• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.76)
we need to talk about kevin - lynne ramsay
eva, kevin'a hamile kaldığı gençlik yıllarında bütün kariyer planlarını ve hedeflerini bir kenara koyarak çocuğunu dünyaya getirmeye karar verir. fakat annenin oğlu için hayatından yaptığı bu fedakarlık maalesef kevin'in çocukluk yıllarından itibaren başlayarak hayatlarını ters yönde etkilemeye başlar. kevin 15 yaşına geldiğindeyse lisedeki çete gruplarıyla takılmaya başlar ve hiç kimsenin hoş görmeyeceği olaylara karışır. eva oğlunun hatalarından dolayı derin sorumluluk ve suçluluk duyarak, nerede yanlış yaptığını sorgulamaya başlar. bu arada kevin'in ayrıldığı babası ile yeniden iletişime geçmek durumundadır... eleştirmenler tarafından tilda swinton'ın şimdiye kadarki en üstün oyunculuk performası olarak değerlendirilen filmin diğer başrollerini bugüne kadar komedi filmlerindeki performanslarıyla hatırladığımız john c. reilly ve genç oyuncu ezra miller yer alıyor. lionel shriver'ın romanından lynne ramsay ve rory kinnear tarafından uyarlanan filmin yönetmenliğini ise gene ramsay üstleniyor. ülkemizde vizyon tarihi henüz belli olmayan kevin hakkında konuşmalıyız (we need to talk about kevin), 64. cannes film festivali'nin uzun metraj yarışmalı bölümünde altın palmiye için yarışmış ve eleştirmenlerden tam not almıştı. müziklerinde radiohead grubundan johnny greenwood'un imzası olan psikolojik gerilim türündeki film ülkemizde ilk kez 2011 filmekimi'nde seyirciyle buluşmuştu. beyazperde


  1. filmle ilgili yorumlara yüzeysel olarak baktim. genellikle çocuğun gerçekci bir karakter olduğu düşünülerek yorum yapılmış, fakat çocuk gerçeğe uygun bir karakter olarak değil de insan dışı bir varlık, bir canavar olarak kurgulanmış. bence romanın yazarı da bunu vurgulamak amacıyla bir çocuktan profesyonel bir zorba ortaya çıkarmış. aksini savunabilmek için bir insanın kişilik özelliklerinin tamamının doğuştan geldiğini, insanın yaşadıklarının kesinlikle kişiliğini etkilemediğini söyleyebilmemiz gerekir. çocuğun gerçeğe uygun olduğunu düşünenler filmi haneke'nin "benny's video"suna benzetmiş. ama benny yi bulunduğu duruma bugünün dünyasının ve ailesinin sürüklediği haneke tarafından sezdirilir. bu bakımdan haneke ile ramsay'in dertleri birbirinden çok farklıdır. kevin bir kadınin, onu kurgulayan yazarın korkusudur.

    !---- spoiler ----!

    filmin başında kadın domates festivalinde kırmızılar içinde tasvir edilmiştir ve kırmızılar içinde gayet mutludur. kırmızının kan ve etle ilgili çağrışımlarından yola çıkarsak kadınin (veya karakteri kurgulayan yazarin) dogurabilen bir varlık olmaktan memnun olduğu sonucuna varabiliriz. evine ve arabasına kırmızı boya atılmasının sebebini ise yine dogurgan olmakla suçlanması olarak açıklayabiliriz. peki yazar neden hayal dünyasında böyle bir erkek çocuk dünyaya getirmiştir? kevin yazarın korkusunun semboludur. insan korkusunu sembollestirebilirse ,onu yok edemese bile, daha kolay kontrol eder. cadılar bayramindaki korkunç kıyafetlerle insanların eğlenerek aslında vermek istedikleri mesaj "korkularımın farkındayım ve onlarla mutluyum."dur. geleneksel bir ritüel olarak bu bayramın işlevinin bu olduğunu düşünüyorum ama daha derin araştırmalar ve tahliller yapılabilir tabi cadılar bayramına dair. malum sahnede haliyle bilincinde olmadan korkularıyla mutlu çocukların eva 'yı evde bunaltmasinin sebebi eva 'nın, yani yazarın, korkusunu henüz tanımlayamamıs olmasıdır. yazarın kevin ile sembollestirdigi korkusu, her şey güzel giderken birdenbire tüm güzel şeylerin mahvolacagi korkusudur. kevin 'in doğumundan, her güzel şeyi mahvedip hapse duşmesine kadar verdiği gerilim; sol gözümün seyriyip seyriyip başıma sonunda bir iş gelmesi ile oluşan gerilimle benzerdir. gerçekçi değildir ama korkunun doğası gereği endişe verici ve sinir bozucudur. sonuç olarak kevin bir korku nesnesi/sembolu olarak olarak ortaya çıkar, içten içe vadettigi bütün felaketleri gerçekleştirir ve sonunda korku olmaktan çıkıp yarı pişman gözleri dolarak annasine sarilir. eva en azından bir erkek çocuk sahibi olarak yazar ise korkusundan bir nebze arınmış olarak hayatlarına devam ederler. filmde modern dünyanin hastaliklarina ait hiçbir gösterge verilmemiş diye dusunuyorum. bu konuda kendimden pek şüphem yok. bu sebeple sunulan hikaye tamamen bireysel bir hikayedir.

    !---- spoiler ----!