1. aslinda birbirini besleyen sorunlar olsa da halkanin bir yerinden anlatarak baslayacagim.

    egitimci olmaya uygun nitelikleri olmayan kisilerin egitimci olmalari. adam kayirma, es dost torpili kisimlarini bile goz ardi etsek, egitimci olmak pek cok farkli ozelligi barindirmayi gerektiriyor. psikolojik olarak ozellikle bu nitelikleri uzerinde tasimayan insanlarin ogrencilerle bir araya gelmesi bence cok tehlikeli. taciz vs bunun en uc ornekleri. ama en basitinden yanlis kurulan iletisim sonraki yillarda yetisen insanlarin da farkli negatif ozelliklere sahip olmasina sebep oluyor. (yazar arkadaslarin bahsettigi ego sorunlari da buradan geliyor bence, kendilerine yapilan muameleyi siralari gelince onlar uyguluyorlar)

    egitim sisteminin sorgulamayi ogretmesi. her sey ezber. her sey test. nasil ogrenecekler soru sormayi? soru sormadan ilerleme olmasi mumkun mudur? soylenen her seyi dogru kabul eden nesiller yetisiyor.

    insanlarin ozelliklerine, yeteneklerine gore meslek yonlendirmesi yapilmamasi. bu biraz daha gelismis bir sistemi gerektiriyor, ama ideal duzende bunun olmasi gerektigine inaniyorum. herkes doktor, muhendis mi olmak zorunda? herkes testte mi basarili olmali? bu sisteme uyumlu insanlar sanslilar ve bu sayede basarili olarak adlandiriliyor, geri kalan herkes ise malesef basarisiz. oysa edebiyat, muzik, spor ve niceleri de kariyer elde edilebilecek alanlar ve iyi bir egitim altyapisi gerektiriyor.

    simdi bu son soyledigim sonra yanlis yoneticiler, yanlis egitimciler hatta en temelinden yetersiz ebeveynler olarak bize geri donuyor. bu zinciri bir yerden kirmak lazim ama kirabilecek yoneticileri yetirtiriyor muyuz, bu da baska bir icinden cikilmaz soru isareti.

    not: muhendisim, omrum boyunca da hem ailem sayesinde hem de sistem sayesinde 'basarili' olarak kodlandim. ama sistemin benim isime yariyor olmasi beni mutlu etmiyor.

mesaj gönder