1. "dün sabaha karşı kendimle konuştum
    ben hep kendime çıkan bir yokuştum
    yokuşun başında bir düşman vardı
    onu vurmaya gittim kendimle vuruştum" özdemir asaf
  2. şimdi evime girsem bile
    biraz sonra çıkabilirim
    madem ki bu esvaplarla ayakkaplar benim
    ve mademki sokaklar kimsenin değil
    abi
  3. ''önce çaresizlik çaldı kapıları
    sonra yoksulluk
    bütün aşina çehreler silindi aynalardan
    bir anda boşaldı dünya
    yapayalnız kaldık

    tez tükendi umut ekmeği
    bitiverdi suların hayali
    çevirdik derin bir karanlığa gözlerimizi
    sen ey büyük yalnızlık
    bir sen terketmedin bizi''

    -ümit yaşar oğuzcan
  4. mutlaka ağır yalnızlık travmaları vardır ancak vaktiyle duyduğum ve unutamadığım bir gülse birsel anısı şöyledir;
    yalnızlık, bir barda 5 kişi oturmuşsunuz 4 kişi sigara içmek için bar'ın kapısına çıkıyor ya, o içerde tek başına oturan kişi'de oluşan duygu durum yalnızlığın en iyi tanımlarından birisidir demiş ve yalnız nasıl kalınır mini bir özet geçmiştir.
  5. ozee
  6. "ve yanılmıyorsam yalnız insanların,
    kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş o zaman.
    mesela o zamanlar
    mutsuz olduğunda insanlar,
    yok olurmuş bazı dakikalar. "

    (bkz: didem madak)
  7. başkalarını aramadan kendimizi yaralama hakkıdır,
    başkalarını yaralamadan kendimizi arama hakkıdır.
  8. bazen gecenin ortasında yağda yumurta pişiriyorum.
    dünyanın en ıssız cızırtıları bunlar ışıl,
    duyuyor musun?

    didem madak ~ cevşenü'l-kebir
  9. bir tezgahtar parçasıyım ben
    kendime alıştım bodrum katlarında
    geceleri yokluğum karşıladı beni

    didem madak ~ enkaz kaldırma çalışmaları