1. ilk kez lobicilik nedir diye bakmamı sağlamış oluşum. burada kullanıldığı anlamla çok da ilgisi yokmuş.

    kaynağı neresi olursa olsun şiddeti övmek, hiçbir yerde kabul görmemeli. buraya net bir çizgi çekilebilir. bunun yanında, unutulmamalı ki, türkiye, bizim kişisel gözlemlerimizden, yaşantımızdan, deneyimlerimizden çok daha geniş bir coğrafya. bize uymayan yüzlerce görüşte milyonlarca insan yaşıyor. elbette birileri de -ki oldukça kalabalıklar- tunceli'ye dersim, diyarbakır'a amed diyor, diyecek, demek isteyecek. elbette birileri türkçe dışında bir anadile sahip bu topraklarda. birileri elbette kendini haksızlığa uğramış, itilmiş, dışlanmış, ezilmiş, sömürülmüş, işgal edilmiş hissediyor. olamaz mı? bunu dile getiremez mi?

    solcu/sosyalist görünümlü kürtçünün, sıradan kürtçünün, türkçünün, islamcının, kemalistin her dile getirdiğini okumak, onaylamak ya da umursamak zorunda mıyız? yanlışsa, doğrumuzu ifade ederiz, doğruysa doğrusunu öğrenmiş oluruz. hiç olmadı, "ne biçim insanlarla yaşıyoruz" der, geçeriz.

    bir görüşün savunucularını keko, organizma, anıranlar, zavallı, yaratık gibi sözcüklerle nitelemek düşünsel düzlemde hiçbir şey ifade etmiyor. görüş, orada öyle duruyor. durmalı da. biri gelip daha geçerli bir görüş sunana kadar.
    ugo

mesaj gönder