1. vedat milor; ülke'de medyatik gurmelik alanında bir açıklık vardı ve o boşluğu dolduran isim oldu.
    her şeyden önce naif kişiliği ile ekrana yakışıyor, diğerleri gibi "niiii hııı sesleri eşliğinde teeeyzziiiieemmm gözlemiiieeee mi yaptınnn sen? gurban olurum, löp löööp götüreyim bunları" şeklinde yemeklere abanmaması bile izlemem için yeterli sebep. akademik kariyeri de ayrıca takdirlik. milor dışındakilere tavsiyem eğer yemek programı yapamayacaksanız "halaylarla fıkralarla türkiyem" şeklinde program yapın, millet onu izlesin.

    son yazısında bodrum fiyatlarının yüksekliğinden dem vurmasının altında yatan,
    sadece fahiş fiyat olması değil asıl sorun insanlar ödediğinin karşılığını alamıyor.
    bu konuda yunan adaları'nı keşfeden yurdum insanı zeytinyağından lezzetli mezelere ve uzo'suna kadar daha cüzi paralarla tatilini yapar oldu. gazetelerde yazan 50 tl lahmacun ayran haberleri aslında şaşırtıcı değil, ha adam kral lahmacun yapıyordur, yanında da özel bir kese yoğurduyla ayran sunuyordur ve en önemli nokta alıcısı vardır. yani bir malın alıcısı varsa o adam 100 tl'ye de o fiyattan sunabilir. milor'un demek istediği adam 50 tl'ye lahmacun satıyor ve bunu bim'den aldığı hazır lahmacun ve sütaş plastik ayranla yapıyor. bu şartlarda bile bunun alıcısı varsa o da onların ayıbı diyorum. bir işletmeyi cezalandırması gereken müşteridir. kaliteli talep ve optimal fiyat beklentisi olacak ki işletmede ben nerede hata yapıyorum diyebilsin.

    ülkede turizm öldü, bunu işletmeler elbirliği ile yaptı, devletimiz de halkın sahibi olması gereken sahillerin oteller tarafından şezlong şemsiye ile kapatmasına ses çıkarmadı. bugün alternatif ve ucuz tatil imkanı yine var. belki yatağından yiyeceğine kadar kendin hazırlayacaksın, yolunacak kaz gören işletmelere elini kolunu kaptırmayacaksın. konu milor'dan uzaklaştı toparlayalım. vedat milor bütün dünyaya hakim bir isim olduğu için ispanya'dan japonya'ya kadar ülkelerin turizme ve turiste bakış açısını görebiliyor. haliyle bodrum'un kendisini aştığını söylemesi gayet yerinde bir tespit.
  2. rakı ile şarabı kıyaslayarak elma ile armudu karıştırmışa benziyor. ikisi de üzümden yapılıyor diye birisi diğerini üstün kılmaz. yerleri çok çok farklı. şarabın 200 aromatik tad içeriyor olmasını avantaj olarak sunmuş. aromatik tad zenginliği tartışılmaz bir üstünlük olsaydı ülkenin en önemli tatlısı künefe değil 41 baharatıyla mesir macunu olurdu. gel gör ki gerçekler öyle değil vedoo!! bu iş cv yapmaya benzemez.