• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.40)
ordet - carl theodor dreyer
golden lion ve golden globe ödüllerine sahip, 1955 yılında çekilmiş, tiyatrodan uyarlanmış bir carl theodor dreyer filmi.
1925 yılında danimarka'nın bir köyünde geçen filmde çitftçilik yapan ihtiyar morten borgen ve ailesinin özelinde din-aşk-ölüm üçgeninde filizlenir film.
  1. dünya sinema tarihinin hatrı sayılır yönetmeni, carl theodor dreyer'in filmografisinin en beğenilen filmlerinden biri "ordet". yönetmenin bütün sanat hayatını etkileyen geçmişi bu filmde de inger üzerinde kendini göstermektedir. zira evlatlık verildiğini 18 yaşına geldiğinde öğrenen dreyer, annesinin çocuk düşürürken öldüğünü öğrenmesiyle bu gerçeği daha ağrılı atlatacaktır. bu büyük sarsıntı da onun kadın kahramanlarının acı çeken kadınlara dönüşmesine yol açacaktır.

    kaj munk'un oyunundan uyarlanan ordet (söz) filmi danimarkalı rahip yazarın dram dolu hayatının bir öngösterimidir. keza kaj munk naziler tarafından kurşuna dizilmiştir. "inanç" üzerine şekillenen bu filmin bir rahibin elinden çıkması da hiç şaşırtıcı değildir.

    !---- spoiler ----!

    film temelde ayrı inançlara sahip olan iki adamı ele alır. biri kierkegaard okuyup inanç üzerine düşünmekten adeta meczup olmuş johannes, diğeri ise inançsızlığın kenarlarında dolaşan mikkel. bu iki adamın inanılmaz sade ve durağan yaşamı filmin ikinci yarısından itibaren değişir. çünkü mikkel'in meleklerden farkı olmayan karısı çocuğunu doğururken azraille mücadele etmektedir. bu bekleyişi sona erdirmeye çalışan tek kişinin johannes olması onun da bir noktadan sonra kaçıp gitmesi şaşırtıcıdır. doktor aheste aheste hastayla ilgilenirken, babaları dışarda bekler, küçük kardeş sevgilisiyle evlenip evlenemeyeceğini merak eder, mikkel şaşkın halde doktora yardım etmeye çalışır. aslında hepsi bir an önce ne olacaksa olsunun peşindedirler. bu güçlü bir imandan gelmez, johannes'in onları suçladığı karton inançlarından gelir. tüm bu bekleyiş sonrası bebek dört parçaya ayrılarak (bu inancın bölünmesi olarak okunabilirken, incil'in dört kitaba dönüşmesi olarak da okunabilir)doğar/ ölür hemen ardından doktorun iyi olduğunu söylediği inger de gözlerini hayata yumar. ta ki filmin başında babanın söylediği mucize gerçekleşene kadar. zaten filmin tamamı buna hizmet ediyor görünür.

    mikkel: asla bu kadar okumamalıydı.
    borgen: onu yeteneği olduğu için ben yönlendirdim.
    mikkel: ailede bir rahibin olmasını istiyordun.
    borgen: hayır, mikkel, bu doğru değil. yeterince rahip var. ihtiyacımız olan, insanları sarsacak biri. johannes'in özel yetenekleri bana, hıristiyanlığın ateşini yeniden alevlendirebileceğini düşündürdü. onun mesih olması için o kadar samimi dua ettim ki!

    görünen o ki tüm film borgen'in duasının kabul olmasıyla alakalı. mucize bekliyor ve beklediği mucize sonunda -tabii ki kutsanmış küçük bir kız çocuğunun inancıyla- gerçekleşiyor. inancın ateşi de böylelikle yeniden alevleniyor. filmin uzun planları, mekanların sadeliği, mizansenin basit görünürlüğü, karanlık atmosferi bu dramı gözümüzde 'gerçekçi' bir noktaya taşıyor. öyle ki aileden biri olup mucizeye ellerimizle dokunabiliyoruz. inger'in göz yaşları bizim yanaklarımızı da ısıtarak geçiyor. ve tek sözün büyüsüyle film sona eriyor.

    !---- spoiler ----!

mesaj gönder