonlara doğru algıladım.
    !---- spoiler ----!

    makinelerin insanlar gibi düşünüp düşünmeyeceğini tartıştığı sahnede, eşcinselliğin sadece farklı düşünme tarzı olduğunu anlatmaya çalıştı sanırım. tam hatırlamasam da "makineler de insanlar gibi düşünür, ancak insanlarla aynı şekilde değil" benzeri bir cümleydi.
    hiç cinsellk kullanmadan, çıplaklık istismarı yapmadan bir eşcinselin yaşadıklarını aktarmakta çok başarılı bir film olduğunu düşünüyorum.
    !---- spoiler ----!
  2. we call them computers...
    mutlu
  3. !---- spoiler ----!

    dahilikle eşcinsellik arasındaki ilişkiyi sorgulamama neden olan bir film. çizdikleri karakterin tüm davranışları homoseksüelligi gizlemek yönünde şekilleniyor. acaba dahileşmek ve toplumdan izole olmak temelinde bir çeşit savunma mekanizması mı? daha genel anlamda soru şöyle sorulabilir dünyamıza gelmiş geçmiş dahilerimiz dahi oldukları için mi uyum sağlayamıyorlar yoksa bir nedenden ötürü uyumsuz oldukları için mi dahileşiyorlar?

    !---- spoiler ----!
    abi
  4. her dahinin biraz duygu yoksunu olduğunu anladığımız film. araştırıldığında gerçekten de bunda haklılık payı olduğunu göreceksiniz. zannımca beyin bilgi işleme ve duygusallık arasında bi seçim yapıyo ve birini görmezden gelmeyi seçiyo. oyunculuklarda benedict abimizde sanırım üstüne uzun süre yapışık kalacak o sherlock havasını sezinliyoruz bu filmde de.
  5. üstün zekalılar ukaladır, kimseyle iyi geçinemezler, insanlara değer vermezler mesajını gösteren bir başka örnek. bir deha filmi çekip dehanın herkes tarafından kabullendiğini sanırım göremeyeceğiz. bu eleştirilerin yanı sıra izlemeye değer bir film. hem kişinin hem de yaptığı olayın büyüklüğünün farkına varılması açısından önemli bir film.
  6. film iyi güzel hoşta benedict cumberbatch'e bu zeki adam rolleri üzerine yapıştı. farklı rollerde de görmek istiyoruz onu.
  7. savaş ve şifre çözme meselesinin ön plana çıktığı bir alan turing filmi olduğunu düşünüyorum. bu dahi ve bir çok bakımdan "öteki"leştirilmiş adamın iç dünyasını daha çok görebilmeyi arzu ederdim aslında. sistem için "kahraman" denilebilecek birinin bile bundan 60 yıl öncesinin ingiltere'sinde cinsel yöneliminden dolayı hapse atılabildiğini ya da hadım edildiğini düşününce bu konuda az da olsa yol katettiğimizi görmek sevindirdi (elbette dünyanın her yerinde değil). hiç tanımadığım birini bana tanıma şansı verdiği için filmi heyecanla izledim.
  8. filmin kahramani dahi ama sosyal sorunlari olan biri. benedict cumberbatch için biçilmis kaftan yani. her tarihi filmde, biyografide oldugu gibi aslinda öncellikle ögrenmemiz gereken, hangi olaylarin dogru oldugu ve hangi olaylarin film için eklendigi.
    filmin sonundaki yazilar bilgi verse dahi, daha fazla arastirilmasi gerek kesinlikle.

    !---- spoiler ----!

    ekipte gerçekten bir kadin var miydi? alan turing churchill'e direkt bir mektup yazdi mi? christophe diye biri gerçekten var miydi?

    !---- spoiler ----!

    genelde aklimi alan, bu film sayesinde tekrar düsündügüm bir kaç konu var.

    !---- spoiler ----!

    böyle büyük bir sirrin 50 yil kadar bir süre boyunca sakli kalmasi naifçe olsa da, beni gerçekten çok sasirtiyor. acaba torunlarimiz bizim dönemimiz hakkinda ne gibi bilgiler edinecekler? simdi "olur mu öyle sey canim" dedigimiz seyler acaba dogru mu? aklimizin ucundan geçmeyen ne gibi sirlar var?

    aklimi alan diger konu ise, o dönemde, escinsellere ve kadinlara bakis açisi.elbette yeni ögrendigimiz seyler degil bunlar ama insan gerçekten hayret ediyor. 1 asirdan az bir süreden bahsediyoruz. binlerce yil süren medeniyetlerinimizde bu zaman dilimi hiçbir sey. bize çok yakin.
    kadinlar profesörlüge kabul edilemiyor, escinsellik suç (bugün bile bir çok ülkede suç), intihara itecek kadar siddetli bir hormon tedavisi uygulanan bir hastalik gibi görünüyor.
    basta biraz pesimist gelse de bu tarz düsüncelerim o kadar uzak olmamasi, bize asil gösterdigi, kisacik bir sürede ne kadar çok devrimin yasandigi. elbette ki çogu alanda yapilacaklarin listesi kocaman ama o döneme bakinca, insan ister istemek sükrediyor. ingiltere sadece iki jenerasyon ile escinselleri suçlu konumdan alip evlenme hakki veriyor. harika bir sey aslinda.

    daha nice seylerin bu sekilde degismesi umuduyla...
    !---- spoiler ----!
  9. teknolojinin ve onun en kritik kolu yapay zekanın evriminden, tarihin gördüğü en ilginç, gizemli ve korkunç olay olan ikinci dünya savaşı'nın karanlık taraflarına kadar senaryoya yedirebileceği çok zengin muhtemel yan hikayelere rağmen sadece geçmişte homoseksüellerin yaşadıkları zorlukları ve üstelik onu da çiğ ve propagandavari bir üslupla anlatan yapım. benim için epey hayal kırıklığı oldu. bu, toplumsal sorunları anakronik biçimde bir ünlü figür ekseninde istismar etme girişimciliğinin artık geçmişte kaldığını düşünmeye başlamıştım.
  10. naziler köfteyi çakmasın böylelikle daha büyük kitleleri kurtarırız diye kimi bombardımanları haber vermeyip bir kısım yurttaşların ölmesine engel olmamak bunun kararını almak zor şey be aga.
    mutlu