• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.68)
the shawshank redemption - frank darabont
genç ve başarılı bir bankacı olan andy dufresne, karısını ve onun sevgilisini öldürmek suçundan ömür boyu hapse mahkum edilir ve shawshank hapishanesine gönderilir.


  1. birinci sırayı hak edip etmeyeceğini söyleyebilecek kadar yetkin bir insan olmasam da, bu filmin neden birinci sırada olduğuna dair teorilerim yok değil.
    kendimden örnek verirsem;
    patlamalı uçmalı arabalı tabir ettiğiniz filmleri oylarken, film boyu heyecanımı dorukta tutup tutamadığına bakıyorum. kovalamaca sahneleri, patlamalar vb. bana gerçekçi geldi mi gelmedi mi onu terazimde tartıyorum. velhasıl, gerçek hayatta çok görülmeyen şeylerin gerçek hayata uygun olup olmadığını ölçüyorum. hergün araba kovalamacası yaşayıp ardından uçurumdan uçup araba patlamadan hemen önce yan camdan çıktığım için çoğu filmden not kırıyorum. bu filmlerde önden hazırlanmış beklentiler var.
    -neymiş abi film?
    +abi ileri sürüş tekniği uzmanı hikmet, banka soyup araba patlatıyor, bütçe acaip. çekiminde 300 araç pert olmuş.
    -vuuu!
    bolca cinsellik içeren bir film izlediysem ve oy vereceksem, öncelikle beklentimi kendime sormam gerekiyor. eğer filmden erotik bir tat almak istiyorsam ve film pornografiye doğru kaydıysa not kırıyorum, aradığım erotizmin altında kaldığına inanıyorsam, suçu kendimde buluyorum, film sanatsalmış diyerek tam not veriyorum. duygusal olsun, doğal akış içerisinde bazı sevişme sahneleri de olacak elbette ki neyi kimden saklıyoruz kafasındaysam, sevişme sahnelerinden daha çok öpüşme sahnelerine ve bu öpüşmeye yol açan hazırlık sahnelerine odaklanıyorum. sevişmeden önceki ilk öpüşme önemli benim için zira. aradaki diyalogların samimi olması, devamlı kasıntı aforizmaların havalarda uçmaması da gerekli özellikler. bu alanda da çoğu filmden not kırıyorum. yine beklenti var bu filmlerde;
    -neymiş abi film?
    +acaip cesur sahneler varmış. lezbiyen ilişkinin ortasında kalmış bir homoseksüel erkeğin dramı. filmin yarısı yatakta geçiyormuş.
    -vaaay!
    en sevdiğim alana geldik; bilim kurgu ve fantastik filmler; sinema benim için gerçek hayattan uzaklaşıp kendi evrenimi kurabileceğim bir dünya olmalı. o yüzden bu türe ilgim her zaman daha fazla olmuştur. film beni gerçek dünyadan uzaklaştırırken alışageldiğim gerçeklikten de koparmamalı. köklendiği bir mit, kitap, genel inanış veya bilimsel teori varsa o film benim için bir puan önde başlıyor. kalanlar efekt, hikaye örgüsü, sürdürülebilirlik gibi kriterler. pek çoğundan puan kırarım, ama belli bir çaba gördüysem 7-8 puanın altına da düşmem. beklenti bitmez;
    - neymiş abi film?
    +abi yunan mitolojisiyle uzay bilimini birleştiriyormuş. zeus aslında marslıymış.
    -get lan!
    gelelim shawshank redemption tarzındaki filmlere. bunlar hangi kategoriye girer bilmiyorum, kendimce isimlendirirsem, gerçek kesit filmleri diyeyim. gerçek hayattan alınmış gibi duran veya gerçekten öyle olan filmler. "benim başıma gelseydi ne yapardım?" sorusunu sorduran filmler. bu film de bize onu sorgulatıyor. ana karakterde herkes kendinden birşeyler buluyor, yaşlılar için evin bir oğlu, gençler için bir abi oluyor andy. ve filmin sonunda da öyle bir ters köşe yapıyor ki, her evden aynı sesler yükseliyor: "helal olsun abime", "ah oğlum ah, ne çektin ama kurtuluşu sen de hakettin" herkes ana karakter için seviniyor. herkes ona hak veriyor. şüphesiz, tertemiz bir sonla bitiyor film. bu duygular içerisinde oy vermeye gidiyoruz, verdiğimiz puan ya 9 oluyor ya da 10. çünkü bu tip filmlerde filme başlamadan önce peşin bir beklenti yok.
    -neymiş abi film?
    +bankacı mı ne hapse giriyomuş
    -hadi bakalım.
  2. morgan freeman ve tim robbins şaheseri.
    2 dost: red ve andy. bir hapishane. güzel bir kurgu. birazcık da sosyal mesaj kaygısı güden bişiy.

    can alan repliği: brooks was here, so was red.
    kuz
  3. şu yorumda zarar ettiğini okuduğumda hayli şaşırdım. demek ki o dönem sinemalarda 2. 3. film olarak gösterime girmiş. sonradan değeri anlaşılanlardan olabilir.
    abi
  4. sinemalarda 2., 3. film olarak gösterime girmemiş; cahil amerikalının filmin adından hiçbir şey anlamadığı, belgesellerindeki röportajlarda mevcut. daha adından kaybediyor kağıt üzerinde. finali ön gösterimde ek bir sahne ile değiştiriliyor, vesaire. çift cd'lik dvd'sinin izlenmesini tavsiye ediyorum keyifli bilgilerle filmden alınan tadın yükselmesi adına.