1. öncelikle bunları kafadan sallamıyorum, ingilizce öğretmeniyim.

    1- gramer öğreneceğim diye kendinizi paralamayın.
    bizim nesil eline "english grammar in use" alıp boşluk doldurarak geçirdi tüm ingilizce öğrenimini. rica ederim şunu yapmayın artık. tabii ki gramer bilmeniz gerekiyor ama bunun abartılacak bir tarafı yok. hangi tense hangi durumda kullanılır bunu öğrendikten sonra uzun uzun aralarındaki farklar vs ile ilgili alıştırma çözmeyin. gramer zaten siz 4 skills dediğimiz okuma, dinleme, yazma ve konuşmanızı geliştirirken geliştirecektir.

    2- gramer çalışmayarak arttırdığınız zamanı kelime ezberine verin. ezber kelimesi sizi korkutmasın. bir kere 5 kere yazarak öğrenmek diye bir şey yok o bizim yalanımız, uzak durun. üniversitedeki hocamız bir şeyi öğrenmek istiyorsanız "anı yaratın" derdi. yani kelimeyi tek başına ezberlemeye çalışmayın. o kelimeyi gördüğünüzde size bir şeyler çağrıştırmasını sağlayın. cümledeki anlamlarını hatırlamaya çalışın.

    gelelim 4 skills/ beceri ye.

    reading- öncelikle belli bir birikiminiz varsa artık graded kitapları bir kenara bırakıp roman okumaya başlayabilirsiniz. bestsellerlar basit dille yazılmış akıcı kitaplardır zaten emin olun ne ara başladı ne ara bitti fark etmezsiniz. özellikle romantik romanlarla polisiyeler okumanızı tavsiye edderim. türkçe olsa yüzüne bakmayacağınız tırt kitapları ingilizce okuyabilirsiniz, ergen romansları da olur.
    altın kural: her kelimenin anlamını bilmek zorunda değilsiniz. kitap okurken durmayın, ben sadece konuyu anlama açısından çok önemli olan kelimelerin anlamlarına bakarım onun dışında geçerim, bi iki satır sonra olay anlaşılır zaten.

    4- writing- şunu kabul edelim yazmanızı geliştirmek istiyorsanız yazı yazmanız gerekiyor (*:swh) türkçe ya da ingilizce fark etmez okuduğunuz kitaplarla ilgili ufak notlar alın mesela, müzik dinlerken alın kalemi elinize onunla ilgili birşeyler yazın ve lütfen ingilizce düşünmeye çalışın. türkçe bir cümle kurup çevirmeye çalışmak yazma konusunda en çok yapılan hatadır.

    5- dinleme- geldik en eğlenceli kısma, en çok geliştiren dizi izlemektir tabi. kendinize güveniniz geldikten sonra dizileri ingilizce altyazılı izlemeyi bile bırakın. tabi hangi dizi olduğu da önemli. her dizi de anlaşılamaz özellikle ingiliz dostlarımızın dizilerini altyazısız izleyip anlamıyorum diye üzülmeyin. grimm, arrow, once upon a time, legend of the seeker altyazısız da anlayabileceğiniz diziler. önemli bir kısım varsa ve anlamıyorsanız o an için altyazı açıp sonradan tekrardan altyazısız yapın.

    6- speaking- konuşma diğer becerilere özellikle de listeninge bağlıdır. dilde bilinen bir şeydir "silent period." önce bir kulak dolgunluğunuzun olması gerekiyor. sonradan ne kadar iyi konuşabildiğinize sizde şaşıracaksınız. bir konu hakkında konuşurken sesinizi kaydedip tekrar dinlemeyi deneyebilirsiniz. kendi kendinize ingilizce konuşmak da size büyük ölçüde yardımcı olur. tabiiki en iyisi nativelerle konuşmak.

    edit: lelouch un writing ile ilgili önerisini de ekleyeyim, kendisi diyor ki " quora diye bir site/uygulama var. basit soru/cevap üzerinden giden ingilizce bir site. sitede herkes kendi uzmanlık alanlarını (mesela türk vatandaşıysaniz türkiye ile ilgili sorular geliyor) seçip başkalarının sorularını yanıtlıyor. cevap yazma işini ingilizce yapmak gerektiğinden beni bayağı geliştirdi. ayrıca native speaker olanlar cevaplarınızdaki gramer hatalarını vb. hataları edit suggestion yaparak düzeltebiliyor.

    diğer 3 skill öyle ya da böyle oluyor ama writing kısmı biraz zor. yazsak da gösterecek insan bulamıyoruz malum. bu ihtiyacı gideriyor quora"

mesaj gönder