1. işe biyolojik bakımdan bakmak gerekir elbette. "başka bir şey düşün abi" ya da "başkasını bul unutursun" gibi sözlerin bilimde yeri yoktur tahmin edeceğiniz gibi :)

    öncelikle olaya unutmak değil öğrenmek nasıl gerçekleşir sorusunun cevabına bakarak başlayalım. beynimizde birçok nöron (sinir hücresi) bulunur. birçok derken milyarlarca. ve sanıldığı gibi sayıları arttıkça daha zeki olunmaz. aksine optimum sayıdan uzaklaşıldıkça anormaliler başlar. neyse. bu nöronlardan dışarı doğru uzanan aksonlar diğer sinir hücreleriyle bağ yapılmasını sağlar. iki farklı hücrenin aksonlarının birleştiği noktaya ise sinaps denir. bilgiler de bu sinapslarda depolanır. yani ne zaman yeni bir şey öğrensek beynimizde yeni bir sinaps oluşur. ne zaman bir sinaps kopsa bir şey unuturuz. ne zaman da bir yıldız kaysa, bir eşkiya ölür. neyse. öğrenme olayı anlaşıldı sanırım.

    arada söylediğim gibi. bu oluşan sinapsların kopması, o bilginin silinmesine yani unutulmasına sebebiyet verir. peki bu sinapslar neye göre kopuyor? eksi bilgiler yerine ya adımızın falan kayıtlı olduğu sinapsı koparırsak nolur? olmaz öyle bir şey rahat olun. insan başına bir darbe alıp hafıza kaybı yaşamadıkça öyle bir sorunla karşılaşmaz. peki neden? açıklayayım.

    android telefon kullanıp clean master tarzı uygulamalar kullananlar bilirler. program ara sıra hatırlatma yapar "uzun süredir kullanılmayan 5 adet uygulamanız var. silmek ister misiniz?" diye. beynimizin içinde de tam olarak bunu yapan proteinler var. uzun süredir kullanılmamış sinapsları gidip işaretlerler. yardımcı hücre adını verdiğimiz hücreler de gidip o proteinle işaretlenmiş sinapsları koparır. boşta kalan akson uçları da yeni sinapslar oluşturarak yeni bilgileri saklar.

    peki bu işlemin yapıldığı belli bir zaman aralığı var mı? elbette var. uyurken yapılıyor. insan beyni uyurken işine lazım olmayacak ya da çok eski bilgileri siliyor, uyandıktan sonra da serbest kalan akson uçları o gün öğreneceğimiz şeyleri depolamak için hazır bekliyorlar. uyumanın rahat öğrenmeye katkısı da budur aslına bakarsanız. azcık kalmış boştaki akson uçlarına bir şeyler depolamaya çalışıyoruz. halbuki biraz uyuyup bellekte boş yer açtığımız da çok daha rahat ve sağlıklı bir öğrenme gerçekleştiririz. uyandıktan sonra beynimizin daha rahatlamış olması, uykusuz olduğumuzda da anlama güçlüğü çekiyor olmamızın sebebi budur.

    ayrıca unutma işlemi sırasında yardımcı hücreler içeride daha rahat dolaşabilmesi için nöronlar hacimlerini normal hacimlerinin yüzde kırkına kadar düşürürler. bu sayede daha hızlı bir unutma sağlanır.

    peki bu unutma olayını fark etmez miyiz? o bilgiyle tekrar karşılaşana kadar hayır. çünkü zaten kullanmadığınız ve işinize yaramayan bir bilgi. bir ilkokul arkadaşınızın adı mesela. uzun yıllardır görüşmediğiniz bir insanın adının hafızanızda yer kaplamasına ne gerek var? kimse bir sabah uyandığında "lan neydi o çocuğun adı? uyuduğumda unuttum galiba" diye düşünmez. yani unuttuğumuzun farkına bile varmayacağımız bilgilerdir bunlar.

    tarihte bunun avantajını kullanan pek çok bilim adamı vardır. örneğin insanlık tarihinin en önemli ikinci insanı seçilmiş sir isaac newton. çalışmaları arasında düzenli olarak uyurmuş. bu uyuma eylemini de yatağa yatıp uzun uzun yapmazmış. bir sandalyeye oturup eline bir demir çubuk alırmış. uyku sırasında çubuk elinden düştüğünde uyanır çalışmasına devam edermiş. zaten böylesine bir disiplin onun tarihte bu kadar önemli bir yere gelmesini sağlamıştır. huzur içinde yatsın.

    velhasıl kelam canlı vücudu ilginç bir şey. hergün yeni bir şey öğreniyor insan. her öğrendiğimiz de bir nebze bile olsa şaşırtıyor.

    ekleme: zamanla eski sevgiliyi unutmak gibi şeyler böyle bir unutmayla olmaz. beynin yaşanan üzüntüye zamanla alışması sonucu olur. unutulan aslında kişi değil o kişiye karşı hissedilenlerdir. bu da dediğim gibi unutulmaz sadece eski etkisini göstermez. alışma durumuyla ilgili de müsait olduğum bir gün bir yazı yazarım.
    jimi
  2. her sabah uyandığında aklına gelen kişiyi bir sabah uyanır hatırlamazsın bile
  3. onem vermezsen unutursun.

    kotu anilarin varsa unutursun. beyin kendini iyilestirmek icin kotu anilari unutmaya meyillidir. yani birini unutmaya calisirken "amaaan canim zaten cok daginikti, pis kokuyodu" gibi cumleler beyninizin size bir armaganidir.
  4. yukarıda ki gibi bir çok girdi değerlidir lakin benim için farklı bir durum mevcut. unutmak evet acı veren bir süreç ve bu tabiki sadece aşk acısını unutmak anlamında değerlendirilmemelidir. lakin bir çok unutmak istediğimiz kotu anlar,yaşanmışlıklara mevcuttur. ama ben de daha agir basan şey ask acısıdır. maalesef çocukluk askimla 7 yila yakin birlikteydik. aslında bu konu boyle devam eder belki başka bir başlıkta anlatılabilir. ben sunu merak ediyorum.

    unutmaya başladığını, anılardan yavaş yavaş uzaklaştığını fark etmenin acısından nasıl kurtulunur ?
  5. unutmak istenen kişiyle direkt iletişim kesilir, dolaylı iletişim (ortak tanıdıklarla görüşme, onlardan haber alma vb.) ise mümkün mertebe azaltılır, anılar tahrif edilir, hatırlandığında o anıdaki kötü bir ana yoğunlaşılır oradan başka kötü anılar çağrışım yaptırılır, iyi anların delilleri (hediye, fotoğraf vb.) erişilmeyecek yere kaldırılır. zihin mümkün olduğunca başka konulara yönlendirilir. bir süre sonra, önce o kişiyi fiziksel olarak unutmaya başladığınızı fark edersiniz, sonra iyi yönde ne hissettirdiğini. aklınıza gelmemeye başladığını fark ettiğinizde de yeni başlangıcınız hayırlı olsun :) üstüne de az kekik, afiyet olsun :)
  6. unuttum zannedersin ama bir gün bir ses, bir koku her şeyi hatırlatmaya yeter ve belleğin gizemli gücü burada açığa çıkar. yani asla unutmak iddia edilemez.
  7. (bkz: sbce)

    ilk girdi biyoloji dersi diğerleri lise günlüğü.
    asıl sorulması gereken soru aynı bilgi/veri karşımıza tekrar çıktığında hatırlayabildiğimize göre unutma diye bir şey varmıdır ?
  8. unutma eylemi spesifik olarak aşık olunan kişi üzerinde uygulanmak isteniyorsa şayet akla ezginin günlüğü'nün aşk bitti şarkısı gelir,unutulmaz vesselam
  9. unutulmaya çalışılmaz ki en çok zararıda bu verir insana. unutmak bilimsel olarak 3 ay sürmekte ama her şeyi hatırlayan biri olarak unutmak için nelerimi vermezdim dediğim anlar çok oluyor..
    arkhe
  10. kalp unuttumu gerisi yoktur