1. belli bir akıl sağlığı standartında yaşama devam edebilmemiz için muhtaç olduğumuz duygular bütünü.

    bunun en büyük ispatı pek acıtmasına karşın sürekli arzu halinin devamıdır. eğer aşka muhtaç olmasaydık bu kadar sıkıntı ve acıyı yüklenmek son derece saçma bir hareket olurdu.

    insan bedeni üretiyor. sevgi üretiyor, ilgi üretiyor, alaka üretiyor. bu birikimleri dışa vurmazsak içimizde çürüyerek bize zarar veriyor. arada ufak ufak atımlar yapıyoruz kedi seviyoruz, bir çocuğun başını okşuyoruz, belki zor durumdaki birine yardım ediyoruz. ama bunlar satır arası..yeterli değil. gerçekten içimizde biriken sevgiyi, ilgiyi bir kişiye yöneltebildiğimiz zaman hafifliyoruz.

    hafiflediğimiz zaman, işte, okulda veya sokakta her neredeyse takınmak durumunda olduğumuz maskeleri düşürebiliyoruz. ehe ehe eve gideyim jelibon yiyeyim diye düşünürken, x bey istediğiniz çalışmaları hazırladım diyoruz ya hani gün içinde, işte içimizde birikenleri verdiğimiz kişiye böyle yapmak durumunda kalmıyoruz. aklımızdan geçen, gönlümüzden geçen neyse tüm çıplaklığı ile onun karşısında durabiliyoruz.

    işin en güzel yanı, o da bizim karşımızda öyle durabiliyor. bu karşılıklı olduğu zaman gerçekleşen enerji akımı, o karşılıklı sonsuz güven ve sona ermeyecek gibi gelen huzur hissi.

    işte o his var ya, onun için tüm çalışmalarımız, tüm kazandığımız paralar, tüm kendimizi adam etme çabamız o hissiyata ulaşabilmek için. madde olan hiç bir şeyle, yemeyle içmeyle, statü kazanmakla, en iyi arabayı almakla, en müthiş seksi yapmakla, yönetmekle, güce ulaşmakla ulaşılmıyor buna. o yüzden ki paraya ve güce sevdalı olanlar bunun sonunu getiremiyor, sürekli diyor daha fazla daha fazla. kazandıkça, elde ettikçe boşluk da büyüyor asla dolmuyor.

    halbuki herşeyi doldurmanın yolu aşktan geçiyor. sen, onun karşısında tamamen sen, o senin karşında tamamen o olduğu zaman ve göz göze durduğunuz zaman, o güven o huzur, o tek bedende iki ruh hissiyatı..işte o zaman nirvana mı dersiniz, enel hak mı dersiniz ne derseniz, ulaşıyorsunuz. böyle bir hissi insan bedenine ekleyebildiği için tanrıya inanıyorsunuz.

    işin sancılı acılı kısmı yok mu, dolu, belki çoğunluğu öyle ama tilkinin de dediği gibi "insan evcilleştirilmeyi kabul etti mi, biraz gözyaşını da göze almalı."

mesaj gönder