1. tren garlarının havası bir başkadır. özellikle tarihi garlarda yüksekçe tavan, pencereler ve keskin bir koku karşılar sizi. gece yolculuğu güzel olur, heyecanla treni beklemesi..

    gece boyu çalıştıkça tren garı, sıcacık ortamdan nasiplenmek isteyen çoğu evsiz insanına da ev sahipliği yapar. rötar yapan trenin saati yaklaşmış mı diye arada uykulu gözlerle saati kontrol edersiniz. yanınızda bulunan çantaya kapanarak hafif kestireyim derken tekrar bilet almaya gelen veya treni hakkında bilgi almak isteyen birisinin sesi ile yankılanır kocaman tren gar ve uykunuz kaçar.

    bir hava alayım dedikten sonra çanta sırtlanır ve buz gibi soğukta beş on dakika volta atılır raylara uykusuz gözlerle bakarak. içerisi sıcaktır, yolcuların çoğu uykuya yenik düşmüştür trenini beklerken.. bazen de, garın yüksekçe bir yerine yerleştirilmiş televizyonda güzel bir dizinin tekrarı vardır, izlerken zamanın nasıl geçtiğini bilmezsiniz.. ^:leyla ile mecnun^

    istasyon görevlisinin sesi ile yankılanır tüm gar, trenin geleceğini haber eder. yavaş yavaş kıpırdanmalar ile çantalar tekrar düzeltilir, trene binmek üzere vaziyet alınır.. pulmanda koltuğuna geçtikten sonra, kavuşacağınız yerin heyecanı ile tatlı uykuya kaldığı yerden devam edilir..