1. herkesin bir çocukluk aşkı olmuştur. bu çocukluk aşkı ile tanışma süreci ve yaşadığınız olaylar hep masumca aklınızın bir köşesinde yer etmiştir.

    bende çocukluk aşkımla memleketimde tanışmıştım. ailemle memlekete yılda 1- 2 ay süresince uğrayabilirdik. ben ise tatilde eniştemin bakkalında, o yok iken yerine arada ben bakardım.

    onu ilk defa bakkala ekmek almak için geldiğinde gördüğümü hatırlıyorum. çocukluk işte, el ayak dolaşıyor birbirine. öyle ki aldığı ekmek için vereceğim poşeti dahi açamıyorum, heyecanlanıyorum. konuşamıyoruz ama o masumca bakışlardan da hoşlandığımızı birbirimize belli ediyoruz.

    zamanla, bakkalın arkasındaki cadde üzerinde olan evlerinin bahçe içinde yakar top, saklambaç oynuyoruz derken samimiyeti kuruyoruz. birbirimize ismimizle hitap edemiyoruz resmiyet olmasın diye..

    mahalleye yeni gelen bir çocuğun ondan hoşlandığını öğreniyorum. çocuğun mahallede abisi ile beraber konuşurken muhabbetlerinde onun isminin geçtiğini duyunca çılgına dönüyorum, ilk çocukluk kavgamı orada çocuğa abisinin yanında kafa atarak yapıyorum.^:dayak yiyeceğimi umursamadan^

    eniştemlerin evleri ile çapraz olan evlerinde, aynı mahallede oturuyorlar. arada evlerinin pencerelerine kapılarına bakıyorum, eğer evden çıkarsa hemen bende aşağı iniyorum. yine bir gün, tarihi evleri andıran evin pencerelerine bakarken, o benim onların evini kestiğimi görüveriyor. bana aşağıdan sesleniyor : "heey, heey çıksana dışarı". birbirimize halen ismimizle hitap edemiyoruz. yaz bitip eve gitme vakti gelince hem birbirimizi göremeyecek olmanın üzüntüsünü hemde diğer yaz gelince evlerini bahçelerinde oynayacağımız oyunların heyecanını bir arada yaşıyoruz.

    böyle 2 yaz boyunca hep diğer bir yazın gelmesini bekliyorum.

    o yaz ise otobüsten iniyorum. eniştemin bakkalına doğru koşuyorum. çantaları önce bakkala atıveriyor sonra her yaz yaptığım gibi bakkalın arkasındaki mahalleye bakmaya çıkıyorum. gözlerimin önünde boş bir arsa duruyor. evleri yok, yıkılmış.. enişteme dönüp soruyorum, neredeler ? eniştem bana ailesinin taşındığını ve bu eski evinde onlar taşındıktan sonra yıkıldığını söylüyor. çocukluk halimle bir şey konuşamadan donup kalıyorum.. o yaz eniştemlerin balkonunda tüm gün caddeyi izlemekle geçiriyorum, ve hiç dışarı çıkmıyorum.

    sonraları ne kendisinden bir haber alabiliyorum ne de nereye taşındıklarından.. şimdi büyüdük koca adam olduk, çocukluk aşklarımız kim bilir nerede ne yapıyordur herkesin az çok bilgisi vardır. benim ise halen memlekete gittiğimde top oynadığımız caddenin sessizliğinden başka bir bilgim yok. ve ancak sağlıklı ve mutlu bir şekilde sevdikleriyle bir ömür geçirmesini dileyebiliyorum.
  2. annem doğum yaptığında bana kardeş olarak bir abla ya da abi değil kundakta sürekli ağlayan kapkara bir bebek getirmeleri. hayatımın en büyük hayal kırıklığıydı.