• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.68)
the shawshank redemption - frank darabont
genç ve başarılı bir bankacı olan andy dufresne, karısını ve onun sevgilisini öldürmek suçundan ömür boyu hapse mahkum edilir ve shawshank hapishanesine gönderilir.


  1. birinci sırayı hak eden onlarca film varken bunun ilk sırada olması bana nedense her gördüğümde tuhaf gelmiştir.
  2. bırakın birinci sırayı ilk 100'e bile girmemesi gereken filmdir.
  3. uzun bir süre canımız sıkıldıkça hadi bir shawshank patlatalım deyip yüz kere izlediğimiz filmdir. çok iyidir,canım film.
    mavi
  4. bu filmi kötü bulabilen kişinin cidden bir filmde aradığı yegane şeyin patlayan arabalar, silahlı çatışmalar ve bolca cinsellik olduğunu söyleyebiliriz. başlama anından son sahnesine kadar her bölümde hakkını veren bir film. ki o kadar insanın da puan verip bu filmi imdb2de 1 numaraya taşımış olması da bunun en büyük kanıtıdır. yüzlerce kez izlenip bıkılmayacak, iyi film sorana ilk tavsiye edilecek filmdir benim dağarcığımda...
  5. bu filmi kötü bulabilen kişinin bir filmde aradığı yegane şeyin patlayan arabalar, silahlı çatışmalar ve bolca cinsellikten ziyade; düşünce, estetik gibi şeyler de olabilir. the prestige, 12 angry men, lotr, godfather gibi filmler dururken birinci olmak bu filmin haddine değildir.
  6. birinci sırayı kesinlikle hak eden bir filmdir. bu film her zaman bana mükemmel geliyor herhalde hapishane filmlerinin hastasıyım.
    quess
  7. birinci sırayı hak edip etmeyeceğini söyleyebilecek kadar yetkin bir insan olmasam da, bu filmin neden birinci sırada olduğuna dair teorilerim yok değil.
    kendimden örnek verirsem;
    patlamalı uçmalı arabalı tabir ettiğiniz filmleri oylarken, film boyu heyecanımı dorukta tutup tutamadığına bakıyorum. kovalamaca sahneleri, patlamalar vb. bana gerçekçi geldi mi gelmedi mi onu terazimde tartıyorum. velhasıl, gerçek hayatta çok görülmeyen şeylerin gerçek hayata uygun olup olmadığını ölçüyorum. hergün araba kovalamacası yaşayıp ardından uçurumdan uçup araba patlamadan hemen önce yan camdan çıktığım için çoğu filmden not kırıyorum. bu filmlerde önden hazırlanmış beklentiler var.
    -neymiş abi film?
    +abi ileri sürüş tekniği uzmanı hikmet, banka soyup araba patlatıyor, bütçe acaip. çekiminde 300 araç pert olmuş.
    -vuuu!
    bolca cinsellik içeren bir film izlediysem ve oy vereceksem, öncelikle beklentimi kendime sormam gerekiyor. eğer filmden erotik bir tat almak istiyorsam ve film pornografiye doğru kaydıysa not kırıyorum, aradığım erotizmin altında kaldığına inanıyorsam, suçu kendimde buluyorum, film sanatsalmış diyerek tam not veriyorum. duygusal olsun, doğal akış içerisinde bazı sevişme sahneleri de olacak elbette ki neyi kimden saklıyoruz kafasındaysam, sevişme sahnelerinden daha çok öpüşme sahnelerine ve bu öpüşmeye yol açan hazırlık sahnelerine odaklanıyorum. sevişmeden önceki ilk öpüşme önemli benim için zira. aradaki diyalogların samimi olması, devamlı kasıntı aforizmaların havalarda uçmaması da gerekli özellikler. bu alanda da çoğu filmden not kırıyorum. yine beklenti var bu filmlerde;
    -neymiş abi film?
    +acaip cesur sahneler varmış. lezbiyen ilişkinin ortasında kalmış bir homoseksüel erkeğin dramı. filmin yarısı yatakta geçiyormuş.
    -vaaay!
    en sevdiğim alana geldik; bilim kurgu ve fantastik filmler; sinema benim için gerçek hayattan uzaklaşıp kendi evrenimi kurabileceğim bir dünya olmalı. o yüzden bu türe ilgim her zaman daha fazla olmuştur. film beni gerçek dünyadan uzaklaştırırken alışageldiğim gerçeklikten de koparmamalı. köklendiği bir mit, kitap, genel inanış veya bilimsel teori varsa o film benim için bir puan önde başlıyor. kalanlar efekt, hikaye örgüsü, sürdürülebilirlik gibi kriterler. pek çoğundan puan kırarım, ama belli bir çaba gördüysem 7-8 puanın altına da düşmem. beklenti bitmez;
    - neymiş abi film?
    +abi yunan mitolojisiyle uzay bilimini birleştiriyormuş. zeus aslında marslıymış.
    -get lan!
    gelelim shawshank redemption tarzındaki filmlere. bunlar hangi kategoriye girer bilmiyorum, kendimce isimlendirirsem, gerçek kesit filmleri diyeyim. gerçek hayattan alınmış gibi duran veya gerçekten öyle olan filmler. "benim başıma gelseydi ne yapardım?" sorusunu sorduran filmler. bu film de bize onu sorgulatıyor. ana karakterde herkes kendinden birşeyler buluyor, yaşlılar için evin bir oğlu, gençler için bir abi oluyor andy. ve filmin sonunda da öyle bir ters köşe yapıyor ki, her evden aynı sesler yükseliyor: "helal olsun abime", "ah oğlum ah, ne çektin ama kurtuluşu sen de hakettin" herkes ana karakter için seviniyor. herkes ona hak veriyor. şüphesiz, tertemiz bir sonla bitiyor film. bu duygular içerisinde oy vermeye gidiyoruz, verdiğimiz puan ya 9 oluyor ya da 10. çünkü bu tip filmlerde filme başlamadan önce peşin bir beklenti yok.
    -neymiş abi film?
    +bankacı mı ne hapse giriyomuş
    -hadi bakalım.
  8. her en listesinde çıkan kavganın sinemadaki anası.
  9. bu filme 1.liğe yakışmıyor diyenler kesinlikle ve kesinlikle konuyu anlayamamıştır.