-
"dün sabaha karşı kendimle konuştum
ben hep kendime çıkan bir yokuştum
yokuşun başında bir düşman vardı
onu vurmaya gittim kendimle vuruştum" özdemir asaf -
şimdi evime girsem bile
biraz sonra çıkabilirim
madem ki bu esvaplarla ayakkaplar benim
ve mademki sokaklar kimsenin değil -
''önce çaresizlik çaldı kapıları
sonra yoksulluk
bütün aşina çehreler silindi aynalardan
bir anda boşaldı dünya
yapayalnız kaldık
tez tükendi umut ekmeği
bitiverdi suların hayali
çevirdik derin bir karanlığa gözlerimizi
sen ey büyük yalnızlık
bir sen terketmedin bizi''
-ümit yaşar oğuzcan -
mutlaka ağır yalnızlık travmaları vardır ancak vaktiyle duyduğum ve unutamadığım bir gülse birsel anısı şöyledir;
yalnızlık, bir barda 5 kişi oturmuşsunuz 4 kişi sigara içmek için bar'ın kapısına çıkıyor ya, o içerde tek başına oturan kişi'de oluşan duygu durum yalnızlığın en iyi tanımlarından birisidir demiş ve yalnız nasıl kalınır mini bir özet geçmiştir. -
(bkz: sevgi duvarı - can yücel) -
"ve yanılmıyorsam yalnız insanların,
kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş o zaman.
mesela o zamanlar
mutsuz olduğunda insanlar,
yok olurmuş bazı dakikalar. "
(bkz: didem madak) -
başkalarını aramadan kendimizi yaralama hakkıdır,
başkalarını yaralamadan kendimizi arama hakkıdır. -
"kar içinde yanan karı anlayacaksın"
sezai karakoç -
bazen gecenin ortasında yağda yumurta pişiriyorum.
dünyanın en ıssız cızırtıları bunlar ışıl,
duyuyor musun?
didem madak ~ cevşenü'l-kebir -
bir tezgahtar parçasıyım ben
kendime alıştım bodrum katlarında
geceleri yokluğum karşıladı beni
didem madak ~ enkaz kaldırma çalışmaları