-
geçmez sandığım bir acı vardı. 2016 hazirandan beri beni yiyip bitiren, beni ben yapan her şeyi elimden alan bir acı. çoğu zaman yenik düştüğüm, hayat öylece akarken her şeye gözlerimi kapatmamı sağlayan bana nefes aldırmayan bir acı. beni gece yürüyüşlerine mecbur kılan, tek nefeste 8-9 km yürüten bir acı. yürümekten dalaklarımı şişiren bir acı. gelgelelim. 2017’nin son zamanlarında. acının yıl dönümünde 12 aralıkta, biri geldi. bana o acıyı sevdirdi. o acıyı benimle sevdi. ağladığımda benden çok ağladı. güldüğümde benim için mutluydu.
nitekim. farkında değildim. bir insan, bazen, sadece 1 kişi için düzenini bozabiliyormuş. bir kişi için her şeyden vazgeçebilecek duruma geliyormuş ve bir kişi için emeklerini uğurlayabiliyormuş. öncesi alıştırmaymış. belki çok kişi üzüldü. belki nefes almayı unuttum evet. henüz kısa bir zaman bile olsa , onu bile öldürdüm belki. bana “ seni iyileştireceğim” dediğinde, inanmamıştım. düşünüyorum da, beni karanlık yanlarımla sevdin. ve bunu kimse beceremedi. seninle sardunyalara beraber su vereceğiz.
seviyorum.
“...sonra sen geldin, sen geldin
bütün sokaklara
öyle bir rüya öyle
öyle bir rüya öyle” -
kafamın içindeki bin tane düşünceyle gün boyu uğraşırken, kendime bile hayrım yokken mesela, bir başkasına ilaç olmayı beceremiyorum.
birisi sardunyaya su verirken, bıkmadan usanmadan, ben alttan alttan akıtıyorum suyu sanki. korkuyorum, yorulacak. gitmesini istemiyorum bir yandan. bencilim evet.
“
beyaz bir buluttan birgün ansızın..
bir karanfil düştü parmaklarıma.
gözlerine kuşlar doldu bir kızın
elleri karıştı ırmaklarıma..
ıslak bir yürektir bende karanfil
ruhum, kokusunun dilencisidir..
haşim, bu bir alev damlası değil
büyük yangınların habercisidir..
o kızıl bir deniz bense tenhayım
onda umut, bende yalnızlık büyür..
ne dünya sonsuzluk, ne ben dehayım,
içimde sadece şairler uyur..
bütün şiirleri söyleyen benim
bütün çiçeklerin adı karanfil
her akşam bir yaprak olur kefenim
haşim, bu bir alev damlası değil. “ -
bir çılgınlıktı hayatımda ilk defa, mevcut durumumun dışına çıkmam... evet, buna sebep olana da bakmalı. vaktiyle gözüm kapalıydı, ve sevgim bazı şeyleri yapmama yetmemişti. şimdi ise, tek kalemde sildirdi bana birçok şeyi, aslına bakarsanız bilirim buna sebep olmak da istemezdi. sebep miydi? evet o fitili ateşleyendi diyelim. bitmiş bir şeydi çok önceden. varken, kalbim başkasına çarparken de bitmişti. kalmamıştı bende. bu cesaretsizliğim sonradan yüzüme çok vuruldu biri tarafından, yapamadın/ edemedin.
sonra bir başkası gelip. seni sensiz de yaşarım diyerek beni başka dünyalara attı. geldi o dünyada benimle oldu.
sardunya ne biçim çiçek verecek sana bir bilsen...
“ben senin için gökyüzü oldum
fırtına oldum
geldim ve gittim
kanat çırpmazsan olmaz
anlamadan deniz nedir,
huzur mudur, durur mu öyle?
kim bilir akşam nedir,
yüzüm kavuşur mu?
ben senin için kanlı ırmaklar oldum
yüzümün akşama kavuşması ol
kanat ol, dinginim denizim ol
fırtınada duranım ol
tekrar ol
tekrar ol
ellerini unutmadan
ellerini hiçbir yerde unutmadan
tekrar ol
tekrar ol ”
(bkz: birhan keskin) -
her şeyin sonuydu. sondu. son. yoktu güzel günler konuşacak iyi şeyler.