1. veganizmin daha makul ve uygulanabilir olanı.
    bir gün vejetaryen olabilirim ama veganlık başlı başına bir disiplin, uygulaması çok zor ve kesinlikle saygı duyulası.
  2. Vegan ve vejeteryan beslenme ile alakalı bilgilendirici bir animasyon

    Tarihe damga vurmuş aydınların Vejetaryen beslenme ile ilgili yorumları...

    Okumaya üşenenler için başlıca yorumlar:

    !---- spoiler ----!

    Albert Einstein: "Vejetaryenliğin yayılması kadar insanlığın sağlığına ve dünyada hayatta kalmalarına fayda sağlayacak başka bir şey yoktur"

    Pisagor: "Et ve kandan oluşan canlılar, et ve kanla beslenmemeli; bu, kendini zehirlemekten başka bir şey değildir."

    Buddha: "Vejetaryen olmak, nirvanaya ulaşan bir yolda bir adımdır."

    Charles Darwin: "Gördüğüm en olağanüstü çalışan işçiler; Şili'deki maden işçileri, yalnızca sebze yerler (ayrıca bazı baklagil ve tohumları)."

    David Pimentel: "Amerika Birleşik Devletleri'nde, yemek için beslediğimiz hayvanlara yedirilen buğdaylarla direkt olarak insanları besleseydik 800 milyon aç insanı doyurabilirdik."

    George Bernard Shaw: "Benim çapımda bir beyin besinini ineklerden almaz. Vejetaryendir."

    James Hansen: "Karbon salınımını azaltacak en etkili ve uygulanabilir çözüm et yemeyi bırakmaktır."

    Moby: "Bir hayvanın gözlerinin içine bakıp şöyle diyebilir misiniz: "Benim iştahım senin ıstırap çekmenden daha önemli?"

    Nikola Tesla: "Genel ilkeler adına, sığırı gıda sağlayan bir araç olarak yetiştirmek sakıncalıdır. Kesinlikle sebze yetiştirmek buna tercih edilmelidir ve bu nedenle de vejetaryenliğin, kurulu olan barbar alışkanlık sisteminden övgüye değer bir ayrılış olduğunu düşünüyorum. Bitkisel gıdayla geçinebileceğimiz ve hatta bu yolda çalışmalarımızı avantaja dönüştürebileceğimiz, yalnızca bir teori değil, müspet bir gerçektir. Birçok ırk, neredeyse yalnızca sebzelerden gelen üstün fizik ve güce dayanarak yaşar. Örneğin, yulaf ezmesi gibi bazı bitki besinlerinin, etten hem daha ekonomik hem de mekanik ve zihinsel performans konusunda etten daha üstün olduğuna şüphe yoktur. Dahası, bu tür gıda, sindirim organlarımızı kesinlikle daha az vergilendirir ve bu gıda miktarı bizi daha mutlu ve girişken yapar. Bu gerçekler ışığında, her çaba, ahlakımıza aykırı bir şekilde hayvanların nedensiz yere vahşice katledilmesini durdurmaya yönelik olmalıdır."

    Richard Dawkins: "Ben vejetaryen olmak istiyorum. Herkesin vejetaryen olmasını isterdim. 100 veya 200 yıl sonra bugünkü hayvanlara karşı davranış şekillerimizle dedelerimizin kölelere davranış şekillerine baktığımız gibi bakabiliriz. Çiftliklerde ve kesimhanelerde hayvanlara karşı zalimce muameleye karşı çıkmak bizim için çok önemlidir."

    Sokrates: "Hayvanları yeme arzumuzu sürdürdükçe; mutluluğu elde etmek, dolayısıyla da adil bir toplum yaratmak için gereken şartları sağlamak nasıl mümkün olacak."

    Thomas Edison: "Vejetaryenlik, vücut sağlığı ve canlılığı üzerinde olduğu kadar zihin ve zihin faaliyetleri üzerinde de güçlü bir etkiye sahiptir. Diğer canlılara zarar vermeyi sonlandırmadıkça bizler, canavar ruhlular olarak kalacağız."

    !---- spoiler ----!

    Amerikan Gıda ve Beslenme Akademisinin Açıklaması: Bilimsel bulgular; vejetaryen beslenme ile; birçok kronik dejeneratif hastalıkların (aşırı şişmanlık, koroner kalp ve damar rahatsızlıkları, yüksek tansiyon, şeker ve bazı kanser cinsleri… gibi) risklerinin azaltılması arasında olumlu bağlantılar tespit etmiştir.
  3. son dönemlerde veganlığın ve vejetaryenliğin popülerleşmesiyle bunların bir dine dönüştüğünü niteleyenler var. öyleyse her hak dinde olduğu gibi bazı çatallaşmaların ve mezhepleşmenin olması kaçınılmazdır. işbu yorumda vejetaryenliğin çeşitleri incelenecektir.

    i) ovo vejetaryenlik: et ve et ürünleri ile süt ürünleri tüketilmezken yumurta tüketilebilir.

    ii) lakto vejetaryenlik: et ve et ürünleri ile yumurta tüketilmezken süt ürünleri tüketilebilir.

    iii) lakto ovo vejetaryenlik: yumurta, süt ve bal tüketilebilen vejetaryenlik çeşidi.

    iv) veganlık: her türlü hayvansal besinin tüketilmediği durum. ayrıca, üretilen gıda maddesi hayvansal olmasa bile üretilme sürecinde hayvanlar üzerinde test edilmesi de kabul edilemez olarak görülür ve tüketilmesi yasaktır. deri ceket, ipek gelecelik, kaşmir halı, yün kazak yok.

    v) çiğ veganlık^:raw veganism^: veganlığa, 48 santigrat derece üzerinde pişen meyve, sebze, kabuklu yemiş, tahıllar ve otları yememeyi ekleyin.

    vi) mevyecilik^:fruitarianism^: sadece çiğ taze meyve, kabuklu yemiş ve tohumları yenildiği uç bir veganlık türü. bu çeşidinde yediğin şeylerin, onu yetiştiren bitkiye zarar vermemesi oldukça önemli. mesela, patatesi yiyemezsin çünkü o zaten bitkinin köküdür. patatesi yersen bitki ölür.

    vii) satvik beslenme^:yoga beslenme^: yiyecekler satvik, rajasik ve tamasik olarak ayrılıyor. satvik besinler, ruhsal besinlerdir ve ruhumumzu zenginleştiriyor^:swh^. rajasik besinler insanları hayvansallaştığı, kontrol edilemez ve bencil yaptığı söyleniyor. tamasik besinler ise bedene ve zihne zararlı. dolayısıyla, bu iki tür besin yenmemeli. süt, bal, taze meyve ve sebze, kabuklu yemiş ve tohumları yiyebiliyorlar. et ürünler haricinde, soğan, sarımsak, yumurta, kahve, mayalı besinler, alkol, çikolata, acı, ekşi gibi besinleri yemiyorlar.

    viii) bunların dışında budist veganlık, makrobiyotik beslenme gibi türleri de var^:ama içim şişti sonra eklerim kalanını^.
  4. açıkcası vejetaryen olsam burger king'e gidip gönül rahatlığı içinde hamburger'imi yerdim. ekmek, marul, biraz da soya ve soğan'dan zarar gelmez diye umardım.
  5. antik yunan’da, delphoi’da bir rahip olan plutarkhos, et yemek üzerine bir deneme yazar ve bu denemede, et yiyenlerin hayvanları avlayarak öldürmeleri ve onları pişirmeden, çıplak elle yemeleri gerektiğini söyler. çünkü ancak bu şekilde et yemenin nasıl bir şey olduğu keşfedilir ve insan ancak bu durumda et yemenin doğru veya yanlış olduğuna karar verebilir. bu sayede yediği etin sonuçlarını doğrudan görebilmiş olur ve yaptığı eylemi ahlaki açıdan doğrudan irdeler. nihayetinde ulaştığımız netice doğrultusunda beslenme biçimimizi seçeriz. vejetaryenlik de plutharkos'un dediklerini yapmamış bile olsa et yemenin yanlış olduğunu düşünmüş ve hayatına uygulamaya karar vermiş insanların beslenme biçimidir.
  6. 3 yıldır vejetaryenim. hayatımdaki herkesin " e peki ne yiyorsun?", " doğru sen kebap yiyemezsin, e köfte yiyelim?" gibi sorularına cevap vermek zorunda kaldığım 3 sene.

    bir çok et yiyenden daha iyi beslendiğimi söyleyebilirim.
    eğer türkiye'de yaşıyorsanız başta şunu söylemek isterim ki vegan olmak çok zor.
    bu nedenle vejetaryenliği seçtim. en azından içim rahat uyuyorum. hayvan seviyorum ve onları yemiyorum.

    neden vejetaryen oldum?
    çünkü et yemenin insan doğasına aykırı olduğunu düşünüyorum. bir koyunu, kuzuyu koşarken gördüğümde çatalımı ona batırıp içimden onu yemek geçmiyor.
    ama bir sepet dolusu çilek gördüğümde onu yemek istiyorum.
    dolayısıyla önyargısızca baktığınız zaman göreceksiniz ki, aslında içgüdülerimizde hayvan yemek yok.

    ne yiyorum, ne yiyebilirim?

    protein için: tofu(soya peyniri: pestolu, biberli, ipeksi, sert bir sürü çeşit mevcut), kinoa, mantar, barbunya, fındık, fıstık, havuç, muz, esmer pirinç, soya sütü, soya kıyması ki oldukça lezzetli olduğunu söyleyebilirim, kıymalı her yemekte bunu kullabilirsiniz.

    kalsiyum: yeşil bitkiler, kereviz, badem, keten tohumu, biber, ıspanak, brokoli vs.
    fosfor: deniz yosunu, tofu, fasulye, mercimek, kuru üzüm, kuru kayısı vs vs.
    vitamin&mineral: her türlü meyve, soda.
    b12 ve omega3: zenginleştirilmiş soya ürünleri, mısır gevrekleri vs.
    ve en önemlisi her gün farklı renklerde meyve tüketmek gerek. keçiboynuzu veya üzüm pekmezi tüketmek de kan şekeriniz için önemlidir.

    istanbulda vejetaryen ve vegan ürünleri nerede bulabilirim?

    vegandukkan, parsifal galata, büyük market zincirleri gibi yerlerden bulunabilir. veggy adlı markanın etsiz şiş kebap, etsiz döner, etsiz şinitzel gibi çeşitleri var.

    bir iki not düşmek isterim: vejetaryen olunca güçsüz olmuyorsunuz. dünyanın en güçlü hayvanı goril, otçuldur. masraflarınız azalıyor çünkü gerçek deri, kürk, hayvan testi uygulanan kozmetik ürünleri kullanmıyorsunuz. evde hayvan besliyorsanız, yüzüne bakabiliyorsunuz.
    ve evet, balık da yemiyoruz.
  7. vegan olmadan önceki geçiş dönemimdir. 1,5-2 yıl vejeteryan olduktan sonra veganlığa geçiş yaptım.

    etik olarak bakış açısı bambaşka bir boyut olmakla beraber sağlık açısından da çok faydalı ve yapabilen herkesin hayatına adapte etmesini tavsiye ettiğim yaşam/beslenme biçimidir.

    öncelikle, vücudun sindirim açısından daha kolay, sistemi zorlamayacak şekilde beslenmesini sağlar, vejeteryanlıkta hormonal olarak vücuda yüklenmeyi pek bırakmış sayılmazsınız aslında (süt ürünlerinden dolayı) ancak et tüketiminin sona ermesi vücutta kesinlikle olumlu bir etki yaratacaktır. sağlık kondisyonunu zorlamadan beslenebilmek sizin elinizde.

    konu vegan/vejeteryanlık olunca, genellikle bir savunma mekanizması devreye giriyor. evet yıllardır alışkın olduğunuz diyet biçimi değişiyor nihayetinde ve karşınızda bu değişimi olumlu göremeyecek insanlar da olabilir. evet bir çok insan vegan/ vejeteryan olduktan sonra vücut direncini kaybedip doktorluk olabiliyor ve evet bir çok insana doktor acil protein takviyesi ihtiyacından dolayı et yemelerini söyleyebiliyor. nihayetinde tabağınızda ne olacağına siz karar veriyorsunuz, sağlıklı ya da sağlıksız olmasının vejeteryanlıkla ya da et yemenizle alakası yok pek.

    konu ile ilgilibilgi isteyen, merak ettiğini sormak isteyene her zaman kapım açık :) sevgiler, saygılar.
    kimbo
  8. balık yiyenine pesketaryen ve 'niye balık yiyorsun o zaman onun da canı yok mu?' denir... somon ve ton balığından vazgeçtiğim an ben de vejetaryen olabilirim.

    *bir işi yapıyorsan tam yap da denmiştir. ben de onlara barbarlar dedim. oh canıma değsin.
  9. tüketim sektörüne getirdiği eleştirinde haklı olan, ancak öngördüğü çözümler noktasında politik açıdan tamamen başarısız olan bir politik harekettir. sadece gıda tüketimi değil, hayvansal deri ve giyim sektörü, kozmetik, cilt bakım ve temizlik ürünleri, ispanya’daki boğa güreşleri ve türkiye’deki horoz dövüşleri, at yarışları, çin’deki yulin köpek yeme festivali gibi farklı olaylar da vejetaryenliğin alanına girmektedir. çünkü sadece et ve süt tüketiminden uzak durarak hayvan haklarını korumak mümkün değildir.

    dolayısıyla aslında vejetaryenlik, doğrudan hayvan hakları konusuyla da ilişkilidir.

    evet; besi hayvanları son derece kötü koşullarda besleniyor, kimi hormon takviyeleri ile hızla büyütülüyor, kimi inorganik besinlerle. özellikle kümes hayvanları daracık alanlarla günışığı görmeden (veya çok kısıtlı görerek) gelişiyor ve sonra dünya üzerindeki 7 milyar insanın tüketimine sunuluyor. balıklar, hindiler, inekler, domuzlar ve tavşanlar da öyle.

    vejetaryenler, tepkilerinde haklı ama çözüm önerilerinin reelde pek bir karşılığı yok. bir defa önlerine şu soru çıkıyor:

    1) hayvanları kötü koşullardan kurtardıktan sonra, iyi/doğal koşullarda yetiştirip et ve süt tüketmeye devam etmeli miyiz?
    2) hayvanların öldürüp et yemekten vazgeçmeli, ölmelerine sebep olmayacak alanlarda onlardan yararlanmaya devam etmeli miyiz?
    3) “hayvanlar, hiçbir şekilde insanlar tarafından yararlanılacak varlıklar olmamalıdır” deyip hayvan yetiştirmekten tamamen vazgeçmeli miyiz?

    yani hayvanları kurtardıktan sonra daha iyi koşullarda yiyecek miyiz, yiyeceksek bunun ölçüsü ne kadar olacak, yoksa hiç mi tüketmeyeceğiz sorunsalı var vejetaryenlerin önünde. ve 2017 itibarıyla bu sorun hâlâ aşılamadı.

    günümüze bakarsak, yine vejetaryenlerin bireysel bazda et tüketiminden kaçınmasınıın zerre kadar anlamı yok. çünkü hayvanlar yine kötü koşullarda yaşayıp ölmeye devam ediyor. vejetaryenlerin et yeme boykotu, hangi hayvanı kurtarıyor o korkunç mezbahalardan? elbette hiçbirini kurtarmıyor.

    hatta vejetaryenlik, zaman içinde popüler kültür tarafından öyle metalaştırıldı ki, günümüzde sadece belli bir ekonomik seviyenin üstündeki kesim arasında bir trende dönüştü. (bkz: trend)

    vejetaryenler, etten almaları gereken proteini çeşitli bitkilerden, baklagillerden, inorganik besinlerden alıyor. ama bu, gelir seviyesi düşük insanların kolayca yapabileceği bir iş değil. en azından ülkemizde değil. et yerine alternatif bulmak demek, para demektir. dolayısıyla bir politik hareket olarak vejetaryenlik, sadece zenginler arasında görülebilen bir tutumdan başka bir şey değil günümüzde.
  10. yukarıdaki yorumda et yemeyenin daha cok para harcamak zorunda kaldığı iddia edilmiş ama ben bi kıyma, şnitsel fiyatina bir de yeşil mercimek fiyatina bakıyorum, baklagiller daha ucuz gibi görünüyor. fast foodun ete indirgenmiş olması da bi başka saçmalık veya endüstriyel oyun degil midir? ben 5 liraya doner ayran yiyecegime 4 liraya fasulye-ekmek ayran yemeyi tercih ederim.