• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.93)
Yazar oğuz atay
tutunamayanlar - oğuz atay
'tutunamayanlar', türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. berna moran, oğuz atay'ın bu ilk romanını "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak niteler. moran'a göre "oğuz atay'ın mizah gücü ve duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, tutunamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır." küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan atay, "saldırısı tutunanların anlamayacağı, rededeceği türden bir romanla yapar." (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. kitap mükemmel ya da hakkında onca övgüden sonra tarafsız bakabilme yetimi kaybettim. ancak ben öyle çok sevmedim güzel olan her şey sevilecek diye bir kaide yok, kendimden biliyorum. ben artık kaybeden, tutunamayan edebiyatından çok sıkıldım. acı çekiyoruz, kitap okuyoruz ve anlaşılmak istiyoruz ama hepsi geçince hepsi geçiyor.
  2. !---- spoiler ----!

    kimsenin yaşantısını beğenmedim, kendime uygun bir yaşantı da bulamadım.

    !---- spoiler ----!
  3. 1968de yazıldı.

    60'lı yıllar batı ülkelerinde kapitalist düzene siyasal ve sanatsal düzlemlerde bir başkaldırışın olduğu yıllardı. üniversitelerde görülen ayaklanmalar türkiye'ye de sıçradı.
    batı bu karışıklığı kısa sürede atlatacaktı fakat türkiye uzunca bir süre sürecek kargaşa ortamına girdi.

    joyce, kafka, proust, woolf gibi yazarların başını çektiği yepyeni bir dünyayı karşımıza çıkardı oğuz atay. modernizm denilen estetik yepyeni bir dünya.
    bu türk edebiyatı için şaşırtıcı denemelerle dolu (kurgu ve biçim olarak) avangard bir romandı. hem türk edebiyatının biçimci yeniliklere kapalı yapısı hem de dönemim karışıklığı oğuz atay'ın anlaşılmamazlıktan kaynaklanan bir yalnızlığın en büyük açıklamasıdır.
    belki de bu yüzden yazmıştır bu kelimeleri atay: "ben buradayım sevgili okurum, sen nerdesin?"
    kup
  4. “oysa ben her an sana bakmak, bir sözünü kaçırmamak; bir kıpırdanışını, yüzünün her an değişen bütün gölgelerini izlemek, her an yeni sözler bulup söylemek istiyorum. her mevsimde, her gittiğimiz yerde, insanlarla ve insanlarsız, aşkın değişen yansımalarını görmek istiyorum. bütün bunlar beni yoruyor. sen orada duruyorsun ve beni seyrediyorsun sadece. senin için sevmek, su içmek gibi rahat bir eylem. ben, her an uyanık olmalıyım."
  5. türkiye' de okunmadığı halde okunduğu iddia edilen iki kitaptan biri. diğeri kuran zaten.

    okudum diye gezinenlerin en az yarısı ya hiç okumamış ya da yarım bırakmıştır. okuyanların da yine en az yarısı anlamamıştır. bu iddiama kaynak olarak da internette tutunamayanlar' dan diye paylaşılan sözde alıntıları gösteririm. kitabın pdf' si bilgisayarda mevcut, paylaşılanların en az yarısı kitapta yok.

    ben okumadım, baya bir süre de okumam. sayfalarca süren şiir barındıran bir kitap mı olur la? cidden zor kitap. okumak yetmez, üzerine yazılan yazıları da okumak gerekir kitabı tam kavrayabilmek için.
  6. kitapta ana karakterin aşık olduğu kadın oğuz atay'ın gerçek hayatta aşık olduğu kadının birebir kopyasıdır. tehlikeli oyunlar'da ise bilge karakteri olarak karşımıza çıkar. bu hanımefendi, sevin seydi, tıpkı her iki romandaki gibi ingilizceye çok hakimdir. hatta atay masada tutunamayanları yazarken, bitirdiği sayfayı karşısında oturan sevin seydi'ye uzatır, o da ingilizceye çevirirmiş. daha sonra tununamayanlar, 'the disconnected' adıyla bir bütün olarak ingilizceye çevrilmiş ve ingiltere'den bir de çeviri ödülü almıştır. kitabımızın kahramanı günseli, daha sonra oğuz atay'dan ayrılmış, ingiltere'ye yerleşmiş, orada bir iingilizle evlenmiştir ve halen bir kitapçı işletmektedir.

    bunları başka bir yerde okudunuz mu?.. edebiyat dedikoduları bende sözlük.
  7. şayet intihar bir kurtuluşsa ve bu kurtuluşun bedeli yaşam hakkından kendi istenciyle vazgeçmek ise insanı bu kurtuluşa götüren düşünceleri, ruhu ve hissiyatları nasıl anlayabiliriz? bunu anlamanın tek yolu o insanın hayatını yaşamak ve onun kişiliğiyle bütünleşmektir. işte bu kitapta bizler selim'i yaşayarak onun hayatına tutunmaya çabalayacağız.
  8. başta çok korktum, okumaktan imtina ettim; beceremem, bitiremem dedim...

    sonunda oğuz atay tadı denen şeyi keşfettim... su gibi gitmişti bütün kitap, ki depresifliğin dip köşesi bir üslubu var eserin, okuyamayanlara/bitiremeyenlere şaşırıyorum...

    bir de oğuz atay sayesinde oblomovu keşfettim, çok teşekkürler büyük usta...

    edit: 41 tl imiş fiyatı... sanki ben o kadar pahalıya almadım... (bkz: kitapyurdu.com)
    illa d&r'dan da almayın da korsan da almamak gerek...
  9. birçok kere başlayıp sonunu getiremediğim için kendimden utandığım eser
  10. okunması çok zor kitaplardandır, uzun betimlemeler, uzun monologlar zaman zaman sıkıcı etkiler yaratabilir, selim karakterinin uzun şarkıları ve açıklamaları bölümünü geçebilirseniz bitirebilirsiniz çünkü sonrası çok daha sürükleyici. kolay vazgeçenlerden olmayın, bitirin kitabı...
    sonra kanka, kanki, arki gibi ne olduğu belirsiz tanımlamalar yerine gerçek arkadaşlarınız için "canım selim" dersiniz ve haketmediğinizi düşündüğünüz herşeyde "bat dünya bat".