• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.75)
the salt of the earth - juliano ribeiro salgado ve wim wenders
fotoğraf sanatçısı ve kaşif sebastião salgado, kırk yıl boyunca insanlığın her daim değişime uğrayan karakterinin izini sürüp dünyanın yakın tarihte deneyimlediği açlık, göç ve uluslararası anlaşmazlıklar gibi önemli olaylara tanık olmuş ve bunları ölümsüzleştirmişti. sanatçı bu kez modern uygarlık tarafından henüz zarar görmemiş toprakların keşfine çıkıp vrangel adası, batı papua ve brezilya'nın panatanal bölgesi gibi yerlerde sıradışı çekimler yapıyor. belgesel, bir fotoğrafçının oğluyla çalışma ilişkisine ve salgadoların aile yaşantısına da değinen dokunaklı bir çalışma.


  1. bugüne kadar izlediğim en etkili belgesellerden biri olduğunu söylemeliyim. ve bu kesinlikle fotoğraf sanatçısı ve kaşif sebastião salgado'nun kendisinden kaynaklanıyor. elbette projeye wim wenders gibi bir yönetmenin elinin değmesinden.

    !---- spoiler ----!

    fotoğraf ışıkla resim yapmaktır

    !---- spoiler ----!

    en çatışmalı ve karışık ülkeler ile dünyanın en gidilemeyen ve en muhteşem yerleri dahil 100'den fazla ülkeyi dolaşmış ve çalışmalar yapmış. film yaptığı bütün bu seyahatlari üzerinden kronolojik olarak salgado'nun yaşamını da anlatıyor aslında. 1964 darbesinden sonra otoriter yönetimin, baskıların ve işkencelerin artık doruk noktasına ulaştığı dönemde 1969 yılında, ikisi de solcu aktivistler olan sebastião salgado ve karısı Lélia ile brezilya'yı terk edip paris'e yerleşmek zorunda kalıyorlar. 1973 yılında mesleği ekonomistliği bırakıp fotoğrafı hayatının merkezine koyuyor ve yollara düşüyor. dopdolu geçen 42 yıllık bir maceranın hüzünlü, çarpıcı ve büyüleyici hikayesi. ruanda iç savaşı ve ardından yaşanan soykırıma tanık olduktan sonra "ruhum hastalandı" diyerek uzunca bir süre fotoğraf çekmeyi bırakıyor. insanlıktan umudunu kestiği bir dönemin sonunda doğaya dönmeye karar veriyor. memleketi Aimorés'e (Minas Gerais) dönüyor ve karısı ile birlikte ormanların kesildiği, artık çölleşmeye başlamış, yaban hayatın yok olduğu köyünde inanılmaz bir çabayla bir orman kurma hayalini gerçekleştirmeye adıyor kendini. bu çabalar sonuçsuz kalmıyor ve sonunda terra institue projesi ile insanlığa bir doğal yaşam parkı armağan ediyorlar.

    uzunca bir aradan sonra kendi deyimiyle "doğaya olan borcunu ödemek ve aşkını belgelemek" için yeniden yollara düşüyor ki bu seyahatlere oğlu juliano da eşlik etmeye başlıyor. son projesi genesis bu gezilerin ve çalışmaların ürünü.

    fotoğraflarının yayınlandığı kitaplar:
    - An Uncertain Grace
    - Workers: Archaeology of the Industrial Age
    - Migrations
    - The Children: Refugees and Migrants
    - Sahel: The End of the Road
    - Africa
    - Genesis
  2. Salgado’nun dünyanın dört bir yanında çektiği fotoğraflar ve müzikleriyle etkileyici bir belgesel.

    Ama eldeki malzeme o kadar kuvvetli ki çok daha iyisini umut etmiştim. Yer yer etliye sütlüye karışmayan tavrı, yer yer felaketlere doğru genişleyen sorunların kaynağını basitçe “ yerel yönetimlerde” görme eğilimi, koca bir coğrafyadan geçerken tek bir kıta insanının söz söylemezliği, “konuşmanın” belgesel boyunca Avrupalıya özgülüğü. Afrika’da yaşayan halkın bir yerde maddeleştirilmesi ya da evcilleştirilmiş bir hayvan ile olan iletişim hissi ile sunulması; onlarla iletişimin 3. Kişilerin kurallarına bağlanması ve “arkadaşım” diyebillirken izin çıkmadığından arkadaşa verilen sözün tutulamazlığı.

    Salgado'nun down sendromlu oğlu ile ilgili belgesele yansıtılanlar, sarf edilen cümleler. Bir balinayla iletişim kurup arkadaş olan o sanatçının kızı ile iletişiminin renksizliği, daha neler neler. Çok daha iyi olabilirdi. Film, çok aşırı beğenilmiş kitlelerce, burada bırakıyorum, mahalle baskısı ağır gelmeden.

    Tüm bu eleştirilerim filmi tavsiye etmeme engel değil, izleyin, size daha iyisini fısıldayacaktır belki de bu film. trailer