-
(bkz: jack london) (bkz: ademden önce) kitabında bu hissi ilk atalarımızla ilişkilendirmiştir. -
uykuya bile "tutunamayanlar"da rastlanır
çaresi yoktur... -
efsane bişey değil mi ya? keşke her gece olsa :d -
freud ise bu hissi dış etkenlere bağlar. tüm insanlar tarafından ortak olarak görülen rüyaları yorumlayamamıştır. -
uzman görüşü:bilimsel adı "hipnogojik miyokloni" dir. genellikle selimdir. günün yoğun geçtiğinin ve vücudun yorgun olduğunun habercisidir. o düşme hissi anında kol ve bacakta sıçrama hareketleri gözlenir. aslında uykuda değil uykuya dalarken olur. uykuda da devam ediyor olması (ki bi başkası tarafından gözlemlenir) epilepsi yönünden araştırma gerektirir. -
ilkel primatların ağaçlarda uyurken şiddetli esen bir rüzgara veya vahşi hayvan saldırısına karşı her an tetikte olmasını sağlayan bir tür adaptasyon yeteneğidir. -
derin uykuya dalamamaktan ileri gelen sarsılmadır. -
ademden önce kitabında -hatırladığım kadarıyla- sebebi şu şekilde açıklanıyordu:
ilk insanlar yani atalarımız yırtıcı hayvanlardan korunmak, güvende olmak için ağaçlarda takılırlarmış hatta uyurlarmış. e malum düşeni de kurtlar kaparmış. aslında ölüm korkusundan mütevellit meydana gelen düşme korkusu oluşmuş. e konu ölüm olunca da etkisi asırlardır süre gelmiş. ve hala insanoğlu düşmekte.
şu da aklıma geldi; bu atalarımızdan yadigar dürtüler insanoğlu olduğu sürece kendini gösterecek. ruben östlund'ın turist filmi izlemeye değer bu anlamda. tam kara mizah sayılmaz ama ögeler barındırıyor, komik sahneler mevcut. izleyin. -
ben hep buzda kayıp düşerken görüyorum kendimi o sırada da yarı uyuyo yarı uyanık oluyorum ve saçmasapan ayaklarımı çırpıyorum, bir anda uyanıp buzda kafa göz yarmadığımdan mutlu oluyorum. -
gerçeğinden çok daha korkutucudur..