1. fırın kuzu gerdan

    malzemeler
    8 adet kuzu gerdan
    çeri domates
    tarla biberi
    patetes
    terayağı

    hazırlanışı
    güveç tepsimizin içini tereyağı ile ovuyoruz, dikey dilimlediğimiz pateteslerimizi güveç tepsimizin dibine döşüyoruz. kuzu gerdanlarımızı kızgın yağda 10-15 saniye kadar mühürledikden sonra patateslerin üzerine yerleştiriyoruz. daha sonra tepsinin üstünü alüminyum folyo ile kapatıp daha önceden 180-200 derecede ısıttığımız fırınımıza 45 dakika veriyoruz. 45 dakika sonra tepsinin üstünden alüminyum folyoyu alarak domates ve biberimizi ekleyip 15-20 dakika kadar tekrar fırına veriyoruz. afiyet olsun.
  2. bugün lattenin içine nescafe gold attım fena da olmadı.
  3. ahtapot salatası. tadı gayet hoştu. herkese tavsiye ederim. deniz mahsülü olarak sadece balık(*:bi de belki ıskakoz) yemeye alışkın olsak da böyle şeylerin de tatları hiç fena değil.

    şöyle bir şeydi
  4. 8 yıllık kapkara bir sarımsak turşusu. valla yedim bunu ben iranda. tahranda tontiş bir anneanne ikram ettiydi. baya da sevilen bir lezzetmiş, şarap gibi ne kadar eski olursa o kadar kıymetleniyormuş. iyi hoş da mübarek 8 yıllık turşu mu olur allasen? bir teneke daha var evde o daha eski dedi bir de. ananesinden falan mı kaldı artık bilemeyeceğim. kapkara, kokusu leş gibi, içi kestane şekeri gibi yumuşak ve iğrenç bir tat. önünüze çıkarsa sakın denemeyin.
  5. halep işi: iskender'in alt kısmındaki pideli bölüm, domates biber soğan kavurmalı ikinci bölüm ve en üstte adana kebap birleşimi ile oluşan bir yemek. ne yediğimi anlamadım açıkçası menemen desen değil, kebap desen eksik, iskender desen tereyağ döner yok. öyle bi tat, halep işi. çok da tavsiye etmem.
    abi
  6. öğrencilik aklıyla uykuyu iyice açsın diye kolalı kahve içirmişlerdi. koladan da kahveden de nasıl olduysa soğumadım ama denemesem de olurmuş hani. gereksiz.
  7. çin restoranına gittiğimde (misafir olarak bir evde kalıyordum ve ailecek gidiliyordu, ben de tıpış tıpış gittim) sushi ve ilginç bir et yemiştim. gittiğim anda aklımda "lan bari et yiyelim ne kadar değişik olabilir ki" türevi sorular belirmişti. arkadaşlar baya değişik, o gece mideyi bozmuş ve 5 kere kusmuştum.
  8. (bkz: mascarpone) denilen gurbetçilerimiz arasında italyan kaymağı lakaplı hede ile alman nutellasını karıştırıp ekmeğe sürüp bir güzel yemişliğim vardır tavsiye ederim. afrika yöresinde de akşam yemeğim için sipariş ettiğim dana köfteyi middle-hard pişmiş sipariş ettiğimde de kirmizi sosun içerisinde servis edilen bir yemek türü sanıp bir lokma (açlığın etkisiyle hafifçe büyük) kanlı canlı kırmızı eti denemişliğim vardır. iki üç saat ağzımda demirimsi bir şeyler varmış gibiydi geçirememiştim. türkiyede ise anadolu bölgesinden olmam hasebi ile yıllarca sadece ismini duyup yemediğim enginarlı pilav ile izmir şehrinde tanışma şerefine eriştim. kesinlikle yenilmeli. hep yemek olmasın bir de içecek söyleyelim. passion fruit denilen meyvenin taze sıkılmış suyunu içmeden terk etmeyin dünyayı derim.
  9. köpekbalığı çorbası, hazır çin lokantasında açık büfeye para vermişim ne bulursam tattım. tadı nasıldı diye soracak olursanız içilir yani bir sıkıntı çıkarmaz.
    cakal
  10. tuzla balıkçısındaki her hangi bir balık mezesi. normalde balık pek sevmem ama adam bildiğin sanatçı, o balıklardan o tatlar nasıl çıkıyor anlayamadım^:swh^