1. işid, her aklı başında insanın gaddarlığından tiksindiği kökten dinci bir paralı asker ordusuydu.

    tehdit altındaki kobani ise, türkiye'nin beşte birini oluşturan kürt nüfusun tarihsel, kültürel ve güncel bağlarla yakınlığı olan sivil bir kent idi.

    bu ikisi arasında denklik kurmaya çalışırken herhalde arkadaş güleceği yerini şaşırmış.

    şimdi operasyon diyorlar - yani memleketin %20'sinin akraba bildiği insanlara karşı. umarım siviller ölmez; lakin, operasyonun bir gövde gösterisi olduğunu, iç politikaya yönelik olduğunu herkes biliyor; abd de biliyor, rusya da bilyor, kürtler de biliyor. o yüzden he yap yap diyorlar - fasülyeden. ulan hiçbir derde deva olmayan bu operasyonla sen toplumun beşte birini devlete düşman ediyon, memleketin geleceğini çıra gibi yakıyon, adamlar hayır yapma der mi?
  2. dunyanin en merhametli insanlarinin ordusuna,bebek katili yaftasi yapistirmakta gercekten komiktir. sinirinda abd tarafindan en gelismis silahlari alan,olasi kurulacak bir kurt devletiyle turkiye cumhuriyeti devleti’ni tehdit edecek bir olusumun onune gecmek adina yapilan zeytin dali operasyonu gec bile kalmistir.

    tabanda sosyalist,olusum olarak fasist bir zihniyetin urunu olan ypg/pyd kacinilmaz sona maruz kalacaklardir.

    allah yuce turk milleti ordusu’nun yar ve yardimcisi olsun. aslanlarin vurduklari gol olur insallah. gol olsun ki su topraklarda turk,kurt,alevi,sunni baris icinde kardesce yasayalim.
    eale
  3. "daha işimiz bitmedi"
    "münbiç'e de gireceğiz"
    "oraları tamamen temizleyeceğiz"

    bu savaş tamtamlarını her duyduğumda istisnasız midem ağzıma geliyor. bunlara tahammül edebilen, hatta coşkuyla karşılayan bir güruh var, biliyorum. ama bu güruh kalabalık mı? gerçekten çoklar mı? televizyon karşısında sıcak çaylarını yudumlarken dinledikleri bu sözlere keyifle kafa sallayan insan sayısı o kadar çok mu? umudumu kaybettim...
  4. Suriye’deki muhaliflere yakınlığıyla bilinen Britanya merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR - Syrian Observatory for Human Rights), Türkiye’nin 20 Ocak’ta başlattığı Afrin’e yönelik operasyonda; havadan ve karadan bombardımanlar sonucu 43'ü çocuk 289 sivilin yaşamını yitirdiğini ve yüzlerce sivilin de yaralandığını açıkladı. Hayatını kaybedenler arasında Afrin’de yaşayan Kürt, Arap ve Ermeni halklarından insanlar bulunuyor.

    Dün itibariyle Türkiye (TSK) ve bağlı cihatçı grupların (ÖSO) kent merkezine girdiğini belirten Gözlemevi, Afrin’de yaşayan 200 binin üzerinde insanın yerinden edildiğini aktardı.

    kaynak1 kaynak2 kaynak3

    ÖSO'lu cihatçıların şehre girdiklerinde ilk yaptıkları şey Demirci Kawa heykelini yıkmak ve şehri yağmalamak olmuş.

    Demirci Kawa heykelinin yıkılışı

    Pro-Turkish forces pillage Afrin after taking Syrian city

    Bundan 2 ay öncesine kadar Afrin, Suriye'nin savaşın ve çatışmaların yoğun bir şekilde sürdüğü bölgelerinden göç alan ve görece huzurlu bir yerleşimdi. Şimdi olanlara bakın. Ne barışçıl ne adıyla müsemma bir Zeytin Dalı operasyonu değil mi?
  5. 57 gün çok fazla savaşcı olmayan arazilerde 10-15 km iceriye bile nadir noktalardan girilmişken 2 günde şehir merkezine girilebilmesine galiba kamuoyunda kimsenin şasırmadığı, hiçbir şy de sormadıgı harekat. daha önce ypg'nin " taktik değişiklik olacak" dediği, bugün de salih müslim'in yaptığı "sivillere müdahale olduğu için hareket edilemiyor, siviller icin uluslararası bir destek de yok, siviller tahliye edilip gerilla taktiğine geçilmiştir" minvalindeki açıklamasıni sanırım yine türkiye kamuoyunda kimse umursamadı.

    uzun süre şehir merkezi çevresine bombardımanlar yapıldı, yine rusya'nın izniyle yapıldı. yoksa ilk günler de şehir merkezini havadan bombalayabilirlerdi. ilk etapta şehir merkezini ele gecirmediklerinde siviller terk etsin diye ellerinden geleni yaptılar. çünkü sivil ölümleri artarsa ayaklarına dolanacakti. hatta bunun icin cadırkentler de kurmuşlardi.

    şehrin elektrik ve su şbekeleri de bombalanip ele gecirildiğinde ve dünyadan bu koca orduya ses çıkarılmadıgi için sivilleri sehirden uzaklaştirdılar, fakat! o da ne? bazı tsk-öso gücleri bazı köylerden cıkışları kapatmışlardi. savaşın basından beri tsk-öso yani natonun 2. gücünün siviller üzerinden tehdit edecek duruma düştüğünün göstergesidir bu.

    "bir uzlaşma var" diyenler yanıliyor bence. ucaklara karsi alan savunması yapılamayacaği için belli ki taktik degiştirildi, birkac gun onceden söylenildi. yeraltina ve daglara cekilen kuvvetler daha az kayipla daha az mühimmatla gerilla savaşı vermeye belli ki önceden hazırlanmıs.

    bu savaş yıllarca türkiyenin başına bela olacak bir savaştır. bu iktidar halkın gerçekten mayasını bozmuş, iki gundur okuduklarimiz bunu gösteriyor. çanakkalede inonüde kocatepede izmirde savaşanlardan kafa kesip tecavüz edenlere dönüşenler mi kurtaracak acaba bu ülkenin gelecegini. sözlüklerin leş ortamı tvlerden bile kötü. midemi bulandıriyor artık. değerli olan her şey itibarsızlastirıldı. savaş bittiğinde ellerinde kalacak olanla yaşayabilecekler mi acaba bu "malum partili degilim ama onlar da rerörö" diyenler
  6. Kisa bir süre önce daha ulusalci bir kesimden arkadaş, biz iki laf edince telefonlari saklamaya girişti. Hayatinda akrep gormemişti ve varligi konusunda kafasinda yalnizca uzaklarda süren bir çatışmanın ibaresi olarak kalmiş bu araclara karsi şaşkındı. Şimdi chp nin "eski" kitlesinin temsilciliğine soyunanlar da dahil, iktidarın bütün tek taraflı yayın organlarından stepnesi mhp ile beraber savaş çığırtkanlığına soyunanlar yine uzaklarda gerçekleşen bir gövde gösterisi ile zihinsel masturbasyonlarini tamamlamaya çalışıyorlar.

    Savaş kötü bir şey arkadaşlar. Işid'in sivillere karşı düzenlediği onlarca bombalı saldırı karşısında oylarımız yükseldi diyenler, bugün 'isid "çekildi" oraya pyd yerleşti, biz zaten vuruyorduk onlar cesetleri topladı' gibi namusuzca bir söylem kusuyorlar.

    Ne rusya ne amerika, bölgede bir dost gibi görülmüyor. Kendi çıkarlarını korumak dışında, uluslararası imajini ve kendi toplumlarinda ki yerlerini muhafaza edip beslemek adina, uygulayip uygulamadiklari her an değişen destek ve saldirilarinin propagandasini yapıyorlar o kadar.

    rusya'dan abd ordu kozu ile koparilan izin'in sebebi ile, aihm mahkemesinin iktidari kibarca kinamaktan başka bir şey yapmayisinin sebebi bundandir.

    Hayata dönüş, zeytin dalı gibi absürd isimler yalnızca gündemi meşgul etmekle kalmıyor, kendi kitlelerinde ki hafizaya da oynuyorlar.

    Twitter'da ü yü haketmeyen halk diye bir yorum gördüm. Ü yü haketmek ne demek nasil oluyor bilen anlatsin. Benim kürt arkadaşlarım var ile bu söylem arasında ince bir çizgi var. Zaten problemli bir hafızanın kendi kendini besleyen zehirli bir döngüsüdür afrin politikası.

    Ben kürdüm. Halk meclislerini, bölge halkının kendi kaderini tayin hakki gibi özgürlükleri savunuyorum. Zamaninda terör propagandasi diye beni yine tehdit edeceklere söylüyorum. Komik olmayın. Çok sikayetciyseniz özgür olduğumuz bir platformda yazmayin.

    Edit: terör konusunda ki bir mesaja cevaptır. Ayrıca bölgede ki insan sayısı hakkında bir fikir verebilir.

    "Terör tüm iktidarların kullandığı en geniş kavram. İşid kendi ülkesine havan topları atarken kılını kipirdatmamis iktidar, isid e karşı soylemleriyle sessiz kalinmasini amacladigi bir firat kalkani operasyonundan yeterince beslendikten sonra, şimdi bi başka savaş tuccarliginin peşinde. Bolgede ki halk meclislerinde araplar kürtler türkmenler var. Bu insanlar uzun zamandir beraber yasiyorlar. Peşmerge şengalden kacarken pyd nasil geri aldiysa isid den orayi, benzer bolgeleri geri aldiktan sonra tekrar evlerine parca parca donen halk, simdi tekrar göçe zorlaniyor. 50 bin kişilik cadir kentin amaci o(*:trt de bu akşam sınırdan yapılan bir programın söylemi). Bolgede sivil halk cok fazla ve asgari kayip yahut gözardi edilebilir ölümler kafası ile hareket ediyor bunlar.

    Mesela 4 temmuzda yazilan bir yazi

    http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-40489770 "
  7. mehmetçik vuruyor, türk lirası değer kazanıyor. mehmetçik vuruyor, borsa yükseliyor.

    istanbul menkul kıymetler borsası iki gün üst üste rekor kapanışla kapandı.

    kürtler 1960'ta amerikan gizli servisinin oyunlarıyla ayaklandırılmıştı. mehmetçik vuruyor, dolar düşüyor. yoksa, türkler amerikan emperyalizmini nihayet yeniyor mu?

    ay bana bir şeyler oluyor!

    yatırımcı mutlu, bankacı mutlu, işveren mutlu. tayyip çok güzel, sen de gelsene?
  8. emperyalistler vardır, varolacaktır da tahmin edilemeyen bir süre, ve kapitalizm ne kadar barbarlaşmışsa dolaylı yoldan hepimiz o kadar emperyalizmin maşasıyızdır. bu, devletler de dahil her örgütsel yapı için geçerli. düşuncesi ne olursa olsun, müslüman kardeşler, ira, pkk, tunus devleti vs... dünya ölçegi baz alındıgında kücük sayılabilecek örgütsel yapıların tutunabilmesini sağlayan şey 'denge siyaseti'dir. iki kapital odağın çatışımını kullanmak yani. burda mesele bu denge siyasetini kurarken ne kadar kendiniz olmaktan çıktığınız, örgütsel varoluş ilkelerinize ne kadar ihanet ettiğinizdir. bu biraraya gelen her topluluk için geçerli bence.

    (bu arada sanırım "devlet olma" meselesinin 96'da örgutün tuzügünden çıkarıldığından kimsenin haberi yok. emperyalist planların neler olacagını "öcalan dünya ve ortadoğu siyasetini çok iyi okuyor" diyen zamanının yöneticilerine de sormak gerekiyor)

    harekata gelirsek burda yazip sildiğim düzenlemeye çalıştığım sonra çok uzun bulduğum entryler oldu. aslında çok uzatmaya gerek yok;

    bu iktidarın tek derdi vardır, o da iktidarda kalmaktır. bunun için nelerin feda edilebileceğinin de sınırı yoktur. suriye savaşı başladıgında cia'nın donattıgı ve katar suud ittifakının beslediği örgütlere destek vermek iktidarda kalmanın yoluydu, bugün de amerika'ya savaş acıyormuş gibi yapmak. (afrin'de amerika yok, o 5bin tırlık yardım da) incirlik acıktır, kürecik radarı da, ancak amerika'ya savaş açtim dersiniz. bir zamanlar "hoca efendi" demeyeni dövmek iktidarda kalmaya yarıyordu, şimdi fetö demeyeni dövmek.

    iktidarda kalmanın yolu anayasa mahkemesini lağvetmek bugün, dünyada en fazla gazeteciyi iceri tıkmak zorunda kalmak, yargıda talimata uymayanları liste yapmak, ohali uzatmak iktidarda kalmanın tek yolu. bir zamanlar ab uyum süreci yasalarına uymaktı, şimdi ise ab'ye kafa tutmak iktidarda kalmanın yolu mesela. ekonomiyi düzgün gibi göstermek için özkaynak ve özsermayenizi yok etmekse yol, onlar çoktan göze alındı. şimdi duşünün denge siyasetinde varoluş ilkelerine ihanet edilip edilmedigini? 95 yıllık cumhuriyetin kazanımlarinın ne kadarı çöpe gitti onu da mustafa kemal'in neferiyiz diyip savaş cığırkanlıgı yapanlar hesaplasın.

    iktidarda kalmanın yolu tek adam rejimidir. o tek adam olmadıgında iktidar da olunmayacagı mutabakatının sertliği bu milliyetçi histeri, bu harekat da iktidarda kalmak derdine ülkenin ateşe atılmasıdır. ülkeyi ayrıştırarak ülkenizi siz bölersiniz, x, y örgütler bölemez. ülkenin yarısını hain ilan ettiler, akp'yi eleştirenleri vatan haini ilan ettiler, daha ne olabilir. sonumuz hayrolsun.
  9. düşünüyorum uğraşıyorum bir türlü kendime bir pay çıkaramıyorum. halbuki kapış gidiyor, ben de bir şeyler almalıyım hissi geliyor, yok diyorum bana bir pay.

    eminönünde balık ekmek izdihamı gibi yaşanıyor olaylar. yine kenardan bakıyorum, payımın miktarını bilmediğim gibi, bu belirsiz miktarı almak için kimlere ne yapabileceğimi de bilmiyorum. mesela ite kaka en öne geçsem ne olur, birilerine bağırsam küfretsem serbest midir? ortada bir medeniyetsizlik, açlık, hiçlik, fırsatçılık olduğu kesin. peki ben bunun neresindeyim benim payım ne hiç bilmiyorum. bakakalirken pas geçmiş oluyorum.

    kısıtlı bilgiyle büyük fikirler oluşmaz. ha bakarsın cumhurbaşkanı, genelkurmay başkanı çağırır durumu nedenleriyle izah eder, gösterir. o zaman bı fikrim belki oluşur. orada olmak nedir, ordunun sınırı geçmesi, savaşması, savaş için mazeretler olması, birilerini korumak, birilerini öldürmek yine eksik yanlarım olacak. bilmiyorum, bilgi eksikliğinden fikir çıkaramıyorum. bilmeden konuşmam bekleniyorsa ancak bu kadar konuşabiliyorum.

    gönül isterdi amerika'yı suçlu çıkarabilmeyi, duvara bayrak asmayı ya da savaş karşıtı olarak sahnelerde parlamak fena olmazdı. ama olamadı, bunu da pas geçtik. gene iktidarda bir pay sahibi hissedemedik. ama olsun sorumluluklarda da pay almamış oluyorum. bilgim isteğim dışında her ne yapılıyorsa oralarda sonuçlarını da sorumlu olanlar düşünmeli.

    insanlara söylemek istiyorum, bilgimiz, isteğimiz ve eylemselligimiz olmayan olaylarda, ne sorumluluk, ne acı, ne sevinç, ne başarı, ne kayıp hiçbiri bize ait olmuyor. böyleymiş gibi davranmak hoşumuza gidiyor biliyorum ama öyle değil.
    abi
  10. efrîn kantonu idari meclisi eşbaşkanı dr. osman şêx îsa'nın açıklamasına göre;

    “erdoğan dünyayı terörle tehdit ediyor. kendisi gibi düşünmeyen herkesi de terörle suçluyor. uluslararası kamuoyuna çağrımız da bu işgal ve direniş karşısında sessiz kalmamalarıdır” diyen osman şêx îsa şunları söyledi: “efrîn’de daha büyük katliamların önüne geçmek için halkımızı şehba ve şêrawa bölgelerine çektik. türk devleti efrîn’e bayraklarını asmış olabilir. bizim çekilmemiz bir yenilgi değil, mücadelenin daha da büyütülmesi ve her yere yayılmasıdır. türk devletinin işgaline karşı mücadelemiz her alanda devam edecek. savaş yeni taktiklerle yeni bir aşamaya geçmiştir.”



    açıklamada, ''saldırıların başından beri aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların bulunduğu 500 sivil türk devleti faşizmi eliyle şehit olmuş, bin 30’dan fazla sivil de yaralanmıştır. ayrıca 820 qsd savaşçısı şehit'' bilgisi verildi.

    (*:anf)

    öso'nun geçtiği yerlerde köyleri yakıp yıkması, hırsızlıkları ve tarihi eserlere zararları bir kenara, hala efrîn'in gerçek sahiplerinin bu katliamcı ve cihatçı çeteler olduğunu söyleyen herkesin menfaatçi namusuzluğuna diyecek bir şey bulamıyorum. sivillerin kentten çıkarılma kararı doğru bir karardır. kawa heykelinin tahrip edilmesi elbet bir temsiliyet taşıyor. türkiye, öso ile beraber yıktığı, öldürdüğü işgalci ortaklığının bedelini de ödeyecektir.

    hem ülkede ki terör ve milliyetçilik çığlıklarıyla büyük resim'ci kitleye karşı duran muhaliflerin arasında ki uçurumu, hem kontrol ettiğini zannettiği ve para/toprak ile rüşvet vererek kürtlere karşı birlik edindiği cihatçıları büyütürken bu bedeli verecektir. götünü yayarak saldırın aslanlarım demek ile, başkasının kanıyla milliyetçilik yapmak ile savaş çığırtkanlığı yapmak ile olmuyor. herkese terörist diyen bir adamın kuyruğuna takılmış giden insanların, "x'ci değilim ama" diyen insanların bu vicdan ve zihin eksikliği beni çileden çıkarıyor.

    daha önce demiştim yine diyeyim; milliyetçilik diye kızıl elma diye damarınıza basarak sizi nasıl kendi iktidarını koruma planlarına kurban ettiğini görmek için dahi olmaya gerek yok.

    ödtü öğretim üyesi prof. hüseyin bağcı, habertürk'te "bugün 4 bin kişiye çıktı, yarın 5 bin kişiye çıktı... biz neyin tartışmasını yapıyoruz, fasulye tanesi mi sayıyoruz?" diye yalnızca kullanılan dilieleştirdi. kendisini çiğ çiğ yemedikleri kaldı. twitter'dan tabi ki yüce devletimizin yanındayım, kimse vatanseverliğimi sorgulamayaz minvalinde döktürdü hemen. sonra da düşünce özgürlüğümdür, dedi. yani gözü dönmüş bunların. bu insanların mı sivillerin güvenliğini düşündüğüne ve onlara dikkat etmek için elinden geldiğini yaptığına inanacağız. bu kafanın tek bir düşüncesi var "hepsi zaten pekakalı, biz gerekirse şehri yıkacağız ama orayı temizlememiz lazım, sivil zayiat olabilir bu savaşta".

    daha fazla insan kaybetmeden, bu kirli politikaların bitmesi temennisiyle.