1. nietzsche'ye göre de ''umut en büyük kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır!''
  2. spoiler gibi olacak ama esaretin bedeli'nin ana düşüncesi ne deseler çoğumuz umut derdik.

    ingilizce'deki en güzel kelime de hope olabilir,
    yurdumuzun en güzel ilçelerinden biri hopa
    ve en güzel nidalardan biri de hobaa..

    eklemeler için @mesut'a teşekkür ederim
  3. insanı tüketip, bitirip aynı zamanda yaşatan tek şeydir. kendi kendine paradoks oluşturan bir durum. umutla yaşarsa şayet insanoğlu, umut ettiği şeyin gerçekleşmeyen her günü çürütür kendisini içten içe. ama aynı zamanda da, yasama tutum nedenidir umut. kısaca umut oksijen gibidir. insana can veren de oksijendir, ölüm de son aşamada oksijen zehirlenmesinden meydana gelir...
  4. önceden pek çok şey duymuş da anlam verememiştim. umudun diğer duygulara nispeten hayatımda hiç yeri yoktu. demek ki vakti değilmiş.
    şimdiyse bir umut beni içten içe ele geçiriyor. gelecek güneşli günlere dair bir umut, hatta yağmurlu günlere dair de. kaybettiklerimden fazlasını kazanabileceğime inanmak istiyorum.
    benim hala umudum var. hâlâ...
  5. Mitolojik anlatımına ve nietzsche'nin tanımına göre açıkladığım umudu bir de kendim yazmak istedim bu sabah.
    Yaşama içgüdüsüyle paralel bir yaşam umudu taşıyor insanlık. Yarın neler yaşayacağını bekleyerek, iyiyi umarak, iki gün sonra yola adımını atar atmaz korkunç bir kazada can vermeyeceğini, sevileceğini, başaracağını, akbilinde son bir basım kaldığını umarak. Küçük küçük, gizli ve sessizce, bir bakteri gibi vücudunda yaşar. Umuda tek bir bakış açısı sunmak pek yanlış olur elbette, ben de umuda iki yönlü bakmanızı öneriyorum. Bu bakteri sizi hasta edebilir, ister işkence deyin buna, ister hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir yanma hissi. Umudun işkenceyi uzattığı olmuştur. Ama en umutsuz yaşam bile hala nefes almayı seçtiyse yarından bir umudu vardır, ölümün yaşamdan daha boş olacağı umudu. Umutsuzluk yüksüzlük gibi gelir insana acılarından ve işkencelerinden kanamayan yeri kalmadığında. Oysa Ölümü istemek de birnevi umuttur başlı başına. Ölümün hayattan daha güzel olacağı umudu, devam edebilecek bir varoluş daha olduğu, ya da sadece yok oluş umudu.
    Umut işkenceyi uzatır evet ama daha ağır işkencelerden de koruduğu olmuştur, farkli bir açıyla bakarsak. Uyku gibi, kısa süreli avunuş, annenin göğsünde uyuyakalma hissi. Acının ani bıçak saplama hissinden neonun kurşunlardan eğilerek kaçması gibi çeker alır insanı. "Belki" dir ve herkesin hayatının bir döneminde şükrettiği belkileri olmuştur.

    Olması da olmaması da koyan yegane hislerdendir.
    jole
  6. olm çok güzel bi his bu. bi kere yuvarlak harfler baksana görünüşü okunuşu bile tatlı. öpücük gibi.
    imkansız şeyleri umut etmediğiniz sürece üzmez sizi. gerçekçi olmaya itiyor buna gelemiyorsunuz.
    yoksa ben de isterim astronot olun, etrafınızda yunan tanrısı gibi tipler olsun, para içinde yüzün...
    yapmayın annem, yapmayın kuzum umudun bi suçu yok hayalleriniz bile aç gözlüyse umut neylesin?
    parov
  7. ümit gönlümün ekmeği, umar ha umar umar...
  8. yukaridaki arkadasin yazdığı, nietzsche'in söyledigi gibi 'işkenceyi uzatiyor.' kendimden biliyorum bunu.
  9. sudan çıkmış bir balığın son nefesi gibidir bazen umut.zaman tükenir. bir insanın umudu son çırpınışlarını verir.yavaş yavaş nefes alması yavaşlar.gözleri donuklaşır.umudumun med cezirle dalgalara karışmak üzere olduğu yerdeyim.yüzümde maskeleyici içimi örten bir gülümseme, umudum kan kaybediyor ve yoğun bakımda.artık ölmek üzere, umudum öldüğünde ben de ölmüş olacağım.