-
işte geldik!
bir ıslak deyiş geliyor bize ormanlardan
ve güçlü bir güneş doğuyor damarlarımızda.
yumruklar balyoz
ve küreklerde ellerimiz.
derin gözde uyuyor delişmen palmiyeler,
kızoğlankız altın damla gibi fışkırıyor çığlığımız.
ayağımız,
sert ve kocaman,
eziyor tozunu
sığmadığımız bırakılmış yolların.
biliyoruz nereden doğar sular
ve severiz hepsini,
çünkü kayıklarımızı götürdü onlar al gökler altında.
türkümüz
ruhun derisi altında pazu gibidir,
bizim katkısız türkümüz.
şafakta duman götürüyoruz
ve gecenin üzerine ateş
ve ay parçası kadar sert bıçaklar
tam barbar derisine göre;
kayman timsahlar götürüyoruz bataklıkta,
sıkıntılarımızı alaşağı eden yayı
tropika kuşağını
ve saf aklı.
dostlar geldik işte!
kent bekliyor bizi
arı peteği gibi dayanıksız saraylarıyla,
yolları kuru, suyu çekilmiş ırmaklar gibi
dağlardan yağmur yağmayınca
ve gözetliyor bizi evler
korkak gözleriyle pencerelerin.
yaşlılar süt ve bal sunacaklar bize,
ve taçlandıracaklar yeşil yapraklarla.
dostlar geldik işte!
güneşin altında terli derimiz
yansıtacak yeniklerin ıslak yüzünü
ve geceleyin
yanarken yıldızlar ucunda bizim meşalelerin
kahkahamız doğacak ırmakların üzerinde
kahkahamız doğacak kuşların üzerinde!
çeviren : özdemir ince