1. şu orijinal dil konusunda iki laf da ben edeyim: - film başlıklarının neden orijinal dilde açılması gerektiği ile ilgili gerekçeleri collond de deu çok güzel bir şekilde açıklamış. kendisine bu konuda aynen katılıyorum. - ancak kitap başlıklarının türkçe açılabilmesi ile ilgili yargılarına da bir o kadar karşıyım. çünkü maalesef ülkemizde tercüme işi profesyonelce değil ticari ya da siyasi kaygılarla yapılıyor. bizim millet şekilciliğe önem verdiği için, kitap isimlerini çevirirken orijinaliteye değil albenili olmasına dikkat ediliyor. özellikle altmışlı- yetmişli yılların çevirileri böyledir. okuru cezbetmeye yöneliktir. mesela en bilinen örnekleri - pride and prijudice, : jane austenin bu romanının dilimizde birçok farklı çevirisi mevcut. orijinali gurur ve önyargıdır. ama aşk ve gurur olarak çevrilir genellikle. hatta film uyarlamasını bile bu isimle çevirdiler. ama milli eğitim bakanlığı orijinal ismiyle çevirdi. - the catcher in the rye : önce can yayınları gönülçelen olarak çevirdi ve bu isim bayağı tutmuş olmalı ki teoman şarkı bile yaptı. daha sonra yapı kredi yayınları çavdar tarlasında çocuklar olarak çevirdi. ikisi de orijinaline sadık değil. yarın öbür gün bir başka yayınevi orijinal dilde çevirecektir. peki o zaman bu kitaplar hangi başlıkta açılacak? her yeni farklı isimle olan çeviride, eskilerinden bihaber kişiler gelip burada başlık açmayacak mı? elbette açacak. peki bu karmaşıklığa yol açmaz mı?