1. sanal diyaloglar nedeniyle özlemek, merak etmek, jestleşmek daha zor hale geliyor. bu devirdeki en büyük sorun insanın yalnız kalamamasıdır. bi bakımdan avantaj da olsa her an diyalog halinde olmak, sürekli ulaşılabilir olmak, tv internet derken çılgınca bir sanal sosyalleşme haline girmek bireyleri yıpratabilir. diyalog iyidir bence ama kalitesi önemli. tv izlemek de bir sosyalleşme kitap okumak da, internette gezinmek de, sevgiliyle konuşmak da. yeni nesilde zaman geçirmek kolay ama bunu kaliteli hale getirmek zor.
    abi
  2. "ey gönül! şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür? anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?" -şems-i tebrizi

    yeni nesil ilişkilerin hepsi dile düşmüştür.
    eale
  3. annem; "yavrum, eskiden de severdi insanlar birbirini. dağda, taşta, ücrada buluşup konuşurlardı. ama niyetleri belliydi; yuva kurmak. ben bu kızı/oğlanı seviyorum dediğin zaman gözün başkasına kaymazdı ve seni/onu sevmeye meyilli kimseler de bu aşka saygı duyar, kendi yollarına bakarlardı. bugünkü gibi iki gün oynayıp bırakmazdı kimse kimseyi. birgün biriyle ertesi başkasıyla olan insanlar mı seviyor? yok çocuğum yok evcilik oynuyorlar."

    not: annem ve babam aynı köyde doğmuş, bütün olumsuzluklara rağmen yılmamış, aşklarının peşine düşmüş ve sonunda evlenmiş, evlilikte de birçok sorunla savaşmış ve yılmamış bir çiftdir.

    görüldüğü üzere bir diğer sebep de alternatif çokluğu, maymun iştahlılık. bence en büyük sorun; tahammülsüzlük.
  4. yüzelseldir.teknolojik gelişmelerle iletişim araçları gelişmiş ancak ilişkilerdeki derinlik azalmıştır.kitabın edebiyatın etkisi azalmış kendilerini ifade ederken kullanılan kelime sayısı bellidir.aslında insan birazda kelimelerden oluşur ve ne olduğunuz ve nasıl bir ilişki yaşadığınız seçtiğiniz kelimelerle ilişkilidir.
  5. boktandır, dejeneredir, bir kere iki taraf birden kısıtlayıcı ve baskılayıcıdır ve tüm bu kısıtlama ve yersiz kıskançlıkları hastalıklı bir şekilde "sevgi belirtisi" olarak görürler. karşısındakinin ondan önce de onun dışında da bir hayatı olduğunu unutmuşlardır. aynı masaya oturduklarında konuşacak bir şey bulamazlar sürekli aşkım bebeğim cicim tadında boş ve bok püsür konuşurlar. ortak etkinlikleri genelde gerçekten bir şeyleri paylaşmak için değil gösteriş olsun diyedir. bir tiyatro izleyip üzerine konuşmaşlar, beraber çimlere uzanıp kitap okumazlar, rakı içip dertleşmezler, dans etmezler, ortak etkinlikleri ve birbirlerinin zevk aldıkları şeyleri birbirleriyle paylaşmazlar, herhangi bir konu hakkında adam akıllı oturup tartışmazlar (çünkü bu onlar için boştur), birbirlerine hiçbir soru olmadan durduk yere bir şey anlatıp paylaşmazlar bile doğrudürüst. ortak hayalleri bile yapmacıktır, ve ileride birliktelikleri devam etse bile hiçbirini gerçekleştiremezler çünkü monoton, sıkıcı, yüzeysel, düşüncesiz ve kabadırlar. neyse bak sinirlendim gece gece.. ideal aşk yokturr sevenlerr boka yürür bilee bileeeğ
  6. teknolojik ilişki. emek az, kadir kıymet bilmek yok. çeşitlilik fazla ve elde ederim nasılsa kavramı mıh gibi saplanmış beyinlere. hali hazırda hiç bir emek sunulmadığı için de pamuk ipliğine bağlanmış bir döngü söz konusu. yapıcı, tümleyen, anlayışa dayalı ve iletişimsel olarak verimliliği şimdiki imkanlarla en üst düzeyde kullanmak şöyle dursun; tüm bu sayılanlar çok kısıtlı..

    çok şikayet ediyoruz da napıyoruz arkadaş? konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz, konuşuyoruz ama anlamıyoruz... diye eskiye dair şarkı sözlerini akla getirir böyle..sonuç; ya ıssızsınızdır ya da yalnız .