1. Meclis başkanı ismail kahraman'ın anayasa değişikliği için ortaya koyduğu gerekçenin beni dehşete düşürdüğü açıklamadır.

    "Bu Anayasa değişmeli. Bir başlangıç kısmı var; üzüyor beni. 34 tane 've', 22 tane 'virgül', 7 tane 'noktalı virgül', 7 'paragraf' ve 1 'nokta'. 2 sayfa süren bir başlangıç kısmı. Dünya anayasalarında böyle bir başlangıç yok. Lisanı da güzel değil. Birinci kısmında hürriyeti verir. Maddenin hemen ikinci kısmında 'ancak, şu kadar ki, fakat' diyerek hürriyeti geri alır. Niye? Çünkü bir darbe anayasasıdır. 61 de böyledir. 82 de böyledir"*

    Bir anayasanın başlangıç kısmının lisanı kendisini ne kadar üzmüş fark ettiniz değil mi? Tam bir 28 şubat zulüm hikayesi. Nasıl da her ayrıntısı tespit edilmiş gözleriniz yaşarmadı mı? Soma'da ölen yüzlerce madenci söz konusu olsaydı işin fıtratında var denilirdi oysa. Ayrıntılar ve ihmaller kimsenin umurunda olmazdı. Nasıl dem vurmuş ama hürriyetlerin elden alınmasından? Tutuklu akademisyenler, gazeteciler ve öğrencilerin hürriyetleri söz konusu olsaydı, yahut bahsi geçen tecritlere, insanlık onuruna aykırı muamelelere maruz kalıp yıllarca işkence gören devrimciler olsaydı haklar ve hürriyetlerden asla bahsedilmezdi.

    5 Haziran'daki diyarbakır patlamasından bu yana 7 haziran süreciyle birlikte yeni bir boyuta geçip ardı arkası kesilmeyen patlamalarda hayatını kaybeden yüzlerce insan, sur'da cizre'de nusaybin'de katledilen yüzlerce sivil söz konusu olsaydı da bu kadar üzülmezdi. Mesela bir ülkenin başkentinde üç kez bomba patlamış da olabilir ama bu güvenlik zafiyeti olduğu anlamına gelmez. Güvenlik zirvesi yapılır ve sorun çözülür. Kimse bizim gücümüzü test etmesin. Şimdi haşmetli devletimizin "katil ışid işbirlikçi akp!" diyenleri ve olay yerinde paramparça olmuş yakınlarının parçalarını toplayanları tutuklaması lazım asıl güvenlik tehdidini onlar oluşturuyor.

    Hedef tahtasında başkanlık sistemi varken ve siyasal islamın kanlı yükselişi sürüyorken her tür politikanın mübah görüldüğü bu dönemde laiklikten arındırılmış bir anayasa fikri hiçkimseyi şaşırtmamıştır. Dindar ve kindar bir nesil isteyen iktidarın kendi içinde tutarlı bir eylemidir.

    Burada burjuva hukukunu da darbe anayasasını da savunacak değilim. Çözümü bu kokuşmuş sistemin dehlizlerinde aramak en büyük hata olurdu zaten. Ama bugün darbe anayasasıdır şeklinde gerekçe sunularak değiştirilmek istenen anayasa tam 14 yıldır türlü türlü yamalıklar yapılarak iktidarın  teminatı olmuştur. Artık işler çığırından çıkıp kılıfına uydurulamayacak raddeye geldiği için anayasa yeni bir yama tutmamaktadır ve ayak bağı olmaya başlamış kurumlarıyla birlikte ortadan kaldırılması gerekmektedir.

    Esas sorun anayasa değişikliğidir yan sorun 2. maddede belirtilen laiklik ilkesidir. Sekülerizmin gerekliliğinin toplumun tüm katmanlarında idrak edilmesi açısından bu karara verilecek tepki büyük ehemmiyet taşımaktadır.

    *http://www.evrensel.net/haber/278465/tbmm-baskani-yeni-anayasada-laiklik-olmamali

mesaj gönder