victor hugo

Kimdir?

victor-marie hugo (d. 26 şubat 1802 besançon - ö. 22 mayıs 1885 paris) fransız şair, yazar, devlet adamıdır.

yaşamı

victor hugo 26 şubat 1802'de fransa'da doğdu. liseyi bitirdikten sonra kendini tümüyle edebiyata adadı. 1824 yılında fransız coşumcularının (romantikler) yayın organı olan la muse française dergisini kurdu. cenacle adını taşıyan coşumcu sanatçılar çevresinin üyesi ve onun odak noktası oldu. 1830-1843 arasında en verimli dönemlerinden birini yaşadı. romanları, tiyatro yapıtları ve şiirleriyle başarıdan başarıya koştu. 1831'de notre dame de paris (paris'in notredame kilisesi) adlı büyük romanını yayımladı. 1841 yılında fransız akademisi'ne üye seçildi. çok sevdiği kızı leopoldine'nin 1843'de kazayla boğularak ölmesi üzerine 1852'ye dek yeni yapıt vermedi. 1848 devrimleri'nden sonra parlemento üyeliğine seçildi. 3. napoleon'un hükümet darbesini engellemeye çalıştı, başaramayınca 1851 yılında belçika'ya kaçmak zorunda kaldı.

ateşli bir demokrasi ve cumhuriyet yanlısı olarak imparatorluk rejimini eleştiren yapıtlar yazdı. 1855-1870 arasını küçük bir ingiliz adası olanguernsey'de geçirdi. o dönem yazarlığının en üretken yılları olmuştur. 1862 yılında başyapıtı olan les misérables (sefiller) adlı romanını yayımladı. bunu 1866'da les travailleurs de la mer (deniz işçileri) ve aynı yıl l'homme qui rit(gülen adam) gibi önemli romanları izledi.

fransa'da cumhuriyet yeniden kurulunca paris'e döndü. ulusal meclise seçildi. artık fransa'nın en gözde kişilerinden biriydi. paris komünü'nün ezilmesinden sonra komüncülerin bağışlanması için çok uğraştıysada sonuç alamadı. giderek siyasal ve toplumsal yaşamdan elini eteğini çekti.

1885 yılında ölüm döşeğinde iken;

"tanrı'ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. bu benim için kafidir."

diyerek 22 mayıs 1885 yılında hayata gözlerini yummuştur.



  1. hakkında araştırma yaparken gördüğüm aşağıdaki eğlenceli ve ilginç bilgiyi paylaşmak istediğim, şair, yazar, siyasetçi.

    "Tarihin en kısa mektuplaşmasının Hugo ve yayıncısı Hurst and Blackett arasında geçtiği söylenir.

    Sefiller yayınlandığında Hugo tatildeydi. Kitabın aldığı reaksiyonu merak ederek yayıncısına sadece "?" yazarak bir telegraf gönderdi. Yayıncısı da ona sadece "!" yazarak romanın ne kadar başarılı olduğunu belirtti " .
  2. yıl, 1887… gazetecinin biri, victor hugo’ya soruyor: “eserleriniz ve siz bugüne de çok olumlu eleştiriler aldınız, çok övüldünüz. bunlar arasında sizi en çok hangisi hoşnut etti?”
    hugo anlatıyor: “karlı bir kış gecesiydi. eş dostla yiyip içmiştik. mesafe kısa diye, evime yaya olarak dönüyordum. fena halde sıkışmıştım. hızlı adımlarla, malikanemin bahçe kapısına vardım. kapı kilitliydi. var gücümle uşağıma seslendim: ‘igooooooor!’

    defalarca haykırmama karşın igor’un beni duyduğu yoktu. sidik torbam atlas okyanusu büyüklüğüne ulaşmıştı. altıma kaçırmak üzereydim. yaşlılık işte. çaresiz, bahçe duvarına yanaştım, etrafa bakındım, görünürde kimse yoktu, işemeye başladım.

    tam o sırada arkamda bir at arabası durdu. hiç kıpırdamadan, sessizce işiyordum. arabacı nefret dolu bir sesle:

    -‘seni haddini bilmez, buruşuk o… çocuğu! o işediğin, sefiller’in yazarı victor hugo’nun duvarıdır!’ dedi.

    işte, hayatımda duyduğum en iltifat dolu söz buydu.”

    edit : alıntıdır.
  3. ilk kitabını yolladığı yayınevi onu yetersiz bulup reddedince editöre dönüp hayatınızın fırsatını kaçırdınız. eğer ilk kitabımı yayınlasaydınız bundan sonraki victor hugo kitaplarının telifsiz size bağışlanması şansına sahip olacaktınız diyebilecek bunu da adını kimse bilmezken yapabilecek denli derin bir özgüven sahibi olan adam. yayınevi yaptıkları eşekliği anlayıp 50 yıl sonra özür mahiyetinde bu anektodu yayınlamışlar ve hakikaten hayatlarının fırsatını kaçırmışlardır.
  4. kendisinin mürekkeple, mürekkep bulamadığı zamanlarda da kan veya kahveyle yaptığı nefis resimleri vardır. Hatta ressamlığı benim için yazarlığından daha öndedir. Çalışmaları romantizm akımına girer:



    Bi de şu site var
  5. -neden gülüyorsun?

    -gülmüyorum.

    ursus, şöyle bir irkilir gibi oldu, bir kaç saniye boyunca hiç konuşmadan gözlerini ona dikti ve şöyle dedi: “o halde sen çok korkunçsun”

    l’homme qui rit’
    (gülen adam - victor hugo)
  6. ''kırk yaş gençliğin yaşlılığı,
    elli yaş yaşlılığın gençliğidir'' demiş.
  7. efsane bu bey