1. şimdi ben yaşımı başımı aldım ve bu işlerden büyük ölçüde elimi eteğimi çektim. bu pespaye yöntemi izleyenlerle bir alıp veremediğim yok anlayacağınız. yani amaç gençlerimizi bilinçlendirmek, onları eğitmek, onlara öğretmek. bilsinler ki bunları yemesinler.

    elbette burada kastımız woody allen değil, onun can verdiği karakterlerin bir kısmıdır.

    woody allen çirkin bir adamdır. bir kadına çekici gelebilecek hiç bir fiziksel yönü yoktur. içeriği dolu da olsa ki çoğu zaman boştur ve soyut şeylerdir, konuşma tarzı da pek etkileyici değildir hatta iticidir. klişeleri bir kenara koyarsak, genel olarak bir tarzı, tavrı yoktur. öyle al benisi olan bir işi, kariyeri, çevresi, gücü falan da yoktur ama kahramanımız güzel, tarz kadınlarla birlikte olur.

    peki woody allen ne yapar? o konuşur, durmaksızın konuşur. o hassas, ince, düşünceli, dürüst, ahlaklı, bir tek o samimi, bir tek o içten, bir tek o iyi, geriye kalan herkes özellikle hedef kadınımızın hayatında ki, kafasında ki ya da hayalinde ki erkek düşüncesiz, bencil, çıkarcı ve hatta pislik çünkü karşısında ki kadının duygularını, düşüncelerini, reputasyonunu ve gururunu düşünmüyor, dikkate almıyor, değer vermiyor, önemsemiyor sadece kendi duygularını, düşüncelerini, reputasyonunu ve gururunu düşünüyor, dikkate alıyor, değer veriyor, önemsiyor. ''ne kadar bencil, ne kadar çıkarcı olduğunu görmüyor musun oysa ben bla bla bla bir daha bla... o böyle yaparak, şöyle diyerek aslında şunu hedefliyor, amaçlıyor oysa ben bla bla.. o şöyle bir insan, bense böyleyim... beni çok üzüyorsun, görmüyor musun bla bla bla'' sürekli çevire çevire bunu anlatır. kadın zaman zaman ayılır, ne işim var benim bu adamla diye düşünür ama ayıkamaz, kahramanımız ayılmasına müsade etmez. hayatım bunu daha önce konuşmuştuk, ikimizde onun nasıl bir bencil pislik olduğu konusunda hem fikir olmuştuk bla bla bla. insanların şöyle olduğuna, böyle olduğuna bla bla bla...

    elbette woody allen'dan etkilenip yapmıyorlar, o yüzden aç köpek tekniği de diyebiliriz ama bazı erkeklerimiz bu teknikten ekmek çıktığını bir şekilde anlamışlar ve yürüyorlar. elbette ki dertleri aç kalmamak. 150 gr peşindeler. daha dolgun göğüslü, daha uzun bacaklı, daha parlak saçlı, daha sağlıklı, daha genç, daha dar kaşlı^:swh^ birisi kazara bunlara bir yakınlık göstersin ya da onu boşlukta, kafası karışık, acılı yakalasınlar toz olurlar, topuklarlar. bunlar böyle dolanıp boşlukta, acılı ya da kafası karışık ve tercihen bulabilirlerse bunların ikisi hatta üçü bir arada bir kadın ararlar. varoluşsal problemleri olan kadın tipi en sevdikleri kadın tipidir. kafası karışık kadının kafasını daha da karıştırıp elde etmeye çalışırlar. o kadar çok ama o kadar çok konuşurlar ve kendi propagandalarını yaparlar ki kadın ambele olur, sürmenaj olur. tüm bu süreç boyunca kadının kendisine acımasına neden olur. işte sen şöyle bir insansın, böyle bir insansın, senin şöyle bir potansiyelin var, senin şuna ihtiyacın var. ve hatta erkeğimiz bizatihi kendine acındırır ve kadın sersem olur, 3-5 zaman sonra o adamla birlikte olduğu için kendinden iğrenecektir ama sersem olmuştur, edilmiştir bir kere. üstelik bu iğrenme işi gerçek yüzünü görme nedenli veya nasıl bu oyuna düştüm diye bile olmayacaktır. islak yosuna dokunup o an tiksinmek, hatırladıkça tekrar tiksinmek gibi olacaktır bu tiksinme.

    bu arkadaşlara diyebileceğimiz; adam olun biraz adam. 150 gr için kepaze ediyorsunuz kendinizi, rezil rüsva oluyorsunuz.

    bana bir kadın, uzun ilişkisinde ki erkeğin onda açtığı yaraları anlatmaya çalışmıştı. ''hayatıma giren bir kadının en büyük yarası ben olurum. bana ibiş muamelesi yapmaya kalkma.'' demiştim.

    ve bakın burası çok önemli, işin enteresanı aynı yoldan, aynı yöntemle lezbiyenler de aç karınlarını doyurmaya çalışırlar.

    neyse gençler ben sizi uyarıyorum. bu sinsi yılanlara karşı uyanık olun. tıslar gibi konuşa konuşa önce kafanızı şişirirler sonra sizi elde etmeye çalışırlar. ayık olun.

    ekleme: elbette yazılmış ve söylenmiş her şey değerlendirmeye açıktır. eleştirilir ki gayet doğaldır ama eleştirinin yazılanlarla, söylenenlerle ilgili olması gerekir. hele ki, eleştiri yazılı bir metine yöneltiliyorsa kaçarı yoktur. okuduğunuzu değerlendirmeniz gerekir, varsaydıklarınızı değil.

    ben yapmadığımı ve yapmayacağımı söylemiştim zaten. acınası bulduğumu, rezilce bulduğumu... eleştirel bir yazı, özeleştiriyi nerden çıkardınız? gözünüzle okuyun.

    hayat böyle bir şey. dakikanın sahibi var. iki dakika sonra kafama tuğla düşmeyeceğinin garantisi yokken uçmak ne bileyim, olabilir.

    zülfiyar edit: bu kadar çok musunuz burada? rahatsız olduysanız silebilirim. ^:swh^

    ekleme-3: bir de bunun en bi delikanlı benim, tek delikanlı benim versiyonu vardır ki aynı bokun laciverdi. bunlar da sözel ve becerebilirse fiziksel şiddet de var ama dikkatli olun.