• youreads puanı (8.54)


  1. pink floyd'un harika şarkılarından biri.
  2. "we are just two lost souls swimming in a fish bowl" sözleriyle kırılma noktasına ulaşan eskimeyen şarkı.
  3. dinleyeceğin yada dinlediğin sayının önem arz etmediği sayılı şarkılardan biridir. her seferinde aynı tadı alma garantisindedir.

    (bkz: street spirit - radiohead)
  4. aynı isimli parçayı içerisinde bulunduran, 1975 çıkışlı pink floyd albümü.
  5. syd barrett'a adanmış şaheser. grubun 2005'te tam kadrosuyla bir araya geldiği son konserde çalınan birkaç şarkıdan biridir.
    b.k
  6. tepedeki çimenlikten seyreylerken şu alemi - küçülmüş ufacık olmuş insanların alemini - mırıldandığım, gidenlere, kalamamışlara, artık yeryüzününde tepedeki bir çimenlikte oturup denize bakamayacaklara ithafla söylediğim şarkıdır.

    gökyüzünün tepelerinden eşlik etmektedir belki de birileri... kim bilebilir.
  7. sözleri şöyledir:

    "so, so you think you can tell heaven from hell,
    blue skies from pain.
    can you tell a green field from a cold steel rail?
    a smile from a veil?
    do you think you can tell?

    did they get you to trade your heroes for ghosts?
    hot ashes for trees?
    hot air for a cool breeze?
    cold comfort for change?
    did you exchange a walk on part in the war for a lead role in a cage?

    how i wish, how i wish you were here.
    we're just two lost souls swimming in a fish bowl, year after year,
    running over the same old ground.
    what have we found? the same old fears.
    wish you were here"
  8. 2 sene önceki kurban bayramında hayatını kaybeden bir arkadaşımın son whatsapp durumu...

    keşke burda olsaydın... keşke...

    iyi uykular...
  9. her dinleyişimde burada olmasını delice isteyeceğim ama asla olmayacak tek insanı bana hatırlatıp gözlerimi dolduran, canımı yakan şarkıdır. en sevdiğim film, kitap, oyun... hiçbirine kesin bir cevap veremem ama en sevdiğim şarkı budur. başka hiçbir şarkıyı bu denli yaşayamam.
    şöyle bir çevirimi de aşağıya iliştirip gideyim.


    "demek
    cehennemden cenneti,
    ızdıraptan mavi gökleri
    ayırt edebilirim sanıyorsun
    peki ya ayırt edebilir misin,
    bir peçeden bir gülümsemeyi
    ya da yeşil çayırları soğuk demir raylardan
    ayırt edebilir misin?

    kahramanlarını hayaletlere mi değiştirttiler?
    ağaçları sıcak küllere,
    sıcak havayı soğuk bir esintiye,
    değişimi işe yaramaz bir teselliye?
    bir kafeste başrol olmayı bir savaşta figüran olmaya mı yeğledin?

    ah nasıl dilerdim şimdi burada olmanı
    biz yalnızca iki kayıp ruhuz, bir akvaryumda yüzen yıllardır
    aynı zeminde koşup duruyoruz
    ne geçti elimize? aynı eski korkular
    keşke burada olsaydın"