1. galiba ben hiç iyi değilim

    biraz bahar gerekiyor allahım ben hiç iyi değilim
    biraz çağla birkaç erguvan gerekiyor
    ahmet hamdi tanpınar biraz da zarifoğlunun geç dönemleri
    sağcılık gerekiyor biraz, biraz isyan, biraz unutuş

    hem toz olurum istesem hem korkarım gitmekten
    karakoncolos bahtım şikayetçidir benden
    yordum seni ey yeşil gözlü şair ama gene de korudum
    seni koruyunca ben baharı kaybettim

    ben baharı kaybettim
    benimle birlikte başladı gocuk giyme modası
    anlamadım sere serpe anlamadım nasıl sevilir
    anlamadım yaşamak nasıl böyle kuzguni
    uzun etekler balıkçı yakalar elhasıl kış mevsimi
    bu yüzden anlamadım bürümcük nedir
    ama şimdi bahar gerekiyor allahım ben hiç iyi değilim
    bahar gelince saatlerin ileri alınması gerekiyor
    sahilde ellerinden tutulması gerekiyor çok uzun saçlı çok esmer kızların

    şırfıntı, sırnaşık bir şeydir bahar belki bilmezsiniz
    patronların ağzında bir şakaya dönüşür
    bahar en çok içimizin devasa yoksulluğuna yaraşır
    ütüsüz pantolonlarımıza, üstten açık iki düğmemize
    biber kızartan annemize, iş işleyen kardeşimize

    ben bu şiiri bu baharda bitirirsem bahse girerim
    bir mavisine bir de gazozuna bahse girerim
    sigarayı bırakırım sekiz saat uyumaya başlarım

    ben bu şiiri bu baharda bitirirsem dilim çözülür zihnim açılır
    hem bahar gelsin diye ihanet ettim musaya
    bunun için atıldım senatodan, balıklı havuzlara altın saçtım
    el hakü müttekasürü ezberledim hallaçla asılmadan hemen önce
    biraz bahar gerekiyor diye başlayan bir şiir yazdım

    galiba ben hiç iyi değilim

    ismail kılıçarslan
  2. düşünme
    arzu et sade
    bak, böcekler de öyle yapıyor

    orhan veli
  3. 20 yasinda ben,
    35 yasimda ben,
    40 yasimda ben ve
    bugunku ben dordumuz.

    birden 20 yasimi, 35 yasimin karsisina oturttum.
    40 yasimin karsisina da, ben gectim.
    yirmi yasim, otuz bes yasimi tutucu buldu.
    kirk yasim ikisinin de salak oldugunu soyledi.

    yatirstirayim dedim.
    - sen karisma moruk - dediler. buyuk hir cikti.
    komsular alttan ustten duvarlara vurdular.
    yirmi yasim kirk yasima bardak atti.

    evin de icine ettiler.

    bende kabahat.
    ne cagiriyorsun tanimadigin adamlari evine ...

    can yucel
  4. al bu buseyi kaşın üzre sen!
    ve işte şimdi ayrılıyorken,
    izin ver itiraf edeceğim-
    yanlış değildi söylediğin
    günlerin bir rüyaydı derken;
    uçup gittiyse umut yine de
    geceleyin ya da gündüz,
    hayalde, ya da hiçbirinde
    peki kaybımdan eksilen ne?
    rüya içinde bir rüyadır
    hep gördüğümüz, göründüğümüz.

    edgarallanpoe
  5. hayat kısa,
    kuşlar uçuyor
  6. açmaz / açamaz / deme / hiç / bir / zaman / bu / nar / çiçeği /
    açacaktır / elbet / bizim caddelerimizde de bayram olacak...
    mutlu
  7. su yorumcularına i

    ben ne güzel işerim güneşe karşı 
    arkamda medrese duvarı önümde çarşı 
    bir sürekli kaşınmadır yaşadığım 
    törelere ve alışkanlığa karşı 
    geldim gittim geldim bir şey bulamadım 
    üzüldüğüme ve yorulduğuma karşı 
    ah aklıma her şey gelir, her şey gelir 
    doğan güne karşı batan güne karşı 
    sözde kirlettiğimiz bütün her şey duruyor 
    bak ne diyorum sana, ele güne karşı 
    biz duralım bir sürekliyiz duralım 
    durukluğa, tüberkiloza ve uranyuma karşı 
    durduk, ateş besledi, kuşları sürekledi 
    arkamız medrese duvarı önümüz çarşı 
    güneşe güneşe karşı

    turgut uyar
  8. düşün, uzay çağında bir ayağımız,
    ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
    düşün, olasılık, atom fiziği
    ve bizi biz eden amansız sevda,
    atıp bir kıyıya iki zamanı
    yarının çocukları, gülleri için,
    koymuş postasını,
    görmüş restini.
    he canım,
    sen getir üstünü.
  9. birhan keskin şiirleri.

    dürtme içimdeki narı
    üstümde beyaz gömlek var...
    mesut
  10. sevgilim, bir günün...

    sevgilim, bir günün ortası şimdi
    taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
    ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
    uzat bana uzat ellerini
    izinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
    istanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
    güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor

    ben seni düşünüyorum seni
    hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
    kalbim diyorum kalbim
    daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi
    aşkı anılar besliyor düşler kadar
    bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
    sevgi eskidikçe sevgi

    günümüz ekmeğimiz, türkümüz
    çoluğumuz çocuğumuz
    binalar yan yana yükselip gidiyor
    vapurların ağzı köpük içinde
    uzaklarda ne kapılar açılıyor
    tirenin biri bir istasyona varıyor
    ordan çıkıyor biri

    her şey biliyor her şey
    sen biliyor musun bakalım
    seni nice sevdiğimi?
    üstüne titrediğimi?
    geldiğimi?
    gittiğimi

    hadi!

    cemal süreya