1. itiraf ediyorum ki ben galiba kimliksiz olmayı seviyorum. konuşmaktan çekindiğimden ya da özgüvensizlikten değil. nasıl tanımlarım bilemiyorum ama böyle anonimken dünyayı bile kurtarabilirmişim gibi. burası biraz insanlara bakışımı değiştirdi. daha çok inceliyorum. genel olarak sizi izliyorum modundayım ama kimsenin haberi yok.
  2. bayadır ilişkilerde dikiş tutturamıyorum. bi kararsızlık, ilk başta heves sonrasında soğuma ya da tamam dediğimde karşı tarafımdan gelen beklenmedik bir olay. heveslenmekten yoruldum. beklentilerimi o kadar düşük tutuyorum ki artık etrafımdaki yakın arkadaşlarıma bile anlatmıyorum çoğu zaman. olay yalnızlık değil, sorun bende mi düşüncesi. ama biliyorum ki bende değil. bu raddede kısmet değilmiş mi demek lazım ne demek lazım?
  3. malum havalar sıcaklaştı iyice. bu havada etrafta fast food yiyen (yağlı yağlı) insanları gördükçe midem bulanıyor. katlanamıyorum. nasıl yiyorsunuz onları, iştahınız kesilmeli sıcaktan......
  4. geceleri bu başlık coşuyor. bir bakıyorum takip kısmı kırmızılanmış. youreads itiraf a yeni itiraflar düşmüş. bazen üzülüyorum yazılanlara, bazen kendimi yazanın yerine koyuyorum, bazısı tam da benim duygularıma tercüman oluyor. itiraf niteliğinde birşeyler yazmak insanı rahatlatıyor. kafasına taktığı şeyleri belki de ilk kez sesli düşünmesine yol açıyor.
    hele geceleri, gündüz dünyanın en mutlu insanı gibi görünürken birden beynine düşünceler hücum ediyor. deli gibi uykun olduğu halde bi anda uykun kaçıyor düşünmekten. çözüm de bulamıyorsun, sadece kendin huzursuz oluyorsun. zamanı gelince kararını veririm diyip kendimi telkin ederken buluyorum.
    arada geliyor böyle bana da. iç huzurum kaçıyor birden sebep yokken.
    neyse bu kadar yeter. geceniz iyi geçsin sevgili okurlar.
  5. yakın gördüğüm bir arkadaşımın canı sıkkın ya da başına kötü birşey geldiğinde, moralini düzeltmek derdine ortak olmak için diğer arkadaşlarıma söylerim. şöyle şöyle bir durum var ara bir konuş destek ol diye. ama görüyorum ki kimse böyle birşey yapmayı düşünmüyor bile. kendisine anlatıldıysa tamam yeter onun için. sanki başka bir desteğe ihtiyacı yokmuş gibi davranıyorlar. asıl sen onu belki kötü etkileyeceksin, başka birinin desteği çok daha yararlı olacak.
    gerçekten anlamıyorum ne zaman bu kadar duyarsız ve sığ insanlar doldu etrafa. ortada başı dertte olan biri varsa toplanırsın ne yapılabilir, nasıl bu işin içinden çıkılabilir diye kafa patlatırsın. ama yok bazıları hiç haketmiyor. kendi kendime diyorum bu sefer bana ne kimseyi ben dürtüklemicem bak böyle bi durum varmış diye ama tekrar başıma gelince verdiğim sözü unutuyorum.
    bugünlük itirafın sonuna geldik. iyi günler youreads sakinleri.
  6. izle mutlaka dedim. bir ara izlerim dedi güldü. bir ara dersen unutursun dedim. unutmam, geçte olsa hep beklediğine değmedi mi dedi. bu sefer bekletme yoruldum galiba diyemedim.
  7. bazen çok şey söylemek istiyorum ya da yazmak. ama bir sebep beni tutuyor. daha net olarak çözemedim ne olduğunu ama beni rahatsız ediyor. yapılan şeylere aynı şekilde karşılık vermemek için direniyorum sen onlara benzeme diyorum ama sonuçta bende insanım sınırımı aşıyor.. sınırımı aştığı zaman anladıkları dilden konuşuyorum ve aldığım tepki karşındaki böyle yapınca sende böyle mi yapmalısın oluyor. gerçekten insan kalabalığı denen şey doğruymuş. bazen sadece yalnız kalmak istersin ya tam o noktadayım bu aralar..
  8. gülmek birine bu kadar yakışabilirdi.
  9. izlediğim yabancı diziler sonrasında gerçek hayata döndüğümde çok yavan geliyor ya. size de oluyor mu?
  10. bir yer var biliyorum herşeyi söylemek mümkün. gerçekten mümkün mü? kimseyi umursamadan içinden geçenleri söylemek mümkün mü? bu çıkarcı, kendini haklı gören insanoğlunu utandırmak mümkün mü?