• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (6.71)
toz bezi - ahu öztürk
toz bezi, istanbul'un farklı kutupları arasında hayatı anlamaya çalışıp kendilerine yeni yollar çizmeye çalışan iki kadının hikayesini ele alıyor. istanbul'da yaşayan nesrin ve hatun gündelikçi olarak çalışan iki yakın arkadaştır. hatun'un tek hayali çalışmaya gittiği semtlerden birinde ev almakken küçük kızıyla birlikte yaşayan nesrin kocasının neden evi terk ettiğini anlamlandırmaya çalışır. ahu öztürk'ün yazıp yönettiği filmin oyuncu kadrosunda asiye dinçsoy, nazan kesal, serra yılmaz, didem inselel gibi isimler yer alıyor.(beyazperde)


  1. Özellikle yerli sinemada yönetmen koltuğunda kadınların olduğu filmleri takip etmeye, kaçırmamaya çalışıyorum. İstisnalar olmakla beraber, çokça beğendiğim yapımlar oluyorlar, gerçekten bildiğim bir dille anlatılıyormuş hissi veriyorlar. Bu sebeptendir ki, “toz bezi”ni de büyük bir heves ve beklenti ile izledim. Kötü olmuş diyemem ama “işte bu!!” da dedirtmedi, olayazmış sanki.

    Ötekini, kalabalıklarda kaybolanı anlatmış toz bezi. Kente göçü, yığınların içinde boğulmama savaşını anlatmış. Yaşadığımız toplumda aynı anda kadın, kürt, “cahil”, “fakir” olmanın ağır külfetine değinmiş. Bu noktada biraz eksiği olduğunu düşünüyorum filmin, tasvir edilen kadın sanki aile içinde gerçekte olandan çok daha güçlü, söz sahibi resmedilmiş gibi geldi bana. Yukarıda sözünü ettiğim sıfatlara sahip biri, birde üstüne kocası tarafından terk edildiğinde neler olur, "toplum bu işe ne der?" kısmı da es geçilmiş sanki; yalnızca para, sigorta, kira sıkıntılarına takılı kalınmış gibi.

    Film, merceğe aldıkları dışındakileri fazlaca “tipleştirmiş” gibi. Sanki evine gündelikçi alan kadın stereotipi yaratılmış; kaypak, aile ilişkilerinde fazlasıyla başarısız, sadakatsiz, yalancı yardımseverler.. birilerinin derdini anlatılırken, başka birilerine bu acımasızlığı yapmak, empatiden kaçınmak gerçekleri yansıtma amacı taşıyan bir film için çokça sıkıntılı.

    Evet, filmin gerçeği doğrudan yansıtmak gibi bir derdi olduğu kolayca görülüyor. Bunu başarmak adına sürekli kıpraşan kameralar ile çalışılmış ve günlük yaşamı resmeden kısa kısa bir çok sahneye yer verilmiş. Düğün salonu, mahalle arası kadın kuaförü, semt kahvesi, kaş bıyık alma seansı ve bol bol toplu taşımada geçen sahne eklenmiş filme. bazıları pek başarılı olmuş, bazıları ise şunu da şuraya koyalım da “gerçek” dursun denilmiş gibi.

    Son olarak filme güldürü unsuru katmak adına, daima küfreden bir karakter fikri bence fazlasıyla iticiydi. Evet başarıya ulaştı, salonun büyük kısmı bu küfürlerle kahkahalara boğuldu. ama bunun da yaratılmak istenen gerçekliğe zarar verdiğini düşündüm, dozu biraz kaçırılmış gibi geldi.

    Neyse efenim, “en iyisi” değil evet ama izlemeye değer, hoş bir yerli yapım.

    trailer
    seans bilgileri