vatandaşına kurşun sıkan (maraş, çorum, taksim... daha sayayım mı?)
devletin illegal tetikçiliğini yapan,
sokakta görüşünü beğenmediği insanlara saldıran,
ramazan aylarında kampüs teröristi olup, yemek yiyenleri linç eden,
üstüne polis üniforması geçirip sokaklarda yasal protesto hakkını kullanan gençlere tekme tokat saldıran,
her fırsatta miting ya da stand basan,
yolda gördüğü küpeli erkeği yahut eteği kısa kızı döven ya da en kötü ihtimalle yaftalayan,
her ortamda dilinden saçılan ırkçı ve seksist zehirle insanların huzurunu kaçıran,
kötü işleyen bir devlete baş kaldırmayı kötü bir şey sanan,
ezici çoğunluğu ağır cahil olan ve hemen her tartışmayı ya sulandıran ya da kavgaya dönüştüren,
kavga etmeyi, savaşmayı iyi bir bok sanıp daha liseden "meşhur ülkü ocağı kavgaları" ile akademik hayatına müthiş bir giriş yapan,
ilerleyen yaşlarında da bireysel silahlanma çılgınlığıyla boy gösteren,
emeğiyle hayatını idame ettiren insanları toprağa ve devlete borçlu sayıp kafasına göre hain ilan eden,
üst akıl(!) gazıyla elçiliklere, turistlere ya da restoranlara saldırarak ülkenin saygınlığına zarar veren(ki onu da ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar),
sakat zihniyetiyle yine kendisine benzer çocuklar yetiştirip milletin başına bela eden,
çoluğu çocuğu kendisi gibi düşünmüyorsa onlara da baskı uygulamaktan çekinmeyen,
katilleri "vatansever", "dava adamı", "kahraman" ilan edip onlarla övündükten sonra başkalarının halka ya da askere sıktığı kurşundan kendisine haklılık devşirmeye çabalayan,
hayatında gitmediği, gitmeyeceği, yaşamayacağı topraklardaki insanların hangi dilde konuşacağına karar vermeyi kendisine hak gören,
üstüne üstlük gençleri nesilsizleşmeyle, toplumu omurgasızlıkla, muhalifleri ihanetle, kendilerini eleştirenleri de akılsızlıkla suçlayan bir insan formudur.

ha, devletin mallarını da vaktiyle çok güzel hortumlamıştır mehmet ağar'ın karanlık ekibine katılarak, tansu çiller sağ olsun.