• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.13)
zorba - nikos kazancakis
zorba, yunanlı ünlü yazar nikos kazancakis'in olgunluk dönemi ürünü (1946). ağır ve suskunlukla yüklü geçen karanlık bir dönemin tadı buruk ilk meyvesi. nikos kazancakis, çağdaş yunan edebiyatının ancak buzlucam ardından seçilebilen, tedirgin ve büyük kişiliklerinden biri olarak çok tartışıldı, yanlış bilindi, az sevildi. zorba adlı bu romanı, onun kendisiyle giriştiği bir tür sessiz hesaplaşma sayılabilir. geçmişin, elden kayıp giden zamanın ve insanın temel yanılgılarının bir kez daha gözden geçirilmesidir bu roman. zorba aracılığıyla kazancakis özyaşamının yenilgiler ve soru işaretleriyle dolu bir bilançosunu çıkarır. bu bağlamda ele alınınca, bu roman, zorba ile yazarın yaşam öykülerinin çizili sınırları arasında sonsuz atkı ve çözgülerle sokunmuş büyülü bir kumaştır, denebilir; baştan sona sürekli bir arayışı, sonu gelmez çabaları yansıtan bir kanaviçedir; insanı arayışın serüvenidir...

(idefix)


  1. kitaplar yazarlarının tabutları gibidir, okuyucu tabutu açtığında yazar dirilir ve okuyucu yazarın hayatına ortak olur, onu yaşar lakin kitaplara konu olmuş hayatları yaşamış insanlarda vardır işte onlardan biridir zorba. kitapta, hayatı yaşamayı bütünüyle farklı açılardan benimsemiş iki insanın arkadaşın gerçek hikayesinden bahseder kazancakis ayrıca anthony quinn'in başrolünde oynadığı pek tatlı bir filmide çekilmiştir.
  2. peşin not^:çok titiz ablalarımıza^: kısmen spoiler içerir.

    zorba, erkekçe zarfının yerine kullanılabilecek bir isim haline gelmiştir. vapur bacası gibi sigara içen babasının, sigarayı ayaklarının altında parçalayak bırakması gibi hayattaki bir gün bırakılacak olacak şeylerin erkekçe kestirilip atılması gerektiğini söyler.

    kadınlara acır, acıdığından dünya üzerindeki hiçbir kadının ağlamasına gönlü razı olmaz. onları tatlı övgülerle avutur, onların zaten inanmak istedikleri her şeyin güzel olduğu, olacağı hayallerine sürükler. bu yalanlarınsa hiçbir zararının dokunamayacağını tecrübeleriyle kanıtlamıştır.

    zorba olmak, mangal gibi bir yürek ister. merakın peşinden koşmayı ister. ancak o zaman demir gibi çevik bir vücut, yıllanmış anılarıyla çok şey anlatabilir. çok şeyi sanki ilk defa görüyormuş gibi merak ettirebilir. yaşamak tutkusunu, ölümden korkmadan sürdürebilir.

    ancak elbette ki zorba da şanslı bir adamdır. yazarımızla tanışmıştır, onun kaderinde şarap içip, keyifle raks etmiştir. ve sayın youser, biz de şanslıyız ki yazarımız zorba'yla tanışmıştır.

    birinci tekil şahıstaki yazar ise, bu arkadaşlık sayesinde düşüncelerinde çok farklılaşmıştır. çoğunlukla davranışlarının felsefi temelini oluşturan buda el yazmalarında belirtilenden ziyade, zorba'nın öğretilerinde geçtiği gibi, şarap içip, kuzu çevirerek sağlam düşünmek için, önce vücudun ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini düşünmeye başlar. düşünmese bile böyle davranır. zaten moby dick'te katolik, maceraperest ishmael demez mi, cehennem gibi korkunç bir düşünceyi oruç tutup bedenine yazık edenler bulmuştur diye.

    ps: kitapta zorba'nın hikayeleri onun ağzından anlatılır. birlikte uzun zaman geçirmiş iki insan için diğerinin dilinden yazmak zor değildir, ancak nikos amca da çok iyi iş çıkarmıştır.

    yine ps: birlikte geçirdikleri tüm anılardan eksik kalan bir şey: tuvalet. sahildeki klübelerinde tuvaletin olmaması yüksek ihtimal olduğu halde, iki karakter de roman boyunca dışarı su dökmeye çıkmamıştır.
  3. şu an 48.sayfasında olduğum kitap.

    !---- spoiler ----!

    dul mu sen ondan haber ver!

    !---- spoiler ----!
  4. henüz başladığım kitap.
    bir şeyler okurken müzik dinlemek pek âdetim değildir,dinlersem bir tek erkan oğur.
    iki keklik yorumunu bugun keşfettim,dinliyordum,sonra hakkında ekşi'de yazılanları okuyordum ki kitabın sonlarına doğru bu türküden söz ediyormuş zorba.
    gerçekten hayatım böyle güzel tesadüflerce zengin.
    birkaç dakika boyu gülümseme nedeni.
  5. "mutluluğun, basit ve açık bir şey olup bir bardak şarap, bir kestane, kendi halinde bir mangalcık ve denizin uğultusundan başka bir şey olmadığına aklım yattı. yalnız, bütün bunların mutluluk olduğunu insanın anlayabilmesi için basit ve açık bir kalbe sahip olması gerekiyordu."

    yeşil ile mavinin buluştuğu ege topraklarından kulağınıza özgürlük şarkıları fısıldayan bu kitabı okuduktan sonra, aynı özgürlük şarkılarını haykırarak söyleyememenin ruhunuza çektireceği acılara karşı hazırlıklı olmalısınız.
  6. ece temelkurana sizi yazar olmaya iten kitap hangisidir diye sorduğumda aldığım yanıttır.
  7. ''ölümle yan yana gidişiniz
    o kayalıklı yolda.
    o çevik gövdeleriniz.
    hayranlıkla izledim sizleri.
    şafakta uyanıp yola çıkan.
    iki yabanördeği gidiydiniz.

    yine bitmemiş olan başka bir şarkıda sana şöyle bağırmaktayım:

    ruhumu sıkı tut dostum,
    dağılmasın! ''
  8. ölüm yatağındaki fahişeye söylenen ''insanız, affet!'' cümlesi toplumun vicdanının ölüme karşı sonunda mağlup olacağını gösterir. kör ölüp de badem gözlü olmayacaktır belki ama kalabalık elbet birbirine özenip ağlayacaktır hor görülenler öldüğünde. yukarıdan bakılan affedecek midir bilinmez ama yukarıdan düşen gözyaşları her zaman olacaktır; göstermelik de olsa.
  9. sayısız defa kıyıya köseye not almama rağmen bir türlü kitabi alamadım.
    sanırım aramızda gizli bir anlaşma var.
    ne zaman kitap almaya kalkışsam kendisini unutuyorum.
    sanırım birbirimiz için en doğru zamanı bekliyoruz.
    bakalım...
  10. !---- spoiler ----!

    zorba kolumdan tuttu, "aklıma bir şey geldi." dedi. "bunu sana söyleyeceğim, ama kızmayacaksın: bütün kitaplarını bir yere yığ ve yak. o zaman... anlama olanağını bulursun belki...

    !---- spoiler ----!