1. bir dönem arkadaşlarla düğün salonunun tam karşısında bir cafede takılıyoruz sürekli. bir süre sonra dayanamayıp hiç tanımadığımız insanların düğününe 10 kişi birden dalıp 1 saat boyunca gelinle damatla karşılıklı göbek atıp fotoğraf çektirip çıkmaya başladık. bir yaz boyunca sürdü bu böyle. acaba o fotoğraflara bakıp bakıp kim bunlar diye düşünüyorlar mıdır ?
  2. "yaşamak" eylemini durdurmadığımız her an sanırım yeterince çılgın şeyler yapmaktayız.
  3. rus ruleti. nasıl bir hayat yaşadıysam yazmadan önce acaba en çılgını bu muydu diye düşündüm.
  4. komşunun evini yakmıştım eheh
  5. aşık olmak sanırım yapılabilecek en çılgınca şeydir.
  6. üniversitede ikinci sınıfa yeni başlıyoruz. elimizde bavullarla yurda geldik. sizin blok kapalı eşyalarınızı bırakıp, diğer bloğa geçeceksiniz dediler. biz de üç manyak ne geçeceğiz be burda kalalım diye dahiyane bir fikir ürettik. ''saklanmak.''

    herkes eşyalarını bırakıp diğer bloğa geçiyor. biz kapı arkası, dolap arkası ve yatağın duvar arası derken bir güzel saklandık. koskoca yurtta üç kişiyiz güya.

    tabi saat geçtikçe sıkıştık. elde telefonlar tuvalete gidiyoruz. aradan birkaç saat geçiyor yine tuvalet derken bir baktık, tuvaletin ışığı açık. lan kim açık bıraktı bunu diye söylenirken, bu sefer üst kattan ışık geliyor. dedik bizden fazlası var. gelin şunları korkutalım diye her odaya bakıyoruz. kimse yok.

    tam aşağı kata iniyoruz birden görevlileri gördük (onlar nasıl sizi görmedi demeyin arada kapı var), üst kata çıkıyorlar bir taraftan da bağırıyorlar: ''çıkın dışarı'' herkes bağırıyor aaa diye. biz bağıra bağıra odaya kaçtık, üst katı talan ettiler kimseyi bulamadılar.

    o korkudan sonra lan kim var yukarda hiç sesi de yok tek mi acaba diye söylene söylene aramaktan yorulduktan sonra bir güzel yatıp zıbardık.

    şimdi çılgınlık nerede diyenlere, o korkuyla hala o yurtta kalıp, yattık uyuduk. daha ne olsun.

    okuyorsan burdan çok korkuttun be. yasak bu blok demediler mi sana?
    ozumm
  7. yıllar önce, bir trenin en arka vagonunda,genele açık bir kompartımanda, kız arkadaşımla sevişmek..
    gerçi trende oldukça az yolcu vardı ama bu yaşadığım,hayatımda yaptığım bir çok çılgınlıktan biriydi.
  8. 19 mayıs 2016'daki beşiktaş şampiyonluk kutlamalarına bir fenerbahçeli olarak yerinde (beşiktaş'ta) katıldım. hem de öyle böyle değil.

    merkez kartal olmak üzere binlerce insan var sokakta. her yerde meşaleler, koca koca bayraklar. araçlar caddeye girmiyor bile. tam bir şenlik havası. herkesin boynunda beşiktaş atkısı, üstünde forması. daldım aralarına. bütün gece tezahürat üzerine tezahürat, marşlar gırla. o gece baştan sona öğrendim tüm marşları. başlarda pek eşlik edemiyordum. fenerbahçeye söylenen malum "... ye"'yi bile söyledim ^:swh^ bir grupla çember yaptık deli danalar gibi zıplıyoruz, boğazımız patlarcasına bağırıyoruz. gruptaki bir hanım kızımız kafamı elleri arasına aldı ve "bana bak bana gözlerimin içine. sen beşiktaşlı değilsin doğruyu söyle dedi. sen beşiktaşlı değilsin." ben kem küm ederken düşünüyorum şimdi bunu çevreden biri duyarsa sağ çıkabilir miyim diye. kız ve grubu gayet eğlenceli ve iyi insanlara benziyorlar. kızın bu hareketi yalnız böyle bir sert havada değil gayet teatral bir biçimde oluyor. sanki sahnedeyiz. zaten ben ondan rahatım biraz da. dedim futbolla pek aram yok ama gönlüm fenerbahçeden yana. gerçekten de öyle ne maç bilirim (derbileri izlerim denk gelirse) ne de oyuncuları. neyse kız dedi sen de artık bizdensin filan. yine deliler gibi eğlenmeye devam ettik. bir de beşiktaş atkısı verdiler sağ olsunlar. beşiktaş taraftarı nasıl eğleneceğini, nasıl kutlayacağını biliyor bence. denk geldiğim hiç hoş olmayan bir durum oldu yalnız fırsatçılar devredeydi ve bu kızın cüzdanını çalmışlardı. o güzel güne gölge düşüren tek olay buydu.

    şimdi mi? ikinci takımım beşiktaş ^:swh^
  9. ankara/sincan.
    "bu arabaların farları niye sarı ve neden üstümüze doğru sürüyorlar" derken sakince midye dolmalarımı yiyordum arka koltukta. süren kişinin "hakkaten lan, ters yöndeyiz" deyip; arabayı ters yöne çevirip, bira şişesini yola atmasını hatırlıyorum. bir de midye tepsisinin pencereden uçuşunu. sonra çıkmaz bir sokakta gbt kontrolünde alkolsüz olduğum için paçayı sıyırdığımı biliyorum.