georg wilhelm friedrich hegel

Kimdir?

georg wilhelm friedrich hegel (27 ağustos 1770, stuttgart - 14 kasım 1831, berlin), alman filozof.

günümüzde almanya'nın güneybatısında yer alan stuttgart, württemberg'de doğan idealist alman filozof. etkisi, hem onu takdir edenler (bradley, sartre, küng, bauer, stirner, marx ) hem de acımasızca eleştirenler (kierkegaard, schopenhauer, nietzsche, heidegger, schelling) gibi çok farklı konumlardaki insanlar üzerinde çok geniş bir yelpazede olmuştur. felsefenin sürekli tartışılan sorunlarının fasit dairesinin dışına çıkmak için, muhtemelen felsefede ilk kez, tarih ve yapının önemli olduğunu ileri sürdü. efendi-köle diyalektiği nin kavramsallaştırması öz farkındalık oluşması için ötekinin öneminin altını çizdi.

bir memurun oğluydu. tübingen'de ilahiyat okuduktan sonra bern ve frankfurt'ta felsefe öğretmenliğine başladı. 1805'te jena üniversitesi'ne profesör oldu. başlangıçta schelling'in öznel idealizm felsefesine inanmış görünüyordu, sonradan kendine ayrı bir sistem kurup onun savunmasını yapmaya başladı. kurduğu bu felsefe sistemini 'phanomenologie des geistes' adındaki eserinde anlatmıştır. bir süre nürnberg'de kaldıktan sonra berlin ve heidelberg üniversitesinde profesörlük yaptı. bu devrede yazdığı eserler arasında 'mantık bilimi' ve 'felsefe ansiklopedisi' dikkati çekti.

hegel, kant'ın felsefesine inanmakla beraber onun fikirlerini yetersiz buluyordu. kant'ın aksine insanların her şeyi öğrenebileceklerine inanmıştı. hegel'e göre dünya demek mantık demekti. insanlar mantığın sınırlarını çözdükleri anda beşerin sınırlarını da çözmüş olacaklardı. hegel'e göre, biricik, canlı felsefe, çelişmelerin -daha doğrusu karşıtların- felsefesidir; çiçek, meyvenin ortaya çıkmasına yol açar, ama meyvenin ortaya çıkması için de, çiçeğin ortadan kalkması gereklidir. demek ki üremenin gerçeği, hem çiçek hem meyve olmaktır. ölüm hem ortadan kaldırmadır, hem yeniden doğuşu sağlayan koşuldur.

hegel ömrünün son yıllarını berlin'de geçirdi. 1831 yazı ve sonbaharı boyunca süren kolera salgınının son kurbanlarından biri oldu. 14 kasım'da kısa süren bir hastalıktan sonra aniden ölmüştür.
  1. “şimdi sanatın kendisine, doğanın katışıksız biçimsel bir öykünmesinden başka bir amaç koyması gerekmektedir; öykünme her durumda yalnızca yöntemselliğin büyük yapıtlarını üretebilir, yöntemsel harikalar ve oyunlar ortaya koyabilir, ancak sanat yapıtlarını asla üretemez.”
    georg wilhelm friedrich hegel

    insan yaşamı, insan, doğanın içinde midir diye kendimize sormalıyız. yaşadığımız evler, yürüdüğümüz yollar, okuduğumuz betikler(kitaplar), bilgisayarlar, kişisel duygular, seviler(aşklar), kıskanmalar, yoksulluklar, varsıllıklar, eşitsizlikler... bunlar, ne kadar karşı çıkarsak çıkalım doğanın kendisidir.
    hegel'in "doğanın katışıksız biçimsel öykünmesi"ne gelirsek bu doğayı, kişiyi, seviyi anlatan yapıtlara sanat yapıtı değildir demek gerçekten büyük yanlıştır.

    chopin'in yağmur damlaları, bunlu yağmur sonrası noktürnleri, beethoven'ın göl kıyıları, ağaçlıkları, ay işığı sonat'ı,haydn'ın deniz kıyıları,vivaldi'nin yazı,kışı,ilkyazı,güzü ,monet'in gün doğumu,bedri rahmi'nin karadut'u...
    örneğini verdiğim bu ünlü yapıtlar sanatçıların doğaya öykünmesinden başka nedir? kesinlikle yapıtlarına yaşantılarının sevilerini(aşklarını), yitirişlerini, dışlanışlarını, acılarını, ongunluklarını katmışlardır ki bunlar doğanın kendisinde yok mudur?
    hegel'in dediği gibi öykünme yöntemsel olarak büyük yapıtlar, başyapıtlar ortaya koymuştur.peki bunlar sanat yapıtı değil midir?
    beethoven'ın pastoral senfonisi'ne, chopin'in mi minör noktürnü'ne,pisarro'nun pontoise bahçesi'ne,ege'nin dağlarını betimleyen zeybeklere,dinlediğinde birden ege kıyılarına vardığın rebetiko'lara,divan şiirinin güllerine bülbüllerine,yavuz çetin'in sahil'ine bedri rahmi'nin birbirinden güzel şiirlerine ve çizgelerine, ömer bedrettin uşaklı'nın deniz hasreti'ne ,nazım hikmet'in denizin üstünde ala bulut'una, ahmet haşim'in süvari'sine sanat yapıtı değildir demek olanaklı mıdır?bu yapıtlar yazılırken doğaya öykünülmemiş midir?

    yöntemsel(teknik) olarak incelendiğinde örneğini verdiğim bu yapıtlar gerçekten de birer başyapıttır. ancak hegel'in dediği gibi "yalnızca tekniğin büyük yapıtı" değildir bunlar. kişilerin içine işleyen, ara sıra toplumun yaşantısına kayan(kemalettin kamu'nun,bingöl çobanları,chopin'in mazurkaları,zeybekler,pisarro'nun hasat'ı vb.) doğaya ve kişiye öykünen yapıtlardır.

    hegel'in söylediği o başka amaca gelirsek o amaç bana göre "sanat sanat içindir" ya da "sanat toplum içindir" ilkelerinden sıyrılıp "sanat hem toplum hem sanat hem de barış ve güzellik içindir" ilkesine göre yapıtlar ortaya koymaktır. ancak bir beste, şiir, çizge(resim), oyun, şarkı oluştururken o yapıtın bu bütün bu özellikleri taşıması gerçekten de çok zordur.yapan var mıdır tek bir yapıtta bu nitelikleri birlikte sunan sanatçı? vardır ancak azdır. bu işi en iyi yapanlardan biri zülfü livaneli'dir. örneğin serenad adlı yapıtında bir sevi öyküsü anlatırken, sanatsal yazım yöntemleri kullanırken aynı oğurda(zamanda) toplumsal iletiler vermekte, geçmişte yaşanılan ve günümüzdeki sorunlara değinmektedir. yine aynı sanatçının "memleket kokulu yarim" adlı şarkısında güzel mi güzel imgelerle birlikte söz sanatları yaparken toplumumuzun geçmişteki bir diğer yarası olan “nüfus değişimi(nüfus mübadelesi)"ne değiniyor. başka bir örnek olarak attila ilhan "sokaktaki adam" adlı romanında bireyin duygularını anlatan sanatlı bir anlatımla birlikte toplumun arada kalmış bir kesimini yakından görmemizi sağlıyor.
    böyle yapıtlar ortaya koymak gerçekten zordur, her sanatçının yapabileceği iş değildir. benim önerim her sanatçı hem "sanat sanat içindir" görüşüne hem " sanat toplum içindir" görüşüne uygun ayrı ayrı yapıtlar versin. bir yapıtında içindekileri dışa vururken, doğayı güzelce betimlerken bir yapıtında da toplumun sorunlarına değinsin.

    günümüzde bu noktaya vardık diyebilirim. bir tek sanat anlayışına bağlı kalan çok az sanatçı kaldı günümüzde(sanatçı dediğimle günyeli nereye eserse oraya giden kişileri saymıyorum). umarım bütün sanatçılar bu görüşlere uyan nitelikli yapıtlar vermeyi başarır.

mesaj gönder