1. merhabalar canparelerim,

    öncelikle aranızda "forum mu burası?! ornitorenk koruma ve yaşatma derneği şeklinde başlık da açsaydınız bari" şeklinde sitemle gelmiş muhakkak vardır. Onları da selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum. (*:öhüm öhüm)

    bir süredir -yaklaşık 3 ay denilebilir - kedim ismetle aynı çatı altında yaşıyoruz. sokak kedisi olmasından dolayı evden kopamadığı gibi sokakta sosyalleşmek huyundan da vazgeçmiyor. ne diyebilirim ki bende ondan vazgeçemiyorum. pek bi alıştırdı kendini (*:kerata). zamanla ismetin karnı gözle görülür şekilde şişmeye başladı. başlangıçta oburluğuna ve diyetsiz iştahına yorsam da son zamanlarda hamile olabileceği aklıma geldi. Çok geçmedi aradan, aklıma gelen başıma geldi sözlük. 20 mart gecesi ismet'im sancılarıyla birlikte bizlere 4 yavru verdi. her biri fare boyutunda, cıyaklayan birer savunmasız, her şeyden bihaber canlılar. doğumlarının zorluğu ismetin seslerinden duyuluyordu. ter akıttım onun yanında olurken. (bkz: dokuz doğurmak)

    şimdi ise 2. günümüz gızancıklarla. İsmet bana ayırdığı vaktini gızancıkları emzirmek için ayırıyor. Buna gocunmuyorum $ahsen. içgüdesel büyük bir sorumluluk var omuzlarında. O sorumluluğunu yeri geldiğince üstleniyorum.

    bu iki gün içinde kedi yavruları bakımı hakkında birçok bilgiler edinmeye başladım. nasıl beslenir? nasıl bir ortam sağlamalıyız? kedi ne ile yaşar? gibi tipik sorular hakkında bilgi sahibi olmak için gayret ettim.

    ... ve gözden kaçmayan bir şey oldu burada. kedi başlığı an itibariyle 6 -yazıyla altı- sayfa, 52 yorum girilmiş. Yorumların sahipleri çoğunlukla kedilere ev açmış, barınaktan sahiplenmiş, tatlı güzel anılar yaşamış ve devam eden kedi severler. (*:dikkat edelim kedi sahibi demiyoruz.)

    çoğunluk varken neden bir topluluk oluşturmayalım? bilgi platformu youreads, yalnızca kitaplarda yazılan bilgiler içermiyor. kullanıcıların keşfettiği, deneyimlediği bilgilere de ihtiyacı var.

    Gelin, kediler hakkında yorumlarda buluşalım. deneyimlerimizi aktaralım ve birçok kedi sahiplenmeyi isteyen aday youserlara ışık olalım. bu başlıktan ve özel mesajlar yoluyla yardımcı olmaya çalışalım.

    kimler benimle?
    _____________
    ¹ destek ve olumlu/olumsuz düşüncelerinizi bekliyorum.
    ²bu arada cingözü saygıyla anıyoruz. rest in peace cingöz
  2. — selam. zaman ne kadar çabuk akıyor öyle değil mi?

    mart ayında bu başlığa ilk yorumumu girmiştim. o zamanlar ne yapacağını bilemeyen, şaşkın 4 kedi ile dımdızlak ortada kalan bir youser vardı. ilk heyecanımı da bu platform üzerine paylaşmıştım. (bkz: #91196) bi kedinin doğumuna tanıklık etmiş olmak, kedinin inlemesi ve yarım saat aralıklarla şaşmadan ve içerden kaç gızancık çıkacağını tahmin edemeden süren uzun bekleyiş.

    haftalar geçti. avuç içimde taşırken mendille tuttuğum o yavrular iki elde tutmakta dahi zorlandığım ele avuca sığmayan ordan oraya koşuşturan yaramaz veletlere dönüştüler. dört tekirden ikisini sahiplendirmemin ardından birbirinden ayıramadığım iki kardeşin maceralarını ara ara yer verecem bu başlıkta.

    temmuz 2016. ramazan bayramının ilk günü sabahında evde kedilerle birlikte tekim. normal şartta bu bayram köyde olmam gerekirdi. malum cümbür cemaat tüm tanıdıklar köyde bir araya gelirler. kedileri bırakacak kimsem olmayınca mecbur bu sene şehirdeyim. dedim. temmuz ayı, hava sıcak. odanın balkonunu haliyle açık bırakıp uyuyorum.

    bayram namazına kalkacağım o sabah, sürekli kuş sesi geliyor balkonumdan. apartmanın arka bahçesinde ağaçlar var. kuş sesine alışkınım. anlayacağınız uykulu gözlerle pek aldırmıyorum gelen seslere. kafamı yastığa koyup uykum kaçmasın istiyorum bir yandan. yattığınz yerden serin hava geldiğini de hesaba katarsak malum pek tatlı olur uyku güneşin yeni yeni doğduğu o saatler.

    hazırlandım çıktım evden. namazı kılıp dua ettikten sonra geri döndüm. boncuk'un 2 kez balkondan aşağı düştüğünden bu yana eve döndüğümde herkes yerinde mi diye kontrol ederim muhakkak. odalarda yoklar. ev içinde çoğu kedilerin belli bir yerleri vardır. yok yok yok... yer yarıldı içine mi girdi. nerdeler ya demeye başlamışken kapısı açık balkona bakmayı akıl ediyorum. kapıda boncuğu gördüm. boncuk, yukarıya kafasını kaldırmış dikkatli izliyor. ne o neye bakıyor derken ne göreyim

    - aman tanrim didim!!

    balkonda dolabın üstünde olan kullanılmayan piknik sepetinin kulpu fare kapanı gibi güvercin ayağını sıkıştırmış. sabahtan beri dikkatimi çekmeyen kuş sesinin asıl nedeni ayağını kıstırmış çırpınmakta olan bir güvercinmiş. dahası var. boncuğun takip ettiği şey ise kardeşi sarı'nın güvercine pati atması. güvercin de bir yandan kediyi gagalamaya başlıyor. sarıyı harcar bu kuş gözünü oyar valla diyorum bir yandan.

    bayramlıklarımla önce kediyi aldım dolabın üstünden. sonra piknik sepeti ile kuşu. piknik sepetinin kulpu ayağını kesmiş. kan olmuş her yer. kuşun kanaması var. hastanelerde kullanılan eldivenleri giyip kuşu çıkardım ordan.

    bir bayram sabahı herkesin yola çıktığı kimselerin kalmadığı bir şehirde başıma ne macera gelebilir ki demi? gel bunu o kedilere anlat.
  3. muhtarette'imle katılmaktan kıvanç duyacağım topluluk. biz de ufaklığı erkek sanıp adını da muhtar koyduyduk, şimdi muhtarette oldu :) maceralarını bilahare paylaşırım.
  4. önce bir benim başıma geldi zannettim ama nisan başında evden kaçan, ortalıktan kaybolan kedi sayısında bir artış gözlemledim çevremde.

    dişi kedilerle ilgili bir kaybolma eylemi fark etmediysem de, erkek kediler bir anda yok oldu resmen.
    benim orta boy da kayıpların arasında. aramadığım yer kalmadı ama yok!

    bir tek benim değil, ortadan kaybolan farklı farklı yerlerdeki bir kaç kedinin de hikayesini duymak biraz iyi geldi.
    kendimi inandırmaya çalıştığım düşünceyi destekledi en azından bu olaylar.

    "belki kızgınlık döneminin etkisi olaraktan, bir dişi kedinin ardına düşüp gitmiştir" gibi düşüncelerle kendimi avutuyorum ne vakittir.
    başka da bir ihtimal düşünmek dahi istemiyorum.

    lakin aradan bir ay geçti neredeyse sözlük, benim can yoldaşım hala geri dönmedi.

    çok üzgünüm sözlük çok.
    ömür söz konusu olunca; kısacık bir zamana dünya kadar güzellik sığdırmışız.
    yokluğu çok büyük boşluk ne vakittir.
    başka kediler de geziyor şimdi ortalıkta ama onun yerini tutmuyor hiç biri.
    geri gelir diye bir umut bekliyorum hala.

    gelirse en güzel mamalardan alacağım, oyuncak da yapacağım ona.
    hem hiç kızmayacağım bırakıp gitti diye beni, vallahi bak.
    yeter ki dönsün.

    ne dersin, geri gelir mi sözlük?
  5. hayatını kısa saçlı izmir chp kadın kolları temsilcisi edasıyla yirmi kedi on köpekle geçireceğine artık ikna olmuş, youreadsin seviyesi bozulmasın diye ara ara üstüne sinir çöküp sitem eden yazarlardan ismi lazım değil, regina falange, dayanamayıp varım diyor :(