1. eğer derdimiz karşıdan karşıya geçtiğimizde arabalar dursun, sağlıklı gıdalar tüketeyim, insan hakkı sadece yasalarda değil pratikte de olsun ve değerli olduğumu bileyim, her gün hayatından bezmiş insanlarla değil gerekli yaşam standartlarına eriştiği için yüzleri gülen insanlarla karşılaşayım, sıradan bir günde bomba ile patlatılmayayım, tecavüze uğramayayım, çocuğum olursa canından endişe etmeden ve sağlıklı bir ortamda büyütebileyim şeklindeyse o zaman artık ciddi ciddi düşünülmesi gereken eylem.

    ama derdimiz her şeyi unutayım, arkama bakmayayım değilse, insanlık adına, her şeyi geçtim buradaki sevdikleriniz, tanıdıklarınız adına endişelenmeye devam edecekseniz, derdiniz huzursa yani sahiden içinizi tamamıyla kaplayacak huzursa, sanırım dünyanın bir ucuna da kaçsanız bu ülkede doğmuş ve yetişmiş olduğunuz gerçeği peşinizi bırakmayacak. geçmişimiz gölgemizdir derler ama bu ülkede bu kadar derin acılarla yüzleşmek gölgeden öte, içimize sıçramış kapkara bir çamur lekesi gibi.
  2. sözlük kurallarını seviyorum ama ilk defa bu kurallara katılmıyorum. türkiye'den çekip gidilmez, siktir olup gidilir.
    sde
  3. nufus cuzdanimi yakarak, kesip atarak rahatlikla yapabilecegim eylem.

    bir sureligine yaptim bunu, biraz daha zamanim var, kalici olmasina ugrasiyorum, cok guzel, huzurlu benim icin muhtesem.bir yerdeyim.

    buranin da sorunlari var ama takmiyorsunuz baska bir yazar arkadasin dedigi gibi. 1.500 tl ye araba alabiliyorsunuz ve bu araba ile 1000 km yolu acaba yolda kalir miyiz diye dusunmeden gidebiliyorsunuz. yani oyle bir araba alabiliyorsunuz.

    maaslat yuksek degil ama et, balik ne bileyim istediginiz her turlu yiyecegi alabiliyorsunuz. zengin olmadan turkiye'de zengin olarak gorulebilecek bir hayat yasiyorsunuz. burada millet cilgin gibi telefon degismiyor, jeep almiyor. herkesin ufak tefek az masrafli arabasi var. adamlar istese fistik gibi audi bwm ceker altina ama yapmiyorlar, ha yapanlar var ama onlarda daha cok zamaninda disardan gelmis, icinde gormemislik okuzluk barindiran yuksek sesle muzik dinleyip hiz yapan kesim. onlar da azlar cok degil ve net olarak kimse kimseyi rahatsiz etmiyor, en cok kafasi guzel biri siz yolda yururken bir seyler der o kadar. bunun disinda pek de bir sey yok.

    cabam burada veya yakin bir ulkede kalici olarak kalabilmek yoksa turkiye'ye geri donunca kafayi kirip asya veya guney amerikaya ya da balkanlara gidicem, yasayacagim bir sekilde.

    ulke hakkinda kolay kazanmadik, turkluk falan edebiyati yapanlara da kafam girsin, alsin turkluklerini, ulkelerini baslarina calsinlar, zaten surada 60-70 yil omrumuz var ki bu ulkede bir anda geberip gitmek cok mumkun, iste ben bu omrumu salak mucadelelere adamak istemiyorum, insan gibi yasamak istiyorum.

    sinemaya bir ton para vermek istemiyorum, ete bir ton para vermek istemiyorum, araba ve vergiler uzerinden devleti zengin etmek istemiyorum cunku karsiliginda ya sizde harac kesiyorlar genel saglik sigortasi kapsaminda ya da öluyorsunuz bombadan dolayi.

    bir bazi siyasetciler ve bir %50 lik kesim var ki anlatilamaz yani ben bazi seyleri yabanci arkadaslarima anlatiyorum adamlar anlamiyor, tamam onlarin da ulkelerindr sorun var ama haysiyetsizlik yapani goklere cikarmiyorlar, odul vermiyorlar cezasini cektiriyorlar, biz de su ara ygs'nin pdf formatinda gorunutleri nette dolasiyor, ben bunu arkadasa diyorum, biz de de boyle degil ama.birilerinin sorulara bir sekilde ulastigi saptanmis ve hepsine agir hapis cezalari verilmis, yuksek mevkideki insanlar tutuklanmis.

    oyle boktan bi ulkede dogmusuz ki hele ki su son 15-16 senedeki degisim inanilmaz derecede kotu.

    ve buradan, temelli bir sekilde ulkeden gitmis arkadaslara sesleniyorum.lutfen nasil gittiginiz, ne sekilde gittiginizi, ne adimlar attiginizi belirtin, insanlara yardimci olun, ben sadece belli sureligine yapabildim bunu ama kalici olmasina ugrasacagim.

    telefondan yaziyorum, kusura bakmayin.

    dayanamadim editi: burada insanlar medeniyetin gerekliliklerini yerine getirerek yasiyorlar, yaya gecidi süs degil mesela, veya mal gibi herkes hafta soni avm'ye kosmuyor zaten sehrin icinde avm denen bi olay yok, hep sehrin biraz disinda, kadinlar muthis guvendeler, surasi biraz karanlik orasi tenha gitmeyelim dusuncesi yok, aldiginiz para ile gecinebiliyorsunuz, yazin tatile gidebiliyorsunuz, arada disarda yemeginizi yiyip sinemaya gidiyorsunuz, ha bazen cok calisilabiliyor ama saatleriniz yenmiyor, illaki buranin da eksileri var ama cok batmiyor olabilecek sorunlar. yani amaciniz ortalama, mutlu, normal bit hayat yasayip gezip gormekse, insani standartlarda yasamaksa kosa kosa cikin o berbat ulkeden.

    ve kosun kosun, 3. sinif vatandas olmak neymis goreceksiniz diyen eziklere, komplekslilere bakmayin, bugune kadar bir tane sey yasamadim, duymadim arkadaslarmdan, illaki olur ama munferittir.hic bir yer mukemmel degil ama turkiye berbat ve dayanilmaz.
    pan
  4. şu zamanlarda yapılacak en mantıklı eylem. lanet olası ülkeden çok paran olmadan çıkamıyorsun ki!
  5. mutlaka yapılması gerekenler listemde ilk başlarda yer alan madde.
    tecavüzcülerinden,şiddet meyillilerinden,politikacılarından,gereksiz hiçbir işe yaramayan bakanlıklarından,ayrımcılığından,ırkçılığından ve bitmek tükenmek bilmeyen halk zulmünden sıkıldığım için bu kararı vermiştim.

    ne olurdu bi isveç olsaydık ?
  6. her zorlu ulaşımın, saygısızlığın, gün içinde rast gelen bir kavganın, gürültünün, hava kirliliğinin akşamında eve gelince hissedilen dürtü. illa her gün bir patlama olmasına gerek yok bu hissi yaşamak için, bıkkınlık yeter de artar bile.

    hangi ülkede kaç lira kazanırım yahut geçinir miyim ya da bir bomba saldırısına kurban gider miyim gibi soru işaretlerinin yanısıra, medeniyet içinde yaşamak isteyenlerce hissedilir.
  7. akp rejiminin islamofaşist uygulamalarından sonra ilk olarak yaşam tarzına müdahale edilmesi neticesinde ortaya çıkmıştı bu istek. sonrasında iş, aynı beceriksiz rejimin hatalı dış politikaları neticesinde doğrudan yaşama hakkının gasp edilmesi boyutuna varınca tamamen ayyuka çıktı. insanların bomba patlar endişesiyle "kalabalık yerlere gitmeyelim" dediği bir ülkeden çekip gitme isteği kadar anlaşılabilir bir istek olamaz sanırım. pılınızı pırtınızı toplayıp gitmenin yollarına bakın. tezer özlü'nün bu denli haklı olacağını düşünmezdim ama, gerçekten de burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi.
  8. bir yerde ki yok nagmeni takdir edecek gūş
    tazyi-i nefes eyleme tebdil-i makam et

    ziya paşa

    bir yerde nagmeni yani şarkını, sözünü takdir eden kulak yoksa, nefesini boşa harcama. makamı değiştir.

    buradaki tebdil-i makam hem bulunduğun yer hem de klasik musikideki nihavend, hicaz gibi makamlar anlamında kullanılmış. yani insanlar seni anlamiyor takdir etmiyorsa nefesini boşa harcama ya başka bir şekilde anlayacaklari dilde konuş ya da başka yere git.

    turkiye'den tebdil-i makam etmek en mantıklısidır artık.
  9. bugün ankara güvenpark'ta gerçekleşen patlamanın ardından tabii ki birilerinin gene aklına gelmiş ya da saat itibariyle birazdan gelecek ve konuşulacaktır. bu amiyane tabiri geçenlerde gerçekleştirmiş biri olarak gene de istediğime erişemediğimi söyleyeyim.

    öncelikle gerçekçi bir insan olduğumu söyleyebilirim, bu göçü yaparken yeni olan her şeyin güllük gülistanlık olmayacağını ben de biliyordum. türkiye'yi terk etme sebebim öncelikle politik azınlık olmanın çok zor olması, işte onun dışındaki klasik kültürel, cinsel vs vs her şeyin insan üstündeki kümülatif baskısı. ve yine tabii ki biliyorum, dünyanın neresine giderseniz gidin bu sorunlarla yine karşılaşıyorsunuz, sadece ülkeden ülkeye belki miktarı belki dağılımları değişiyor. sonuçta birey olarak kaderimiz baskı altında idare edercesine yaşayıp, kendi "comfort zone"umuzu yaratmak vs vs.

    şimdi bunları niye söylüyorum, şundan söylüyorum, göçtük geldik burası da böyle. ee böyle olacağını da bilmiyor muyduk? biliyorduk. benim tek umudum, duygusal bağ noktasında bir kırılma yaşamaktı. bu ne demek?

    ankara'da yaşarken kafama takardım diyeyim ve tam tabiriyle şöyle söyleyebilirim, zoruma giderdi. çünkü politikacıları ve gündelik şeyleri, hükümetleri değerlendirirken bir mantık süzgecinden geçirip, bu beklenen ve tutarlı bir şey mi diye bakarım. mesela akp hükümetimizin her şeyine kızsak da, dalga geçsek de, şartları değerlendirince tabii ki bu adamlar öyle yapacak. olaylara yaklaşımları, yasaları hoşuna gitmeyebilir, ama şaşırtıcı mı? hayır. o zaman niye kızayım? niye bu öfke ya da devamlı dalga geçme? benim sadece zoruma giderdi.

    "ölürüm taşına toprağına", "atam sen kalk ben yatam" tavrındaki insanlarla benzeşmesem de sevdiğim insanlar ve deneyimlerim, birikimlerim bu topraklarda. duygusal bir bağın olması kadar normal bir şey yok. hah işte demek istediğim bu, türkiye'deyken en çok bıktığım şey bu duygusal bağdan dolayı her şeyin zoruma gitmesi ve birçok insanın aksine tepkimi rahatlayacak şekilde dışa vuramayışım üzerime çok gelmişti ve af edersiniz "siktir olup gittim".

    geldik buralara gene aynı politikacılar, gene aynı adaletsizlikler, gene aynı emek sömürüsü ama takıyor muyuz kafamıza? takmıyoruz. işte bu rahatlıktı hep istediğim ve biraz da olsa elde ettim. ama sıkıntı şu ki, hala türkiye'deki haberlerden kopamıyorsunuz ve orayı da takip ediyorsunuz. inanın daha çok yoruyor, uzaklardan tepki bile veremiyorsunuz. napalım, facebook'a lanetleyen yazılar mı yazalım?

    neyse, başlıkta geçen amiyane tabiri kullanmak istemiyorum, zira her memleket güzeldir, çünkü insanlar içindedir. ama gene de dürüstçe söylüyorum, kurtulamadım senden türkiye.
  10. sağ kalmayı başarabilirsem, en geç 5-6 yıl içinde gerçekleştireceğim eylem.