• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
böyle buyurdu zerdüşt - friedrich wilhelm nietzsche
saygılı, dayanıklı ve kuvvetli bir ruhun ağır yükleri vardır. onun kuvveti, daima ağırı ve en ağırı ister. "ağır nedir?" dayanıklı ruh böyle sorar. deve gibi diz çöker ve iyi yüklenmek ister. "yiğitler, en ağır şey nedir ki omzuma alayım ve kuvvetime sevineyim?"her türlü cefayı çekebilen ruh böyle sorar. kibirini zedelemek için alçalmak mı?hikmetiyle alay için deliliğini belli etmek midir? yoksa, zaferini kutlayan bir davadan ayrılmak mı? akıl erdirmenin çayır ve otu ile geçinmek ve gerçeğin aşkıyla ruhta açlık çekmek midir? hasta olmak ve teselliye geleni geri çevirmek ve senin istediğini hiçbir zaman duyamayan sağırlarla dostluk yapmak mıdır? bizi hor görenleri sevmek ve bizi korkutmak isteyen hayalete el uzatmak mıdır? içinde gerçek var, diye kirli sulara dalmak ve soğuk kurbağaları, sıcak yengeçleri itememek midir? bütün bu en güç şeyleri dayanıklı bir ruh yüklenir. yükünü almış ve çöl yolunu tutan bir deve gibi o da kendi çölüne doğru yürür. alışıgelmiş söylemlerin dışına çıkıp, düşünerek yaşamını önemini anlatan, insan hayatını daha da anlamlandıran bir başucu kitabını elinizde tutuyorsunuz. akıcı, doyurucu ve zengin dili ile tüm dünyada onlarca yıldır okunan eşsiz bir eser. nietzsche'nin düşüncelerinin en yüksek düzeye eriştiği olgunluk dönemi, 'böyle buyurdu zerdüşt' adlı bu eseri ile başlar. bu eser, nietzsche felsefesi'nin de ana kitabıdır.(tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. 1883-1885 yılları arasında yayımlanan, fazlasıyla metafor barındıran sabırla özümseyerek okunması gereken felsefi ve edebi nietzsche kitabı.

    metaforları, kavramları ve temsil ettiklerini anlamlaştırarak okunduğunda nietzsche'nin temel felsefesi ortaya çıkar.

    !---- spoiler ----!

    " büyük yıldız! parlayacağın kimseler kalmasa, mutluluğun olur muydu? on yıldır mağarama ulaşıyorsun: ben, kartalım ve yılanım olmasa, ışığından ve yolculuğundan bıkıp usanırdın..."

    "...zerdüşt otuzunda evinden, yurdundan ayrılır. on yıl dağlarda dolaşır, mağaralarda uyur; bir başınalığın tadını çıkartır, kendi ruhuna ulaşıp onun sesini dinler.

    on yıl sonra dağdan inerken, ormandaki kutsal kulübesinde yaşayan bir ihtiyar zerdüştü görür görmez tanır. 'bu zerdüşt!' der, 'tertemiz bakıyor gözleri, dudaklarında iğrenme yok. bu yüzden değil mi dans eder gibi yürümesi. çocuk olmuş, değişmiş uyanmış zerdüşt: ne yapacaksın uyuyanların arasında?'

    !---- spoiler ----!

    nietzcshe kitabında bir hayalin peşinde koşmaktadır. bu hayal aynı zamanda da bir zorunluluktur, çünkü zerdüştte somutlanan kişi nietzsche'ye göre geleceğin ta kendisidir. bir evrimdir üstinsan.

    bunun için insanı acımasızca öldürmek gerekir. "iyi ve kötünün ötesinde bir varoluşun" ardı sıra nietzsche, bir tür evrimin gelişini müjdelemektedir. kitaptaki zerdüşt bu müjdeyi bizlere ulaştıran, üstinsana uzanan bir evrimdir.

    tanrının, insani olan her şeyin, dünya ötesi umutların sözünü verenlerin ve merhametin ötesinde bir varoluş. zira "merhamet insan severlerin çakıldığı çarmıhtan başka nedir ki?". üstinsan, delirmişlik, modern bir varoluş tahayyülüdür.

    o değerlerin ötesinde varolabilen bir varlıktır. bir çocuk gibi yerinde duramayan, dinamik, hep yeni olana, yeni olanı öğrenmeye açıktır.

    türetilmiş, hakim kılınmış "iyi ve kötü" gibi değerlerin mahkumu olmayan bir varlık biçimidir. insan olarak bildiğimiz her şeyin yıkılıp (tanrıyı öldürüp) yeni bir insan türü ve ona ait bir dünyanın tasviridir.
    ozee

mesaj gönder