1. (bkz: bir zamanlar anadolu'da - nuri bilge ceylan)

    bu filmde can alıcı sahne olarak elma yuvarlanma sahnesini gözüme kestirmiştim. hatta burada başka bir yorumda da aynı sahnenin bir varoluşçuluk kitabı hükmünde olacağına kanaat getirmiş, hayranlığımı dile getirmiştim. benim için önemi bir olgunun 180 sayfalık kitapta anlatılabileceği gibi birkaç dakikalık bir sahnede de anlatabiliyor olmasıdır. unutulmaz sahneler arasında elbette yerini almalıdır.

    ayrıca hıncal uluç'un bir yazısından bir alıntı koyarak sanat karşısındaki hoyrat bakışı da göstermek isterim. hatta ifşa etmek demek daha doğru olur.

    !---- spoiler ----!

    "2.5 saatlik estetik sıkıntı.."
    Niye böyle dedim.. Çünkü filmde gerçekten çok estetik görüntüler var.. Mesela, adam elma ağacını sallıyor.. Elmalar yerlere dökülüyor. Ağaç bayırda.. Bir elma bayır aşağı yuvarlanmaya başlıyor, kamera peşinde.. Elma yuvarlanıyor, yuvarlanıyor, yuvarlanıyor (Sıkılmayın.. Benim yerim dar, siz 50 defa daha okuyun..) sonunda bir minik çaya düşüyor.. Bu defa su sürüklemeye başlıyor elmayı.. Sürüklüyor, sürüklüyor.. (50 defa da bunu okuyun..) ..Ve takılıp duruyor.. Şimdi o ağacı sallayan adam ve etrafındaki gurup gece yarısı bir ceset arıyorlar ya filmde.. Sanırsınız ki, elma bir cesede takılacak.. Av Mevsimi'ndeki gibi çayda bulacaklar cesedi.. Yok canım.. Sahne orada bitiyor.. Nuri Bilge Ceylan'ın hoşuna gitmiş, Elma'nın yer çekimi yasalarının varlığını bir kez daha göstermesi.. Durana kadar (Atalet.. Ama potansiyel enerji orada duruyor, fizikçiler.. Bilge biraz beklese elmanın başında, akıntı enerjisi ve elmanın ağırlığı, suyun içinde yokuş aşağı hareketi yeniden başlatacak.. Elmanın peşinden denize kadar gideceğiz.. Gideceğiz de, film o zaman 2.5 saat değil, 2.5 sene sürecek.. Allahtan Ceylan sabırsız (!) da.. Orda terketmiş elmayı..
    Ama bakın, sahne gereksiz.. Kesin atın, kimse fark etmez.. Yuvarlanan elma yerine, yokuş aşağı koşan bir kuzu koyun.. O da fark etmez.. Öyle bir sahne işte..

    !---- spoiler ----!
    yazının tamamı

    yani şimdi o sahneyi koymasan kimse fark etmez, önemsiz demiş. sevgili hıncal uluç zaten sahne bunu anlatıyor. seni bu dünyaya koymasalardı kimse de an şurada bi hıncal uluç olsaydı da sevseydik demeyecekti.
    abi