1. toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyet kavramının ötesinde tüm cinsiyet algılarının toplum tarafından belirlendiğini öne süren bir kavramdır.
    biyolojik cinsiyet anne karnında oluşur; toplumsal cinsiyet ise doğduktan sonra. toplum içinde "kızlar şöyle olur, erkekler böyle olur" gibi aşılamalar toplumsal cinsiyeti öğretir. kızlarla erkeklerin farklı uzunluklarda saç uzatmaları, pantolon ve eteklik giyme, kulağa küpe takma ya da takmama, saçı tokalama ya da tokalamama gibi farklılaşmalar toplumsal cinsiyet ile uyumlu duruma gelme davranışları olarak değerlendirilebilir. bütün bu olgularda biyolojik cinsiyet değişmez, ancak toplumsal cinsiyet ortaya çıkar.
  2. adam eşit değildir insan. ya da bir erkeğin kaburgasından yaratılmadık.
  3. biyolojik cinsiyet kadını xx olarak tanımlarken erkeği xy olarak tanımlar. toplumsal cinsiyet ise kadına güzel der erkeğe yakışıklı. canlı ve kültürel bir olgudur. biyolojik cinsiyette olduğu gibi sınırları yoktur. kimi toplumlarda tabu olan erkeğin etek giymesi bazı toplumlarda milli bir kıyafettir mesela. gün gelir popüler kültürün de etkisi ile, bir moda unsuru olarak etek giyen erkek modeli ortaya çıkar ve bu benimsenebilir. normal karşılanır.

    ülkemizde 1967’ye kadar bu giysinin kamusal alanlarda kadınlar tarafından giyilmesi pek uygun görülmezdi. fransa'da ise androjen tarzıyla, maskülenlikle feminenliğin sınırlarını belirsiz kılmayı başaran marlene dietrich, 30’lu yıllarda sokakta pantolonla gezdiği için fransız polisi tarafından uyarılmıştı.

    bir anlamda tabular bütünüdür. insan ayrımcılığına^:asla pozitif ayrım değil^ sebep olacak tabular zararlıdır. yıkılmalıdır. ama pozitif ayrımcılıkta farklılaşmanın renklerini yansıtır.