konusuna bakınca beklentiyi yüksek tutmak mümkün; dünyadaki hızlı nüfus artışı ve baş gösteren sorunlarla birlikte uygulamaya konulan tek çocuk yasası...hiç de uzak olmayan bir gelecekten bahseden bir distopya anlatılıyor. bugün 7,5 milyar olan dünya nüfusunun 2100 yılına gelindiğinde 11,2 milyara ulaşacağı öngörülüyor. 1950'lerde nüfus 2,5 milyardı. öte yandan bazı farklı tahminlere göre ise 9 milyar dünya nüfusu için bir tepe noktası; 2050'lerde bu sınıra ulaşıldıktan sonra "yayılma hızımız" düşecek ve nüfus azalacak. eğitim, kalkınma ve nüfus artışı arasındaki korelasyon ise başlı başına tartışılması gereken bir diğer başlık. geleceğe ilişkin tahminler ne olursa olsun dünya nüfusundaki bu artış insanlığın önündeki en önemli meselelerden biri.

film de bunu yakalamış. nüfus ve kaynakların kullanımı sorusu ile güzel bir başlangıç yapıyor. ve doğal olarak sorunun ortaya konulmasının ardından ikinci adımı bekliyorsunuz koltuğunuzda: totaliter bir yaklaşım mı bilinçlendirme mi? nasıl? filmin bu taraklarda bezi yok. derinleşebilecek, felsefi bir yaklaşım geliştirmek yerine sırtını bolca aksiyona dayayarak hunger games benzeri bir düzleme oturuyor.

imdb puanı neyse (6.9) verdiği de daha fazlası ya da azı değil. ortalama bir bilimkurgu aksiyon.